Hatırlanacağı üzere; Munzur Su fabrikasında 2014 yılı Ağustos ayında bir kısım çalışanlarımız tarafından, yetkisi olmadığı halde üyesi oldukları sendika ile Tis görüşmeleri yapılması amacıyla yasadışı işbırakma eylemi şeklinde fiili bir durum yaratılmış olup, kamuoyunun duyarlılığı ve Munzur Su yönetimi ile ortaklarının iyiniyetli yaklaşımı neticesinde fiili durum sonlandırılmıştır.
Geçen yıl yaşanan bu fiili durumun sona erdirilmesi için Dersim sivil kitle örgütleri ve kamuoyunun da tanıklığında yapılan görüşmelerde Munzur Su yönetimi ve ortaklarınca kamuoyuna taahhütte bulunulduğu şekilde;
a)Sendika ile TİS görüşmeleri yapılması (yetkisiz olduğu halde) 11 Nisan 2015 tarihinde yapılan genel kurulun gündemine getirilmiş ve bu yönde karar alınması sağlanmıştır.
b) Genel Kurulun verdiği yasal sınırlar içerisinde Tis yapılmasına yönelik yetki çerçevesinde Munzur Su yönetimi, sendikanın hazırladığı ve mali müşavirimizin yaptığı hesaplamalar da işletmemizin 2014 yılı karının 166.361,00 TL olduğu bir süreçte işletmemize yıllık maliyeti yaklaşık 1.250.000,00 TL olan taslak üzerinden TİS görüşmelerine 31 Temmuz 2015 tarihinde başlanmıştır.
c)Yapılan ilk görüşmede taslağın bazı maddeleri üzerinde uzlaşma sağlanmış bazılarında ise uzlaşma sağlanamamış ve TİS görüşmelerinde ki usul gereği görüşme sonuçları tutanağa geçirilmiş ve karşılıklı mutabakatla tespit edilecek tarihte görüşmelere kalındığı yerden devam edilmesine karar verilmiştir.
d)Bir sonraki görüşme 18 Eylül 2015 tarihinde yapılmış ve bu görüşmelerde de aynı usul takip edilerek uzlaşılan ve uzlaşılamayan konular tutanağa bağlanmış ve mutabık kalınacak bir tarihte görüşmelere devam kararı alınmıştır.
e)Bir sonraki hafta görüşmelere kaldığı yerden devam etmek için sendika yetkilisi aranmış ancak sendika yetkilisi değerli şair ve aydın Sennur Sezer’ in vefatı nedeniyle görüşmenin yapılamayacağını ve tarafımıza dönüş sağlanacağı beyanı sonrasında da Ankara katliamı gerçekleşmiştir. Nihayetinde uygun tarihlerde iki görüşme daha yapılmış ve bu görüşmelerde uzlaşılamayan konularla ilgili karşılıklı tekliflerde bulunulmuş ve bu tekliflerin değerlendirilmesi için taraflarca süre talep edilmiştir.
f)Son olarak 26 Ekim 2015 tarihinde Dersim merkezdeki büromuzda bir araya gelinmiş ve bu toplantıda Munzur Su yönetimi tarafından uzlaşılmayan konularla ilgili olarak son teklifimizin geçerli olduğu ifade edilmiş, bunun üzerine sendika yetkilisi teklifimizi bir haftalık süre içerisinde değerlendireceklerini beyan etmiş ve önceki görüşmelerde olduğu gibi bu görüşmemizde tutanağa bağlanmıştır.
Bu durumun tutanağa bağlanmasının hemen ertesinde sendika tarafından basına açıklamalarda bulunulmuş, bir sonraki gün ise fabrikanın fiilen kapanması anlamına gelen yasadışı iş bırakma ve yasadışı greve başlanmıştır. Gelinen aşamayı bu şekilde özetledikten sonra Tis görüşmelerinde uzlaşma sağlanan ve önerdiğimiz hususlara ilişkin olarak da siz değerli kamuoyunu bilgilendirmeyi bir borç bilmekteyiz.
Fabrikamızda şu an haftalık çalışma saati haftada 48 saat olup, 45 saati aşan 3 saat için işçilerimize fazla mesai ücreti ödenmektedir. Haftada 3 saat fazla mesai ile birlikte en düşük işçi maaşı 1.073,00 TL olup, Tis görüşmeleri sonucunda ise işçilerimize vermeyi taahhüt ettiğimiz artışlar ve sosyal haklar şu şekildedir.
İşçilerimizin maaşlarına enflasyon artış oranının veya TEFE, TÜFE artış oranının %30 fazlası artış verilecektir.
Her işçimize yıllık bir maaş ikramiye verilecektir. (Mevcut uygulamada geçen yıldan başlayarak yönetim değişikliğiyle birlikte ikramiye ve sosyal haklar adı altında yılda bir kez 600,00 TL ödeme yapılmaktadır.)
Her işçimize yıllık 200,00 TL giyim yardımı verilecektir. Her işçimize yıllık yarım ton ayni kömür yardımı verilecektir.
Her işçimize ilköğretime başlayacak çocukları için 100,00 TL ortaöğretime başlayacak çocukları için 150,00 TL, yükseköğrenime başlayacak çocukları için 250,00 TL eğitim yardımı verilecektir.
