• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 14 °C
  • Tunceli 9 °C

Festivalden son dörtlük

Festivalden son dörtlük
Kerem Akça, İstanbul Film Festivali’nde öne çıkan dört filmi değerlendirdi

31 Mart-15 Nisan 2012 tarihleri arasında düzenlenen 31 İstanbul Film Festivali’nde öne çıkan dört filmi ele aldım “Büyük Derbi” Rekabet kültürü dedikleri bu olmalı!Amerikan ana akım sinemasının gramerine hakimiyetiyle dikkat çeken Ole Christian Madsen, 15 senelik ‘kariyer’ ivmesini bu sefer ‘futbol komedisi’ durağında sürdürmüş River Plate ile Boca Juniors arasında geçen meşhur ‘SuperClásico’ adlı derbi mücadelesinin etrafında bir kültür karmaşasından çok ‘rekabet’ ağını harekete geçirmiş Böylece oraya eşinin Juan Diaz adlı futbolcunun menajerliğinin yanı sıra sevgililiğini yapmasını betraraf etmek için giden baba ile oğlunun ‘eğlenceli’ hikayesine uzanmış Sıfır ırkçılık ve sıfır hüzünle çıkagelen, ama fazlasıyla durum komiklikleri üzerinden yürüyen bir iskeletin izini sürmüş Yönetmenin zekasıyla babanın evin yaşlı hizmetçisi, oğlanın ise 17 yaşında bir kızın ‘yatak’ına girmesi, ‘superclásico’ ‘rekabet’ini hareketlendirecek bir de dil oluşturmuş Bunun devamında babanın, Juan Diaz ile rekabete girmesinin yanında oğlunun sevgilisinin babasıyla da ‘bilek bilek’e tutuşması eğlenceli anları beraberinde getirmiş Zira yönetmenin amacı ‘futbol’un doyasıya rekabet düşüncesinden bir komedi ağı çıkararak, bu ‘toplumsal’ sataşmayı eğlenceye dönüştürmek olmuş Buradan başarılı bir yol izlemesi, bu ‘kendini iyi hisset filmi’ni seyredilir bir omurgaya oturtmuş Rekabet kültürü adına doğru bir söylemin temsili haline getirmiş FİLMİN NOTU 6 “Yas” Sanatsal hayalet filmiDünya sinemasından kimi zaman son derece ayrıksı hayalet filmleri görürüz “Yas” (“Soog”, 2011) da adeta Teshigahara’nın “Pitfall”una (“Otoshiana”, 1962) öykünerek bu yolu takip ediyor Murtaza Farshbaf imzalı ürünün boşluk, sessizlik, ses oyunları ve daha nicesinden beslenen bir aile içi iletişimsizlik meselesi simsarı olduğu kesin Bunun üzerine kurduğu dil ise bir hayli iz bırakıyor Diegetic ses olarak düşündüğümüz hikaye içindeki seslerin non-diegetic (hikaye dışı ses) konumuna geldiği, konuşmaların gürültü hesabı çocuk psikolojisine dönüştürüldüğü bir garip eser bu Anne ile babasının ölümü sonrası ebeveynlerini konuşup ses çıkaramadıkları bir dünyada gören ana karakterin, ‘kulaklıklı’ haliyle bu duruma desteğinin temsili aslında “Yas” Zaten ölüm sonrası yaşananları farklı, mesafeli ve gerektiği gibi bir noktaya taşımasıyla dikkat çekiyor fazlasıyla Farshaf’ın geniş doğalar, bakış açısı kameraları ve araba içi orta ölçekli planlardan aldığı yetkinlik gerçek bir kuşku ve hüzün uyandırıyor Aile içi şiddet ve iletişimsizlik temaları üzerine kafa patlatma arzusuyla kaplıyor içimizi Bu durum filmin minimalizm adına gerekli bir noktadan saldırmasını sağlarken, İran coğrafyasından yeni bir yönetmeni de ‘takip haritamız’a ekliyor FİLMİN NOTU 65 “Mike” Sıkışmış bir genç kültür4284 kişilik Kemps şehrinde konuşlanan, yer yer kendi kurallarını koyan bir absürt komedi diyebiliriz Lars Blumers’in ABD eğitimini hissettiren bir kimlikle çıkagelen “Mike”, gerçek bir sıkışmış gençlik portresi sunuyor Buradan da sanat yönetimi, kostüm ve makyaj ile gerçek bir ‘arka plan’ düşüncesini kalkındırıyor Bu ışıkta çizgi romansı tabanın ‘alt kültür’ hakkında söyleyecekleri ‘samimi’ bir yere varıyor Bir kadın ile bir erkeğin, ‘araba çalma’dan başlayan hikayesi gerçek anlamda Amerikan bağımsız sinemasının izini süren belirgin bir noktadan ilerliyor Nihayetinde çok kültürlülük meselesinden fazlasıyla ‘hüzün’lü bir sona sapıp birazcık bu duygunun dışına çıkıyor belki Yine de Jean-Marc Vallee’nin düşünce yapısını akla getiren bir yaklaşım görebiliyoruz burada Mike ismi de buna hizmet ediyor işin doğrusu FİLMİN NOTU 55 “Ave” Masum Balkan kimlikleriİki genç yola koyulurlar Bir yerde kesişirler ve ergenlik yolculuklarına beraber çıkmak durumunda kalırlar Ancak bu durum gerçek bir karakter ve kültür alışverişini beraberinde getirecektir Konstantin Bojanov, bu klişe hikayeyi son derece ‘umut’ vaat eden bir yönetmenlikle kavrarken karşımıza bu noktadan ilgi çekici bir eser çıkarıyor Pedofili, ölüm, aile gibi temalar üzerine bir gençlik yolculuğu sunan yapıtın, samimi ruhuyla tatmin ettiği kesin Bu da “Ave”yi birçok şeyden esinlenen 70’lerin Amerikan bağımsız filmlerini de fazlaca akla getiren bir arayışın ve varoluşun temsilcisi haline getiriyor Kız ve erkek karakterlerini soyut bir sona bağlayan yönetmenin, buradan çıkardıkları da ilgi çekici Zira bir şekilde henüz her şeyin başlangıcı olduğunu, bu ışıkta da çalışmak ve yeni adımlar atmanın gerekliliğini yüzümüze vuruyor Bojanov Bu durum ince müzik girişleri, doğal renkler, uzun planlar ve daha nicesinin ışığında bir yönetmenin sinemaya girişini de müjdeliyor Ancak bunun devamında Bojanov’dan nasıl bir yaklaşım görürüz, henüz o konuda bir yorum yapmak doğru değil FİLMİN NOTU 52 keremakca@haberturkcom

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim