13 Aralık 1980 günü yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren, ölümünün 34. yıldönümünde unutulmadı.
Emek Partisi Gençliği öncülüğünde toplanan çok sayıda kişi Erdal Eren'i anmak için Sanat Sokağı'nda biraraya geldi. Grup, sloganlar eşliğinde ve "12 Eylül AKP ile sürüyor. Erdal Eren devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyor" pankartıyla Seyit Rıza Meydanına yürüdü.
Burada yapılan basın açıklamasında konuşan Emek Gençliği İl Yöneticisi Agit Aral,idamının üzerinden 34 yıl geçen Erdal Eren'i anmanın, onun mücadelesini sahiplenmenin ve yürütmenin önemine dikkat çekerek,"12 Eylül darbesi esas olarak işçi sınıfının örgütlerine, işçi sınıfının mücadelesini ezip geçmek üzere yapılmıştır. Burjuvazinin toplumu yeniden şekillendirme çabasına giriştiği o günlerde Erdal, kurtuluşunu işçi sınıfının kurtuluşuna bağlamış genç bir militan olarak idam edildi. Sermaye ve onun temsilcisi hükümetler Denizlerden mücadele bayrağını devralan Erdal’ın ideolojisinden korktular. Çünkü işçi sınıfı ve mücadelesi onların mezar kazıcısıydı.
Hele ki geleceğini işçi sınıfına bağlamış olan gençlerden, onların mücadele azminden, cesaretlerinden daha çok korktular. Hala korkmaya devam ediyorlar. Çıkarılan güvenlik yasaları, kendi geleceği için mücadele eden gençlerden ne denli korktuklarının göstergesidir. Demokrasi diye ortalarda nutuklar atan Cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet sözcüleri, barış ve demokrasi talep edenleri, sokağa çıkanları, kan dökülür diye tehdit etmektedir. Çünkü onlar için geleceğine dair ümit taşıyan her bir genç, sömürünün olmadığı bir dünya için mücadele veren her bir genç büyük bir tehlikedir." dedi.
AKP Hükümetinin kindar ve dindar bir nesil yetiştirmek istediğini ifade eden Aral, "Eğitim şurasında çıkan kararlar bu isteğin hayata geçirilme projesidir. Zorunlu din derslerinin sayısının arttırılması, seçmeli din derslerinin süresinin arttırılması, hafızlık eğitimi için okuldan iki yıl izin verilmesi, zorunlu Osmanlıca dersi gibi uygulamalarla elimizde sadece kırıntıları kalmış olan laik eğitimi tümden ortadan kaldırmak istiyorlar. Laik ve anadilde bir eğitim için mücadele eden Alevi ve Kürt gençlerini ise çıkarılan güvenlik yasalarıyla adeta tehdit ediyorlar." şeklinde konuştu.
"Öldürülen Gençlerin Dilleri, Renkleri, Ülkeleri Farklı Olsa Da Bir Yerde Aynı Oluyorlar"
İl Yöneticisi konuşmasını şöyle sürdürdü:Erdal’ın katilleri sadece Türkiye ve Kürdistanın’da değil, dünyanın dört bir yanında gençlere saldırmaya, onları öldürmeye devam ediyorlar. Türkiye'de Berkin, Kürdistan’da Ceylan, Uğur, Amerika’da Michael Brown, Ayotzinapalı 43 öğrenci... Öldürülen gençlerin dilleri, renkleri, ülkeleri farklı olsa da bir yerde aynı oluyorlar; aynı katil tarafından öldürüldüler.
Bekin Elvan ile Alexsis’in isimleri artık yan yanadır çünkü mücadeleleri ortak, katilleri ortak iki kardeştir onlar.
Her ne kadar baskıyla, gerici politikalarıyla üstümüze gelmeye çalışsalar da onların karşısında binlerce Erdal vardır artık, ‘bir gün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir’ diyen Erdal Eren’in mücadele bayrağı dalga dalga yayılmaktadır. Türkiye gençliği, sermaye politikalarına yedeklenmeyecektir. Erdal Eren’in mirası tüm gençliği mücadele etmeye ve bu düzenin karşısına dikilmeye, örgütlenmeye çağırıyor.Grup daha sonra sloganlar eşliğinde dağıldı.