Yapılan açıklamada festivalin yasaklanmasının 15 Temmuz gününe denk gelmesine dikkat çekildi. Tertip komitesi adına açıklamayı Hıdır Demir okudu.
Festivalin yasaklanmasıyla aynı gün devletin ülkenin her yerinde vatandaşları sokaklara çağırarak iletişimden haberleşmeye, yiyecekten içeceğe kadar her şeyi herkesin verdiği vergilerden oluşan bütçeden karşıladığına vurgu yapan Demir şunları ifade etti:
“Kendisinin düzenlediği açık alan etkinliklerin de bu kitlelerin güvenliğini alabilen devlet, Dersim halkının 16 yıldır tekrarlanan ve tek bir insanın burnunun kanamadığı, barışçıl ve her tür mali giderini gönüllülük esasına dayanarak demokratik kurumları üzerinden karşıladığı şenliği güvenlik gerekçesiyle yasaklamıştır. Ama Dersim halkı 15 yıldır önüne gelenin ‘aldattığı’ bir iktidarın kendisini aldatan olmasını kabul edemeyecek düzeyde farkındalık içindedir.”
Demir, “Devlet ve hükümet dün olduğu gibi bugün de bu yasak kararıyla dersim halkına ‘ayıp’ ediyor, ‘günah’ işliyor ve devletin marifetiyle ülkenin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Dersimlinin çevresine, kültürüne ve bir araya gelme isteğine kıyım geleneğiyle yaklaşmış bulunuyor” dedi. Demir, yasağın OHAL’e dayandırılarak yasallığa bulandırıldığını ancak Anayasanın 15. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15. maddesi hükümlerine göre OHAL’de dahi temel hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamaların orantılı ve ölçülü olması gerektiğini belirtti.
“FESTİVALİN DERSİMLİNİN YAŞAMINDAKİ ANLAMI”
Demir, Tunceli Valiliği’nin festivali organize eden kurumları muhatap almayarak Dersim halkının seyahat hakkını, inançlarının gereğini yerine getirirken yaşadığı sevinci katlettiğini ifade etti. Ayrıca Hıdır Demir şunları da belirtti:
“Dersim halkı 40 yıldır sıkıyönetim ve OHAL cenderesinde nefessiz bırakılmaya yeter derken bunu bile insan olan ve insanı anlayan herkesin anlayacağı sanat tadında bir dil ve üslup olan festivalle yapıyorsa, bundan duyulan korkunun sebebini anlatması gereken de yasak koyanlardır. Köyleri yakılmış, yerinden yurdundan edilmiş yasak, sürgün ve tehditle Dersim dışında yaşamaya zorlanmış on binlerce kardeşi ve doğaseveriyle buluşmayı festivallerle ve şenliklerle yapan bu halka destek vermeyen bir devletin yurt ziyaretine getirmiş olduğu bu yasağı kabul etmiyor, kınıyoruz ve geri alınmasını bekliyoruz. Geleneksel ve uluslararası bir kimlik kazanmış festivalimizin on altı yıllık tecrübe ve pratiği karşısına yasağın ‘y’ sini alamayacak ölçüde insani, barışçıl ve çevreci bir etkinliktir. Bu festival gerekçesiyle her yıl Türkiye’nin ve Avrupa’nın her yerinden Dersim’e akarak yaşamı renklendiren ve burada yaşayanlara nefes aldıran on binlerce Dersimli kimisi acısına kimisi anısına, kimisi ölüsüne, kimisi dirisine gelirken, bu toplaşmayla ilimizin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel değerlerine de önemli katkı sağlamaktadır. Ölüsünün mezarına su dökmek, kutsal bildiği mekanlarda birer mum yakmak; anne babanın evladına, evladın anne baba ve yakınlarına duyduğu özlem ve hasreti gidermek için yılda bir kez yapılan doğa ve kültür festivalini sabırsızlıkla beklemek… İşte festivalin Dersimlinin yaşamındaki anlamı budur ve bu buluşmaya getirilen yasak tamı tamına zulümdür. Zulmü reddediyoruz.”