Araştırmalar, ülke nüfusunun yaklaşık % 18’inin engelli olduğunu söylüyor. İş kazaları, trafik kazaları, doğuştan ve çatışmalı sürecin sonucu olarak yaşanılan engellilik hali büyük bir oran oluşturuyor. Dolayısı ile bu alanda devasa sorunlar yaşanmaktadır. İstihdam, eğitim, sağlık, ulaşım, kent yaşamı gibi ekonomik, kültürel ve sosyal alanlar engelli yurttaşlar için engel oluşturmaya devam ediyor.
Engelli yurttaşlar alınmayan tedbirler nedeniyle yaşamını yitirmekte, taciz, tecavüz gibi çeşitli cinsel saldırı ve istismara, şiddet ve fiziksel saldırılara maruz kalmaktadırlar. Engellilerin yaşamını devam ettirebilmesi tümden aile üyelerinin ilgisine, bilgisine ve bakımına terk edilmiş durumdadır.
AB uyum çalışmaları kapsamında yasal alanda ve diğer alanlarda kimi düzenlemeler yapılmıştır, ancak zihniyette engeller devam ettiği için bu düzenlemeler iktidarların icraatları hanesine hoş projeler olarak kaydedilmekten öteye gidememektedir. 5378 Sayılı Yasa’da olduğu gibi, yapılan yasal düzenlemelerin uygulama tarihi sürekli ertelenebilmektedir. Sağlıkta gerekli tedavi hizmeti alamayan yurttaşların kullandıkları cihazların temini, bakımı ve onarımı bir başka problemdir.
Yasal düzenlemelerde engelli yurttaşların istihdamına ilişkin zorunlu oranlar mevcuttur. Kamuda dahi bu orana uyulmadığını biliyoruz. Geçen dönem 65.000 engelli yurttaş sınava girmiş, sadece 7000 kadro açılmış bu kadrolarda 4000’i yerleştirilmiştir. Çalışma koşullarından şikâyet eden görme engelli yurttaşlar ve bedensel engeliler. 50.000’e yakın boş engelli kadrosunun boş olması işte bu yaklaşımın bir sonucudur.
Kent düzenlemeleri herhangi bir engeli bulunmayan yurttaşlar için bile problem oluştururken engellilerin, ulaşım da dâhil kent yaşamına katılımında onlarca sorunu sayabiliriz.
Hükümet yetkilileri katılmaları muhtemel toplantılarda, etkinliklerde önemli laflar ediyorlar. Ancak, hayati sorunlar yaşayan engelli yurttaşların laf değil icraat bekledikleri de açıktır. Bu nedenle, engellilerin ayrımcılığa uğramadan ve etkin biçimde toplumsal hayata katılımlarını sağlamak üzere; istihdam, eğitim, sağlık, sosyal hizmet, spor, kültür, yeterli gelir, altyapı vb. alanlarda gerekli düzenlemelerin yapılması için iktidara görev ve sorumluluk düşmektedir. AKP hükümeti öncelikle zihniyetindeki engelleri kaldırmalıdır. Çünkü bu konuda maluldür.
Hükümete bir kez daha duyururuz ki, engellilik bir kader değildir, alınacak tedbirlerle engelli yurttaşların yaşamı normalleştirilebilir. Yeter ki çözüm için niyet olsun. İş-Kur aracılığıyla toplum yararına çalıştırılmak üzere mevsimlik işçiler alındığı Türkiye genelinde iş elamanları alınacak bende Dersim ilindeki İş-Kur Müdürlüğü’ne başvuruda bulundum benden istenen belgeler rapor ve sosyal yardımlaşma vakfında muhtaçlık belgesi istendi. Bu belgeleri alarak tekrar İş-Kur’a başvurmaya gittim. Bana denilen iş başvurunu alamayız. Nedenini sorduğumda, devletten 3 ayda bir 700 TL maaş aldığını belirttiler. Daha sonra İş-Kur Müdürü ile görüştüm. Müdür beyin bana dediği şu; sen bu işlerde çalışamazsın. Dedim müdürüm hangi işler? Kazma kürek, fidan dikimi işlerinde mi dedim. Zihniyet hep aynı hep engellileri dışlamak onları toplum dışına itmeniz ondan sonrada çıkıp aynı zihniyet şunu diyor bizlerde engeli adayız, bizlerde engellilerin sorunlarını biliyoruz. Onların sorunları biz devletin sorunu diyorsunuz en büyük engel, engellilere engel insanlardır engellilere şans verilse eminim ki birçok kurumun müdüründen şefinden amirinden işçisinden memurundan daha başarılı işlere imza atacaklarına eminim engeliler sadaka istemiyorlar hakkı olanı istiyorlar.
ORHAN ÇİÇEK - DERSİM