Açıklamada, ‘Üniversite bileşenlerine karşı sorumluluk taşıyan liyakatli bir rektör istiyoruz’ pankartı açıldı.
Eğitim-Sen Eğitim ve Yükseköğretim Sekreteri Sinan Muşlu, üniversite yönetimlerinin demokratik ve katılımcı bir yapıda olması gerektiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Sadece öğretim üyelerinin oy kullanabildiği ve bu nedenle de üniversite bileşenlerince antidemokratik bulunan rektörlük seçimleri dahi terk edilmiş, bu sistemin yerine rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını ve görevden alınmasını sağlayan bir modele geçilmiştir. Milli iradenin üniversitelerdeki tezahürü olarak savunulan bu sistem ile üniversiteler üniversite olmaktan hızla uzaklaştırılmıştır. Unutulmamalıdır ki üniversitenin bileşenleri, üniversite çalışanları ve öğrencilerden oluşmaktadır. Üniversitenin yönetim modeli, salt akademisyenlerle sınırlı olmayan, tüm bileşenleri ile birlikte planlanan ve yönetilen, kamusal finansmana dayalı ve kamusal denetime açık, demokratik-katılımcı ve kurumsal özerkliğe sahip bir formda oluşturulmalıdır.”
Prof. Dr. Gülnaz Karatay ise “üniversitelerde yönetme erkinin herhangi bir zümreye bahşedilmiş bir imtiyaz olmadığı” vurgusunu yaptı. Karatay, Munzur Üniversitesi rektörlüğüne adaylık başvurusu yaptığını da belirterek “Talip olduğum bu pozisyona atanmam durumunda baskın lider kültü yerine, üniversite ile işbirliği içerisinde ortak yaşam ilkelerini hayata geçirerek farklılıklara saygıyı esas alacağım. Üniversiteyi çevre illerin bürokratik ve yönetsel baskısından kurtararak kent dinamiklerine uygun ve özgün kurumsal değerleriyle gelişimini sağlayacağım” dedi.
Haber: Kenan Korkmaz