Canavar, acımasız yarattıklara verilen sıfattır. Acımasız insanlara yakıştırılan bir sıfattır. Masallardaki kötü hayali kahramanlarından biridir. Onunla savaşan kahraman her masalın sonunda onu öldürerek insanları kurtarır. Bir zamanlar kitaplardan okuduğumuz canavarlı masallar, günümüzde beyaz perde de okunmaktadır. Meraklıları hala çoktur.
Hala insanlar çok başlı canavarların olduğuna inanır. Van gölü canavarı bunlardan biridir. İnsanlar, hala canavarları masallarda, Van Gölünde arar dururlar.
İnsanlar tarihte, masallarda görülmemiş büyüklükteki canavarların her gün yanı başlarında olduklarını göremezler veya görmemekten gelirler. Çağımızda, insanlık için en büyük canavarın, tehlikenin atomdan çok Trafik Canavarı olduğunu bilmezler. Dünyada günde binlerce insan bu canavarlar tarafından öldürülür. Ölümlerin yüzde ellisine yakınını bu canavarlar gerçekleştirir. Buna rağmen insanlar göllerde, denizlerde, ormanlarda canavar ararlar. Yanı başlarında kendilerini kuşatmış canavarları görmezler.
Televizyon kanalları, gazeteler haberlerinde hep bu canavarların canavarlıklarını verir dururlar. Bu canavarlar bazen o kadar canavarlaşırlar ki; İnsanları diri diri yakarlar. Trabzon’a giden yolcuları yolda yakalayan Trafik canavarı dokuzunu diri diri yakarken, onlarcasını ölümden beter yaraladı.
Bu canavarlar o kadar çok çoğalmışlar ki, sokaklar bunlarla dolmuş taşmıştır. Her an, her saat nereden nasıl çıkıp saldıracakları bilinmez. Sokaklar, yollar bu canavarların saldırısı altındadır. Yolun kenarında kaldırımda olsanız bile, onların yolunda olmazsanız da size saldırırlar. Çokça masum insanı bu şekilde katlettiler.
O canavarları yaratanlar, bizleriz sürücüleriz. Kurallara uymayız. Yaya trafiğinin yoğun olduğu şehir içinde, yerleşim alanlarında, belirlenen hız sınırına uymadan basarız gaza. Ayrılan şeritten çıkar, keyfimize göre seyrederiz. Zahmet edip kemer takmayız. Yasak dinlemeyiz istediğimiz yerde park ederiz. İşaretlere sinyallere uymayız. Onun için canavarlar yaratırız.
Şehrimizde, Emniyet Müdürlüğü trafik görevlilerinin, iyi niyetlerini, uyarılarını dikkate almayan sürücüler, zaman zaman kuralları ihlal etmekte, tehlike ve sıkıntı yaratmakta sakınca görmezler. Alkollü araç kullanırlar. Trafik işaretlerine uymazlar. Yayaların, trafiğin yoğun olduğu şehrin merkezinde, belirlenen hız sınırını aşarlar. Hele gece geç saatlerde alkollü, otobanda gidercesine şehir içinde hız yaparlar. Akşamları yürüyüşe çıktığımda, onlardan sakınmak için kaldırımın en dibinde yürümeye dikkat ederim. Gece saatlerinde, müzigi bütün çevreye, gece konseri verircesine sonuna kadar açarlar. Çevreyi rahatsız ettikleri akıllarına gelmez.
Canları istedikleri yerde park ederler. Yolun sağında seyrederken, park yasağı olan yolun soluna geçerek park ederler. Arabalarla satış yapanlar, kendilerini trafik kurallarından muaf sanırlar. İstedikleri yerde, yolun sağında, solunda yasak dinlemeden yolu tıkayarak park ederler. Zaman zaman yayalar bile geçecek yer bulamazlar.
Nerdeyse İnsan sayısına ulaşan taşıt sayısı, günlük yaktıkları yakıtlarla dünyayı da yaktılar. Atmosfere saldıkları zehirli eksoz gazları ile atmosferi de zehirlediler, kirlettiler. İklimler değişti. Afetler, felaketler peşpeşe gelmeye başladı.
Bu felaketleri, bu gelişmeleri yakından izleyen, gören, aynı zamanda üreten Uygar ülkeler, atmosfere zehir saçmayan, kirletmeyen, bisikletlere binip, toplu taşıt araçlarını tercih ederken, Bizim gibi ülkelerde, iki adımlık yere özel araçlarla gidilir. Toplu taşıt araçları dururken, sokakları daraltan, havayı kirleten, özel taşıt araçları tercih edilir. Bir ailede herkes ayrı, ayrı otomobil sahibi olmak ister. Otomobili olmayan, kendini toplumdan dışlanmış, yoksul sayar.
Trafik canavarı ile alkollü olduğum bir günde, araç kullanırken yakından tanışmıştım. Araçta ailemin hemen hepsi vardı. Hemen hepsi trafik canavarı ile yüz yüze gelmişti. Trafik canavarı hepimizi hastanelik yapmıştı. Yinede ucuz kurtulmuştuk. Önde oturduğu için büyük tehlike atlatan, canavarla en çok yüz yüze gelen küçük kızım, arabalara binmeye korkarken, arabaların ön koltuğunda bir daha oturmadı. Canavarı biz yaratmıştık. Bize saldırmıştı.
En büyük, en acımasız canavar, masallardaki değil. Trafik Canavarıdır.
Onu biz insanlar yarattık.
Yine ancak biz insanlar onu, o tehlikeyi yok ederiz.
Fikri TAŞ
