Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “İlimizde yüzlerce okulda, binlerce öğrenci ve yüzlerce eğitim emekçisi bulunmaktadır. Bu öğrencilerin ne kadarı internete erişebilmekte, ne kadarı derslere katılım için zorunlu olan bilgisayar, tablet gibi araçlara sahip. Bakanlık ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü bunu tespit etmiş midir? Tüm öğrencilerin eğitime katılımının sağlanması için ne tür önlemler alınmıştır? Bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır Pandemi süreci ile derinleşen ekonomik krizin tüm yükünün işçi ve emekçilerin sırtına yıkıldığını biliyoruz. İşsizlik oranının ve yoksulluğun yüksek olduğu ilimizde krizin etkileri de halkımız içerisinde giderek büyümüştür. Emekçiler için tablo bu kadar vahimken ailelerin büyük çoğunluğu, çocuklarına bilgisayar, tablet gibi araçları almakta, aylık 100 lirayı bulan internet faturasını ödemekte zorlanacak veya ödeyemeyecektir. Devletin merkezi bütçesinin ana kaynağı, biz emekçilerden kesilen doğrudan ve dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Pandemide emekçilere bütçeden tek kuruş ayrılmamışken patronlar çeşitli teşviklerle adeta ihya edilmiştir. Yapılması gereken bellidir, emekçi çocukların eğitimden mahrum kalmaması için bilgisayar ve tabletler ücretsiz dağıtılmalı, internete ücretsiz erişim sağlanmalıdır! Son dönemde vakalar giderek artarken, Bakanlığın hala yeni dönemde alınacak tedbirlere dair yapacağız, edeceğiz demesinin dışında elle tutulur hiçbir açıklaması yoktur. Somut hangi adımlar atılmış, okullar gerekli hijyen koşullarına uygun şekilde düzenlenmeye başlanmış mıdır hala belirsizdir.
Eğitim, uygulanan politikalarla adım adım paralı hale getirilmiş, kamusal bir hak olmaktan çıkarılmıştır. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 29 Ağustos günü yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarına ilişkin yaptıklarını anlatırken “Eğitimde asıl yük öğretmen maaşlarıdır!” diyerek sarf ettiği sözler, sehven söylenmiş sözler değildir. Tersine bu sözler, egemen sınıfların, eğitimle ilgili zihniyetlerinin oldukça yalın bir şekilde açıklanmasından ibarettir. Salgın süreci de göstermiştir ki, egemen sınıfların kamusal alan diye bir dertleri yoktur. Pandemi sürecinde, eğer ifade ettiğimiz talepler hayata geçirilmezse emekçi çocukları eğitim sürecinin tamamen dışına itilecektir. Bu talepler bir an evvel hayata geçirilmeli, eşitsizliğin ortadan kaldırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Partimiz bu taleplerin hayata geçmesinin ancak ve ancak emekçilerin birleşik mücadelesinden geçtiğini bilerek, tüm emekçileri birlikte mücadeleye çağırmaktadır.
EMEK PARTİSİNİN TALEPLERİ
Öğretmen ve hizmetli personel sayısı artırılmadan okullarda yüz yüze eğitim başlamamalıdır. - Okullardaki derslikler, kantin, spor salonları, tuvaletler hijyen koşulları gözetilerek yeniden düzenlenmeli, tüm hijyen malzemeleri bakanlıkça temin edilmelidir. Tüm okullarda ateş ölçer bulundurulmalıdır. -Yüz yüze eğitime başlayacak tüm eğitim emekçileri ve öğrencilere ücretsiz test yapılmalı, bu testler 14 günde bir tekrar edilmelidir. Ne eğitim emekçilerinin ne öğrencilerin ne de velilerin sağlığı riske atılmamalıdır. - Yine birbirine yakın okullar birleştirilerek acil bir durumda müdahale edecek eğitim emekçileri ve öğrencilerin sağlığını takip edecek sağlık birimleri oluşturulmalıdır. - Uzaktan eğitim için gerekli internet, bilgisayar veya tablet, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz olarak verilmelidir.