Kuruluşundan beri her yıl festival öncesini ve gözlemlerimi yazarım. Dersim Halkı için “MUNZUR KÜLTÜR VE DOĞA FESTİVALİ” yılın en büyük bayramıdır. Dersim Halkının, sevenlerinin biraraya geldiği, özlem giderdiği ortak değerlerde buluştuğu Munzurla Doğanın bayramıdır.
Bu bayramın bayram gibi geçmesi, bu bayram için dünyanın öbür ucundan gelenlerin, geldiklerine sevinecekleri, pişman olmayacakları bir buluşma olması için bütün Dersimliler kendilerini sorumlu hissetmelidirler.
Festivalin organizasyonundan ve gerçekleşmesinden sorumlu başta Belediye Başkanlığı olmak üzere, Festival Komitesi, Sivil Toplum Kuruluşları, Resmi Kurumlar festivalin en iyi katılanları memnun edecek düzeyde geçmesi tanıtımının yapılması için sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidirler.
Dersim Halkının Toplumsal olarak paylaştığı Dersimin doğasını ve güzelliğini bütün dünyaya tanıtan böyle büyük bir organizasyona seyirci kalmaya kimsenin hiçbir kuruluşun hakkı yoktur.
Açılışa sivil toplum kuruluşlarının yanında Resmi kurumların temsilcileri de davet edilmeli, katılımları sağlanmalıdır.
Seyit RIZA Parkı ve Ovacık yönüne dönüş yeri, kavşağı yoğunluğun en çok yaşandığı bir alandır. Her yıl aynı dönemde yaşanan bu büyük yoğunluğu gidermek için alınan tedbirler yeterli olmadı. Yayalar sağlı sollu park edilen araçların tıkadığı yolda keyfince güvenli yürüyemediler. Hep ezilme kaza tehlikesi içinde yürüdüler. Kimsenin gücü arabaların orada park etmesini bütünü ile engelleyemedi.
Festivale iki gün kalmıştı. Akşam çıktığım güzergâhta aynı manzara yaşanmaktaydı. Sağlı sollu arabalar keyfince park edip yolu tıkamışlardı. Yolun solundaki işletmelerin önünde seyyar satıcılarda tezgâhını kurup yolu daraltmışlardı. Tek trafik görevlisi olmadığı gibi tek zabıta görevlisi de yoktu.
Her yıl o güzergâhta sürekli bir trafik ekibi bulundurulurdu. Bu yıl bu yapılmadı. Sayın Emniyet Müdürümüze bu durumu arz ettiğim halde aynı eksiklik sürüp gitti.
Seyit Rıza Parkının çevresini park edilerek kuşatan arabalar, festivalin yaşandığı yoğun günlerde kaldırılmalı, onların yerine seyyar satıcıların meydanı kapatmayacak şekilde dizilmelerine izin verilmeli, kavşak ve ileriye doğru yola park yasağı konulmalı, arabaların yolun kenarlarında park yapmalarına kesinlikle izin verilmemelidir. Hatta yanlız yayalar için o güzergâh tümüyle trafiğe kapatılmalıdır.
Günümüzde şehirlerin temizliği ilk göze çarpan görüntüsüdür. Festivale katılan misafirler, umdukları gibi kültürlü bir kenti kültürüne yakışır bir şekilde temiz görmelidirler. Doğa için yapılmış bir festival olduğunu görmelidirler yaşamalıdırlar. Mevsim dolayısı ile bol miktarda tüketilen sıvı içeceklerin petleri için hemen her köşeye çöp kutuları çöp bidonları konulmalı ve stantçılar, seyyar satıcılar, esnaflar uyarılmalı çevrenin kirlenmesine engel olunmalıdır.
Fırsatçılarla ilgili bu köşede yazmıştım. Festivalde daha çok sürüm daha çok satış yapmalarına rağmen o yoğunluğu fırsat bilerek fahiş fiyatla satış yapanlara görevli kuruluşlar fırsat vermemelidirler. Denetimlerini aralıksız sürdürülmelidirler.
Munzur Kültür ve Doğa Festivalimiz, bir gün gelecek Uluslararası bir Kültür Festivaline dönüşecektir.
O günler o kadar uzak değildir.
+++
ARDINDAN
İki buçuk yıl Tunceli Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yapan Haydar Yurdakul, bir başka görevle Ankara'ya atandı.
Ondan önce ilimizde görev yapan son üç Milli Eğitim Müdürlerini sık sık bu köşede konuk etmiş ve yanlışlarını yaptıklarını bu köşemde dile getirmiştim. Daha önceki yıllar eğitim-öğretimde başarılı olan Tunceli, onların döneminde en başarısız illerden biri olmuştu. Milli Eğitim Kurumu adeta keyfine göre yönetilmişti. Bizimkiler dedikleri Müdürlük unvanı olmayanlar, müdür yapılmıştı. Ötekiler dedikleri bir kenara itilmişti.
Yeni bir Milli Eğitim Müdürü atandığında yine aynı endişeyi taşımıştık. 'Acaba' demiştik.
Haydar Yurdakul, gülen yüzü ile bizimkiler ve ötekiler ayrımı yapmadan bütün Milli Eğitim Personeli kucaklayarak, çalışmalarına koyulmuştu. Kısa sürede de güvenilen bir Milli Eğitim Müdürü olduğunu ispatlayarak endişemizi gidermişti.
Eğitim-öğretimin yanında eğitim kurumlarına kazandırdıkları ile başarılı işler gerçekleştirmişti. Eğitim Kurumlarına hizmet binalarına yenilerini eklemişti. Okulların, Eğitim Kurumlarının ihtiyacı araç gereçler için Ankara'ya gidip gelmişti.
Bir Üniversite kampüsü kadar Tunceli'ye büyük getiri getirecek, Meslek okullarının toplanacağı eğitim kurumunun gerçekleşmesinde, Sayın Valimizin yanında onunda payı olmuştu.
Hayırsever iş adamlarını Tunceli'ye davet ederek okul yapmalarını sağlamıştı.
Tunceli ye, Tunceli Halkına ön yargılı değildi. O bir Devlet memuruydu. Devlet Memuru gibi görevini yaptı.
Sürekli Ankara da tedavi görmesi gereken bir çocuğu için Ankara'ya tayin istemişti.
Yoksa içinde uhde kalan Öğretmenevinin temeline harç koyarak mutlu olacaktı.
Onu gülen yüzü ve nezaketiyle hatırlayacağız.
Fikri TAŞ
[email protected]
*Sitemizde yayınlanan köşe yazılarının sorumluluğu yazarlarına aittir.