Soruşturmalar ile ilgili Eğitim Sen Dersim Şubesinde bir araya gelen eğitim emekçileri bir basın açıklaması yaptı. Sendikal eylem ve etkinliklerin Türk Ceza Kanunu ile korunmaya alındığına dikkat çeken Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı Süleyman Güler, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi kapsamında, sendikal eylem ve etkinlikler nedeniyle verilen cezaları, Sözleşmeye aykırı bulmuştur. İş yerlerinde Eğitim Sen üyelerine yönelik olarak soruşturma, baskı ve cezaların en yoğun olduğu dönemlerden birisi yaşatılmak istenmektedir. Başta eğitim hakkı olmak üzere, temel hak ve özgürlükler konusunda yıllardır ilkeli ve kararlı duruşundan taviz vermeyen üyelerimiz, kimi zaman tamamen iktidarın denetimine giren ‘yargı’ ve ‘hukuk’ kıskacına alınarak cezalandırılmak istemekte, kimi zaman da tamamen siyasi talimatlar ile kararlar verilerek yıldırılmak istenmektedir.”dedi.
Açıklamasında Milli Eğitim Bakanlığının suçluluk psikolojisi içinde olduğuna dikkat çeken Güler,
“Hukuksuz bir şekilde gerçekleştirilen soruşturmalar ülkede eğitime, eğitim ve bilim emekçilerine ne kadar değer verildiğini göstermesi açısından ibret vericidir. Çocukların akademik başarılarını yükseltmek için Dersim Belediyesi tarafından 2011 yılında açılan, kadrolu ve gönüllü öğretmenlerce ücretsiz olarak ders verilen Dilek SERİN Eğitim Destek Evinde, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında; hafta sonu tatillerinden, mesai sonrası dinlenme zamanlarından fedakârlık yaparak, hiçbir ücret almadan çocuklarımızın başarısını yükseltmek için gecesini gündüzüne katan ve son yıllarda TEOG sınavında Türkiye (1.)birinciliği başarısının yakalanmasında, üniversiteye yerleşmede Türkiye sıralamasında (6.) altıncı sıraya yükselmede okullarda çalışan diğer fedakâr öğretmen arkadaşlarımız gibi, payları son derece büyük olan, bir kadın, bir anne duyarlılığı ve özverisi ile çalışan şube kadın sekreterimiz Özen Meral Uç ve 5 Kadın öğretmen arkadaşımız ve üyemize, yasal olarak hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen, haklarında savcılık tarafından soruşturma başlatılmış, başlatılmış bu soruşturma gerekçe gösterilip valilik tarafından MEB e yazı yazılmış ve idari soruşturma başlatılması istenmiştir.”diye konuştu.
Güler, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tunceli Valiliğinin yazılı talebi üzerine -ortada sadece bir iddiaya ilişkin ön soruşturma varken, henüz mahkeme süreci bile başlamamışken, herhangi bir cezai hüküm verilmemişken- MEB Müfettişleri ilimize gelerek arkadaşlarımızın ifadesine başvurmuştur. Oysa dünyanın başka bir ülkesinde olsa bu öğretmen arkadaşlarımız, eğitime yaptıkları katkı nedeniyle ödüllendirilirlerdi. Üyelerimizi cezalandırmaya çalışan bir zihniyetin ne bu ülkeye, ne ülkenin geleceğine ne de eğitime herhangi bir katkısının olması mümkün değildir.
Unutulmamalıdır ki sayın valinin ve bu soruşturmayı hazırlayanların çocuklarının başarılarında da bu öğretmen arkadaşlarımızın payı büyüktür. Bu arkadaşlarımız herhangi bir şekilde suç sayılamayacak vicdani, meşru, demokratik ve sendikal haklarını kullandıkları için hiç de hak etmedikleri böyle bir soruşturmaya muhatap olmuşlardır. Sonuç olarak; Eğitimin hiçbir aşamasında öğrenci ve öğretmenlere bu biçimde sorumsuz yaklaşamazsınız, öğrencilerimizin eğitim hakkına engel olamazsınız. O nedenle eğitim sistemini alt üst eden ve sürekli mağduriyet üreten tüm bu anti demokratik uygulamalar derhal durdurulmalıdır.” dedi.