8 Mart, Dünya Kadınlarının, annelerinin, günüdür. Bu gün alanlarda, meydanlarda, onlar vardır. Onların sesi vardır.
Kahvaltıda Arya,,büyük annesinin boynuna sarıldı.’Büyük anne bugün ,sizin annelerin,annemin, günüdür.Anneme,çiçekçiden bir gül alacağım.Bir gülde sana alacağım.Büyük anne ’Dedi.Büyük annesi de dönüp sevinçle ona sarıldı.Öptü.Aryayı alkışladım.Sevindi.
Evimiz, SEYİT RIZAYA yakındır. Evden çıkarken, coşkulu kadın sesleri geliyordu. Kadınlar, SEYİT RIZADA olmalıydı. Polis aramasından geçerek parka girdim. Seyit RIZA parkı, kadınlarla, dolmuş taşmıştı. Parka açılan, yollar, kadınlarla doluydu. Büyük bir katılım vardı. Annelerin ellerinden tutmuş çocuklar, annelerini çekiştiriyorlardı. Seyit Rıza, çevresini kuşatmış, kadın misafirleriyle yapılan konuşmaları dinliyordu. Türküler, eşliğinde, coşkulu, halaylar, çekiliyordu.
Günün anlam ve önemini dile getiren, coşkulu konuşmalar yapılıyordu. Tunceli Kadınları günlerinde alanlardaydılar. Tunceli’ye yakışır bir kutlamaydı.
Kadınlar gününün dünyada anlam kazanması 8 Mart 1857 yılında ABD Newyork kentinde grev yapan kadınlardan 129 unun fabrikaya kapatılıp yakılması sunucu, kadınlar günü, bütün dünyada anlam kazandı. Kutlanmaya başlandı. Dünyada, İlk Emekçi Kadınlar günü, 19 Mart 1911 yılında kutlanmaya başlandı. Ülkemizde, 8 Mart 1921 yılında kutlanmaya başlandı.
Kadınlar Günü, annelerimizin günüdür. Haz Âlinin, cennet onların ayakları altındadır. Dediği annelerin günüdür. Sevgisine doyamadığım annemin günüdür. Her yıl 8 Mart Günü, rahmetli annemle bir araya geliriz. Onun yüzüne bütün gün bakarım. Gülen yüzünü, üzüntülü, kederli yüzünü seyrederim. Yazmayla örtülmüş açıkta kalan beyaz saçlarını seyrederim. Kederlenirim, Ağlamam gelir içimden. Onu seyretmeye doyamam, Onunla geçirdiğim günleri yaşarım. Beni ilkokula başladığım ilk gün, başka bir köydeki okula gidişimde, köyün dışına kadar uğurlayışını, çantama, evde arpa ekmeği pişerken, o gün benim için buğday emeği pişirdiğini, ekmeğin arasına, koyduğu tereyağını, diktiği bez çantaya koyup, boynuma astığını, unutamam. Hasta günümde, iyi günümde, hep yanımdaydı. Doktorumdu. Öğretmenimdi. Benim. Her 8 Mart ta tekrar yaşarım. Onun sevgisi, anlatamayacağım kadar büyüktür. Çoktur. Bütün anneler gibi.
Kadınlar, yaşamın aydınlığıdır. Güzelliğidir. Onlarsız, yaşam, yaşam değil, işkencedir. Karanlıktır.
Atatürk ün dediği gibi her şey, dünyada, kadının eseridir. Kadın olmazsa, hayatta olmaz. Her alanda kadının varlığı, yaşamın rengidir. Varlığıdır. Evde, sokakta, okulda, işyerinde dairede, fabrikada, onların varlığı, olmazsa olmazıdır. Onların, nezaketi, sıcaklığı, ortak yaşamı, yaşanır, renkli, güvenilir. Kılanıdır.
Atatürk, laik Cumhuriyeti kurarak, Kadınlarımızı, özgür, çağdaş yaşama, uygar dünyaya, kavuşturdu
Ülkemizde, giderek palazlanan, tarikat şehleri, kadınlarımızı, onların, gerici, karanlık dünyalarına, kapatmak için çabalıyorlar. Laik ülkede hiç çekinmeden, utanmadan, kadınların, okumamalarını, okullara, gitmemelerini, Afganistan gibi karanlık bir dünyaya, hapsedilmelerini, kapatılmalarını, istemektedirler. Cumhuriyetimizi, korumakla, görevli Cumhuriyet savcılarımızda seyrediyorlar.
Kadınlar, okulda, işte, istihdamda, sokakta, olmazsa, ülkemiz uygarlıkla buluşamaz, Aydınlıkla buluşamaz. İlimizde, İş kur Müdürlüğünün, yüzlerce kadını, geçici bir süre içinde olsa istihdam, etmeleri, sevindiricidir.
Hemen her yıl, yüzlerce kadın, anne, kadın düşmanı, canavarlar tarafından, katledilmektedirler, İstanbul Sözleşmesinin iptali, bu canavarlara, katillere, cesaret vermiş olmalıdır.
Anneme sevgilerimi, öpücüklerimi, dünyadaki bütün annelere, saygılarımı gönderiyorum.
İyi ki varlardı. İyi ki varlar.