Dersim’de toplanan ve iki gün süren Emek Partisi Kürdistan Örgütü 7. Konferansı tamamlandı. Kobanê’de direnen halklara atfedilen konferansta,tüm baskı politikalarına ve gericiliklere karşı mücadeleyi büyütme kararlılığı vurgulandı.
‘Em ê hovîtiye tek bibin. Dê çîna karkeran bi ser keve. Dê gel bi ser kevin’ (Barbarlığı yeneceğiz. İşçi sınıfı kazanacak. Halklar kazanacak) sloganıyla Dersim’de toplanan Emek Partisi Kürdistan Örgütü 7. Konferansı açıklanan sonuç deklarasyonuyla tamamlandı. Konferansa 17 ilden 100 delege katıldı. İki gün süren konferansta dünyadaki ve bölgedeki siyasi gelişmeler, Kürdistan’daki işçi, gençlik, kadın, üretici köylü, çevre, kültür-sanat alanlarında ki mücadele deneyimleri değerlendirildi. Konferansta çeşitli alanlarda yürütülecek mücadeleye dair kararlar alındı.
KONFERANS KOBANÊ DİRENİŞİNE ATFEDİLDİ
Konferansın sonuç deklarasyonunu Emek Partisi Kürdistan Örgütü yöneticisi İlhan İlbay açıkladı. Rojava’da süren mücadeleye değinerek, “Kobanê ve Rojava’nın kurtuluş mücadelesini ve halkımızın büyük direnişini selamlayan Kürdistan Örgütümüz, önümüzdeki süreçte Rojava’nın demokratik, halkçı, kantonal özerkliğine yönelecek her türlü emperyalist ve gerici hesaplara karşı çıkacağını, mücadele edeceğini yüksek sesle ilan eder” dedi. Rojava devriminin kazanımlarının ve Kobanê direnişinin başta Ortadoğu halkları olmak üzere tüm insanlığın geleceği için önemli bir mevzi olarak kabul ettiklerini ifade eden İlbay, konferansın Kobanê’de direnen halklara atfedildiğini söyledi.
GERÇEK BİR YÜZLEŞME İÇİN…
Konferansın Dersim katliamının 77’nci yıldönümüne denk düştüğünü belirten İlbay, “Konferansımız AKP Hükümetinin devletin kara siciline kazınmış Dersim katliamı ve diğer bütün tarihsel suçlardan aklanmak için ‘özür’ kavramının içini boşaltarak yaptığı manevralara karşı çıkar” dedi. Gerçek bir yüzleşmenin halkların eşitliği ve kardeşliğine dayanan politikalardan geçtiğini kaydeden İlbay, “Devletin kurumsal olarak özür dilemesinin faili olunmuş tarihsel yıkımların, işlenmiş suçların maddi-manevi bütün sonuçlarının tazmininden ve en önemlisi de ‘tek dil-tek millet-tek din’ şeklindeki ‘kurucu’ politikanın terk edilmesinden geçtiğini bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
ÇATIŞMASIZLIK ÇÖZÜM DEMEK DEĞİLDİR
Çözüm sürecinde derin bir krizin yaşandığını ve AKP’nin sürecin başından bu yana çözümden çok tasfiyeyi hedeflediğini belirten İlbay, “Konferansımız, sürecin eski profilde yürütülemeyeceğine, devletin Kürt halkının taleplerine somut yanıtlar vermesinin zorunluluğuna, çözümün çatışmasızlık olmadığına ama yine de çatışmasızlık durumunun devam ettirilmesinin halkların demokratik mücadelesinin yararına olduğuna dikkat çeker, sürecin AKP’nin seçim hesaplarına dönük istismarının dayanağı yapılmasına karşı halkların ortak mücadelesinin önemini bir kez vurgular” dedi.
TOPRAKSIZ VE YOKSUL KÖYLÜYE TOPRAK
Üretici köylülerin tarım ve hayvancılıkta uygulanan yıkım politikaları karşısında sendikal örgütlenmesinin önemine dikkat çeken İlbay, bu politikalar sonucunda geniş emekçi kesimlerin insanlık dışı koşullarda mevsimlik tarım işçiliğine zorlandığını kaydetti. İlbay, mevsimlik tarım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınarak güvenceli çalıştırılmasının ve sendikal örgütlenmesinin önünün açılması için kapsamlı bir çalışma yürütülmesi gerektiğini belirtti. İlbay, “Konferansımız ayrıca, bölgede topraksız ve yoksul köylülüğün talepleri doğrultusunda, büyük toprak sahiplerinin elinde tuttuğu toprakların, mayınlı arazilerin ve hazine arazilerinin kapsamlı bir toprak reformuyla yoksul köylülüğe dağıtılması için mücadele etmeyi temel bir görev olarak önüne koyar” dedi.
ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK İÇİN MÜCADELE
‘Cihad’çı gericiliğe karşı özgürlükçü bir laik yaşamın savunulmasının önemine vurgu yapan İlbay, “Konferansımız; Başta Aleviler olmak üzere değişik dini inanç grupları ve tüm toplum kesimlerinin inanç özgürlüğünün güvencesi olan laisizmin savunulması, bölgeyi kuşatmakta olan cihadçı-mezhepçi gericiliğe ve özel olarak AKP iktidarının hayatın her alanında hakim kılmaya çalıştığı gerici muhafazakarlığa karşı, mücadele çağrısı yapar” dedi.
Kürtlerin ulusal birlik tartışmalarına da değinen İlbay şunları kaydetti: “Halkımızın ulusal hak talepleri ekseninde savunulabilecek ‘ulusal birliğin’, gerçekte çelişkili bir birlik olduğunu ve sosyal-sınıfsal hak mücadeleleri açısından çoğu zaman baskılayıcı bir rol oynayabileceğine dikkat çeken örgütümüz, kendisini ‘ulusal birlik’le sınırlamayacağını, sosyal-sınıfsal mücadelenin hiçbir gerekçeyle ertelenemez, ötelenemez önemde olduğunu bir kez daha vurgular.”
(Dersim/EVRENSEL)