Her işçimize evlenmeleri halinde bir cumhuriyet altını, kendisinin veya eşinin doğumu halinde ise yarım cumhuriyet altını verilecektir.
Her işçimize eş ve çocuklarının ölümü halinde bir aylık maaşları tutarında ölüm yardımı ödemesi yapılacaktır.
İşçilerimiz servis ile işe getirilip götürülmekte olup, bu uygulama aynen devam edecektir.
Bunun dışında uzlaşma sağlanan idari nitelikte maddelerde bulunmaktadır. (İşyeri temsilciliği v.d)
Yukarıda üzerinde uzlaşılan ve önerdiğimiz maddeler kabul edildiği taktirde en düşük işçi maaşına maddi olarak yansıtıldığında mevcut mesai uygulaması ile birlikte haftada 48 saat çalışan en düşük maaş alan işçimizin maaşı yaklaşık 1.310,00 TL olmaktadır. (Doğum, okul, evlenme hariç)
Hal böyle iken en son toplantı tutanağında bir sonraki toplantı tarih ve zamanının taraflarca kararlaştırılacağı imza altına alınmışken; son toplantının 2 gün sonrasında yasadışı bir şekilde grev başlatılmıştır.
Şirketimiz sürecin başından bu yana Dersim kamuoyu ve ortaklarımızdaki duyarlılığı nazara alarak her zaman iyiniyetli olarak ve uzlaşmacı bir tavırla hareket etmiştir. Ancak sendika ve görüşmeleri yürüten arkadaşlarımız neredeyse Türkiye’nin ekonomik gidişinin müsebbibi Munzur su imiş gibi yaklaşımlar sergilemişlerdir. Kendilerine şirketin mali durumu ve bu durumun bütün kamuoyunun incelenmesine açık olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, bu durum gözardı edilerek Dersim’in duyarlılığı ve şirketimizin duyarlılığı hep başka bir noktaya taşınmıştır.
Tis görüşmelerinde uzlaşma sağlanması olası olduğu kadar, uzlaşma sağlanamaması da olasıdır. Uzlaşma sağlanamadığı taktirde bu durumun uzlaşmazlık tutanağına bağlanarak arabulucu, yüksek hakeme başvurma ve buna benzer süreçlerden geçilerek hareket edileceği açıktır. Israrla geçen yıldan bu yana Tis görüşmelerine başlamak isteyen sendikanın Tis görüşmeleri başladıktan sonra ise süreç istediği gibi gitmediği durumda yasal süreçlere uymayarak yasadışı bir şekilde hemen grev silahına sarılması iyiniyetli bir davranış biçimi olarak değerlendirilemez. Yine geçen yıl sendikamızı tanıyın sizden 3 yıl maddi olarak herhangi bir talepte bulunmayacağız diyen işçi arkadaşlarımızın, son iki yıldır herhangi bir olumsuz durum olduğunda hemen greve gideceğiz şeklinde bir uygulama geliştirilmek istedikleri de görülmektedir. Sendikanın cenazeden kaynaklı mazeretinin ve devamında Ankara katliamı sonrasında sürecin uzamasının Munzur Su süreci oyalıyor şeklinde açıklamaya dönüştürülmesinin etik bir yönü de bulunmamaktadır. Yine konunun nihayete erdirilmeden derhal basınla paylaşılması da manidardır.
Başından beri halkımıza yalan söylemedik ve aynı şekilde ne yaşanmışsa olduğu gibi aktarmaya çalıştık. Hal böyle iken sırf kamuoyunda haklı kılınmak adına süreci manipüle edecek şekilde bir kısım açıklamalar yapılmasının taktirini de siz değerli halkımıza bırakıyoruz.
Şunu da özellikle belirtmek gerekir ki; Munzur Su projesi bir ütopyaydı ve bu ütopya 240 Dersimli’nin el ele vermesi ile gerçekleşti. Munzur Su’yu bundan 10-15 yıl önce sermaye koymak suretiyle yaşama geçiren ortaklarımıza bu güne değin kar payı veya herhangi bir ad adı altında bir ödeme yapılamamıştır. Bir tarafta Türkiye’nin ekonomisinin bir yansıması şeklinde zor koşullarda çalışan 50’ye yakın işçimizin bulunduğu gerçekliği karşısında, diğer tarafta da emeklerinin karşılığını bu fabrikaya, memleketlerine yatırım yapılması amacıyla az yada çok yatıran 240 ortağımızın bulunduğu gerçekliğini de siz değerli halkımızın bilgisine sunmayı bir borç biliyoruz.
Sonuç olarak yaratılan fiili durumun hak aramayla ilgisi olmadığını, işletmemizin mali verileri kendileriyle açık bir şekilde paylaşıldığı halde, sendikanın gerçekçi olmayan ve iyiniyetle bağdaşmayan taleplerinde ısrarlı olduklarını ve sendikanın adeta işletmemizi sabote etmeye yönelik bu tutumunun, suyumuzun ülkemizde ki en kaliteli doğal kaynak suyu olarak tescil edilmesi sonrasına denk gelmesinin tesadüf olamayacağını duyarlı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla
MUNZUR SU