Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz Dersim'de "Türkiye nereye gidiyor? Ne yapmalı?" konulu halk toplantısına katıldı. Belediye konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Akdeniz, seçim tartışmalarından, ittifak görüşmelerine zamlara ve hayat pahalılığına kadar bir çok konuya değinirken, yaşananlar karşısında beklemeyip harekete geçme çağrısı yaptı. Akdeniz, zamlara, hayat pahalılığına, işsizliğe karşı her yerde güçlü mitingler yapma önerisinde bulunarak, "Bu iktidara sandıkta kırmızı kart göstermek için beklemeyeceğiz, meydanlarda göstereceğiz kırmızı kartı" dedi.
"GÜLİSTAN DOKU NEREDE SORUSUNA CEVAP BULMALIYIZ"
10 Ekim katliamıyla, Dersim katliamıyla yüzleşmeden Türkiye'yi karanlık tünelden çıkarılamayacağına vurgu yapan Akdeniz, "Gülistan kardeşimiz kaybedildi, kayboldu, Gülistan Doku'ya ne oldu? Bu soruyu partim adına da soruyorum. Gülistan Doku nerede? Biz bu soruya cevap bulamazsak güven içinde çocuklarımız gezemez. Geleceğimiz güven altında olamaz. Bu soruyu sadece sormayacağız akıbetini öğrenene kadar mücadele edip sesimizi yükselteceğiz" dedi.
"BARINMA SORUNU AYNI ZAMANDA LAİKLİK SORUNUDUR"
Dersim'de öğrencilerin barınma sorunu için yaptıkları eylemlere değinen Akdeniz, "Konut sorunu ağır bir sorun sadece Dersim'de değil İstanbul'da geçen yıl 2 bin TL olan kira bu yıl 4600 TL. Betonistan yarattılar, yüzbinlerce konut yaptılar bu daireler boş, milyonlarca insan bir çatıdan yoksun. Kiralar almış başını gidiyor. Çünkü kapitalistler, inşaat baronları barınak, ev, konut değil meta üretiyor. Onlar için, o dairelerde kimlerin oturduğunun önemi yok. İnsanlığa düşman, insanlığa yabancı, insanın iliklerini sömüren bir sistem bu. Onun için bizim mücadelemiz bu insanlık dışı kapitalist sisteme karşı olmak zorunda. Niye ev yapmadınız dediğimizde yurt yaptık diyorlar. Cemaat yurtları yapıyorlar. Güç kaybettiği için her türlü gericiliğe çocukları mahkum edip mecbur ediyorlar. Gençlerin barınma sorunu aynı zamanda laiklik sorunudur. Laiklik ve kamusal barınma hakkı için hepimizin mücadele etmesi gerekiyor" diye konuştu.
"KAYYUM REJİMİ SON BULMADAN ÜLKE DÜZE ÇIKAMAZ"
Gezdiği yerlerde milyonlarca insanın oy verdiği Belediye başkanlarının, milletvekillerinin, seçildiği ama seçilmişlerin görevden alındığına değinip kayyum rejimini eleştiren Akdeniz, "Halkın iradesine darbe vurulan yerleri geziyoruz. Aynı baskıyı Büyükşehir Belediyeleri de yaşıyor. Projeleri kabul edilmiyor. Büyükşehirlerin desteğiyle küçük belediyeler ayakta kalır hale gelmiş. İlkokul 1. sınıf öğrencisi sınıf başkanını seçiyor da üniversiteler neden kendi rektörünü seçemiyor? Niye kayyum rektör atıyorsunuz? Halkın kendi seçtiği belediye başkanını neden görevden alıyorsunuz. Ülkenin düze çıkması kayyum rejimin son bulmasıyla mümkün olabilir" diye konuştu.
"YANGINLARA MÜDAHALEYE İZİN VERİLMEDİ"
Dersim'de yaşanan orman yangınlarına değinen Akdeniz, "Orman yangını trajedisini Ege ve Marmara da yaşadı. Hayvanın otlayacağı yer yok, arıcılık için yer yok buralarda maden sahaları var, taş ocakları var yeşil ormanlar kel tepelere dönmüş. Burada yangına müdaheleye izin vermeyenler Ege ve Akdeniz de de aynı mantığı güttü orada da izin vermedi. Giremezsiniz dediler. Yanan her bir ağaç bizim sorumluluğumuzdadır. Oraya tek bir çivi çakılmaması, korunması için herkesin çaba harcaması gerekiyor. Barajlara karşı çok güzel bir mücadele yürüttünüz en azından şimdilik kazandınız bu aynı zamanda Ege ve Karadeniz köylülerini de umutlandıran bir mücadele. Ama bunlarda oyun bitmez" dedi
"ÜLKEDE İÇ GÖÇ VAR"
Maden ocakları ile insanların yaylalarını temel üretim yerlerini, yerleşim yerlerini kaybettiğini dile getiren Akdeniz, "Ne yapacak bu insanlar ne yiyecek, ne içecek, ne üretecek göçe zorluyorsunuz bu insanları. İç göç var bu ülkede. Tarımda dışa bağımlılık artarsa göç de artar" diye konuştu.
