Düzgün Baba Cemevi Yönetim Kurulu'ndan yazılı açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, "Düzgün Bawa Cemevine dönük Nazımiye Kaymakamı Uğur Tutkan tarafından uzun bir süredir, idari ve mali yönden ağır para cezalarıyla faaliyetlerimiz engellenmeye çalışılıyor. Son yıllarda Düzgün Bawa'da yaptığımız tüm faaliyetler bir şekilde cezai yaptırıma tabi tutuluyor. Cemevimiz bir ticarethane gibi yaptırımlara maruz bırakılıyor. Nazımiye Kaymakamı tarafından sistematik bir şekilde baskı, sindirme ve bir cezalandırma politikasıyla karşı karşıyayız" ifadelerine yer verildi. Düzgün Baba Cemevi Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamanın devamı şöyle;
CEMEVİNİ SGK'YA ŞİKAYET ETTİ
Alevi toplumunun en kutsal ayı olarak bilinen bu Xızır ayında Nazımiye Kaymakamı inanç yerimize dönük tahammülsüzlüğünün sonucu olarak 10 binlerce TL tutarında vergi cezaları kesiyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Tunceli SGK İl Müdürlüğüne Düzgün Bawa Cemevinde kayıt dışı işçi çalıştırdığımıza dair ihbar yazısı gönderip şikayette bulunuyor. Düzgün babada Cem hizmeti yürüten pir ve analarımız, zakir, on iki hizmet yürüten canlar ayrıca cemevinde temizlik yapan, çay dağıtan, lokma pişiren ve diğer hizmetleri yürüten canlara ödediğimiz lokma ve çıralık nedeniyle içlerinde 80-90 yaşındaki pir ve anaların da bulunduğu 30 kişilik isim listesini kaymakam SGK İl Müdürlüğüne "kayıt dışı işçi çalıştırıyorlar" gerekçesiyle gönderip SGK İl Müdürlüğünden cezai işlem uygulamasını talep ediyor. TİCARETHANE GÖZÜYLE BAKIYOR Düzgün Bawa Cemevine Nazımiye Kaymakamı Uğur Tutkan bir şirket bir Ticarethane gözüyle bakıyor. Düzgün baba Cemevi ısınma sorununu çözmek için 500 TL ye bir soba almışız. (Yönetim kurulu kararı var, şahıstan aldığımızdan gider makbuzu kesmişiz) buna rağmen 3000 TL ceza verilmiş. Kaymakamın görev yaptığı ilçenin tamamı Alevi. Her sene on binlerce canın ziyaret ettiği Düzgün Bawa Cemevinin ısıtma sorunu var. Bir kaymakamın görevi bu ısıtma sorununu çözmek mi yoksa cezalandırmak mı?
TEREYAĞINA 3 BİN TL PARA CEZASI
Bir köylü canımızdan Düzgün Bawa'da yaptığımız bir Cem’de lokma niyaz pişirmek için 600 TL'ye aldığımız tereyağına 3000 TL ceza verilmiş. (Yönetim kurulumuzun kararı var, gider makbuzu kesmişiz, işletme defterine kaydı var) Fatura yok diye cezai işlem yapılmış. Sormazlar mı köylüden bihaber köylüde fatura ne gezer..! Ayrıca dernekler yönetmeliği Ek 13. Madde (Dekont harcama belgesi olarak kullanılır yönünde net ve kesin hüküm) olmasına rağmen bu hükmü görmezden gelip “Harcama belgesine rastlanmadığı” gerekçesiyle 18.000 TL ceza kesilmiş. 30.000 TL İDARİ PARA CEZASI Daha önce bu konularla alakalı gerek Tunceli Valisi ve Nazımiye Kaymakamıyla yaptığımız görüşmelerde bu durumu kabul etmediğimizi yasal ve demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı söylemiştik. Daha önce 2021 yılında verilen 30.000 TL idari para cezası gerek dernekler masası gerek hukukçular gerek mali müşavirlerle yaptığımız istişareler neticesinde verilen cezanın tamamı dernekler kanunu ve dernekler yönetmeliğine aykırılık teşkil ettiğini tespit etmiştik. 15 günlük sulh ceza mahkemesine itiraz hakkımızı kullanmadan önce kaymakamla yaptığımız görüşmede o dönem bu tespitlerimizi kendilerine sunmuştuk, mahkemeye gideceğimizi ve kamuoyuyla paylaşacağımızı kaymakama söylediğimizde bize Arkadaşlarımız personeli için ayağına sıkmışlar, mevzuata hakim değiller. 1
5 GÜNLÜK İTİRAZ HAKKIMIZ ENGELLENDİ
Bu durumu mahkemeye taşımayın hemen yeni bir komisyon kurup bu cezayı düşüreceğim diye söz verdi. Bu cezayı yazı işleri müdüresi kesmiş ben okumadan imzaladım dedi. Bütün bu görüşmelere başta Vali ve ilçe belediye başkanı, il encümeni, kimi muhtarlar tanıktırlar. O dönem vali bu sürece müdahil oldu ve kaymakama bu cezanın düzeltilmesi için talimat veriyor. Yasal hakkımız olan 15 günlük itiraz hakkımız engellendi. Bugün aradan bir sene geçmiş o dönem düşürüldüğüne dair söz verilen ceza sessiz sedasız bize yeniden tebliğ ediliyor. Bu nasıl bir ciddiyetsizlik hayretler ve şaşkınlık içerisindeyiz.
ELİNDEKİ KAMU GÜCÜNÜ KULLANARAK...
Dersim Barosu ile yaptığımız görüşmeler neticesinde bu gün itibariyle yaşanan bu hukuksuzluğa karşı yasal süreci başlattık ilgili mahkemelere itiraz edildi. Bir taraftan cemevlerine yasal statü verileceği yönünde açıklamalar yapılıyor öte yandan kaymakam bir inanç yerini ticarethane statüsünde görüp on binlerce TL idari ve vergi cezaları kesiyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Daha önce kaymakam beyin kendisine söylemiştik. Şimdi Kamuoyu önünde bir kez daha Nazımiye Kaymakamına sesleniyoruz. Ey Kaymakam; İstersen bir trilyon ceza ver istersen elindeki kamu gücünü kullanarak gel cemevimizin kapısına köç vur. Biz yukarı Düzgün Bawa mekânına çıkar pirimizin huzurunda hizmet vermeye devam ederiz. Hiç bir güç bizi inanç yerlerimizden söküp atamaz.
CEMEVLERİMİZ TİCARETHANE DEĞİLDİR
Düzgün Bawa Cemevi özelinde kaymakam ve temsil ettiği Emevi aklının kabullenemediği kendilerine biat etmeyen itaat etmeyen özgürlükçü direnişçi inanç ve itikat sahibi yol evlatları ve kurumlarıdır. Kaymakamın rahatsızlığının bir sebebi de son yıllarda Düzgün Bawa'da geçekleştirdiğimiz inanç itikat sosyal kültürel ve toplumsal etkinlikler kamuoyunca bilinmekte görülmekte bu gerçekleştirilen etkinlik ve faaliyetlere her defasında yüzlerce insan katılmakta ve sahiplenmektedir. Düzgün Bawa Cemevine dönük Nazımiye Kaymakamı'nın bu zulmüne bu tahammülsüzlüğüne, bu cezalandırma ve sindirme politikasına karşı bütün halkımızı dayanışmaya çağırıyoruz. Bu Xızır günlerinde gün birbirimize Xızır olma günüdür. Cemevlerimiz ticarethane değildir..! Cemevlerimizden, inanç yerlerimizden ellerinizi çekin..!
Kenan Korkmaz