GÖÇ SİYASİ BİR SORUNDUR
Göçün siyasi bir sorun olduğuna değinen Akdeniz "Bölgede de göçmenler var. Suriye'den, Afganistan'a sürdürdürülen savaş politikalarının sonucudur. Göçmenlere de etinden sütünden ne kadar yararlanabiliriz diye bakıyorlar. Gelenlerin çoğu düşük ücrete çalışan, o parayı da alamayan insanlar onun mücadelesini de vermek zorundayız" dedi.
KIRMIZI KARTI SANDIKTA DEĞİL MEYDANLARDA GÖSTERECEĞİZ
Hükümetin açıkladığı ekonomi programının halka borç yüklediğine dikkat çeken konuşmasında Akdeniz ,"Orta vadeli program açıklandı. Bu programın sadece önümüzdeki 4 yılda borç ödemesi 1 trilyon lira bunu biz ödeyeceğiz, vergilerle faturalarla. 2022 yılında borç faizi tutarı 240 milyar lira. Erdoğan ekonomi uçacak diyor, zam geliyor. Doğalgaza, elektriğe, kömüre, tohuma, mazota, gübreye zam. Zam yağmuru devam ediyor. Şu an belki de iyi günümüzdeyiz bu kış daha kötü olacak" diye konuştu.
Halk içerisinde seçim tartışmalarının yoğun olduğuna değinen Akdeniz, burjuva muhalefet cephesinden dillendirilen 'Sokağa çıkmayın provakasyon olur. Sokağa çıkmayın ilk seçimde gidecekler' gibi söylemlere dair, "İnsanların bir buçuk yıl daha bekleyecek zamanı yok. Partimizin çağrısı 'Seçimleri bekleme harekete geç'tir" dedi. Hayat pahalılığına, yeni zam dalgasına, işsizliğe karşı her yerde güçlü mitingler yapma önerisinde bulunan Akdeniz, "Bu iktidara sandıkta kırmızı kart göstermek için beklemeyeceğiz, meydanlarda göstereceğiz kırmızı kartı. 1 Mayıs'a kadar halkın en acil demokratik, ekonomik taleplerini dile getirelim.Yoksa bu karanlık tünelden çıkamayız" diye konuştu.
"KÜRT HALKININ TALEPLERİNİ YOK SAYAMAZSINIZ"
Kürt sorununa dair yaklaşımlara değinen Akdeniz, "Erdoğan Kürt sorununu çözdük diyor. 5 bin siyasetçi içerde, halk ana dilini konuşamıyor, belediye başkanı seçemiyor. Bir halk haklarıyla vardır. Kürt halkının hakları yok sayıldığında var demenin hiçbir anlamı yoktur" dedi.
"TEK ADAMA KARŞI GÜÇLÜ BİR CEPHE KURMALIYIZ"
Seçim tartışmalarına da değinen Akdeniz, Türkiye'nin iki kutuplu burjuva ittifakına mecbur olmadığını söyleyerek, "Reddediyoruz bu dayatmayı. İkisi de burjuva programa sahip, halka dayanmayan kapalı kapılar ardında kurulan, işçi ve emekçileri temsil etmeyen yapılardır. Giden gidecek de yerine gelen ne olacak. Tek adama karşı güçlü bir cephe kurmak zorundayız. Hem iktidar, hem halk seçeneği kuracağız. Bu ülkenin işçileri emekçileri köylüleri konuşacak bunlar olmadan bir seçeneği konuşamayız. Biz kendi programımızı, kendi yönetimimizi oluşturacağız. Türkiye'nin geleceği; işçi sınıfı ve emekçiler, Kürt halkı, ezilenler, demokrasi güçleri yok sayılarak çizilemez.Türkiye'yi kimseye bırakmayız" dedi.
Akdeniz, halk toplantısının ardından şehir merkezinde esnaf ziyareti yapıp esnafın sorunlarını dinlerken merkezde bulunan halkla da selamlaştı.Evrensel