Emekli tanıdık biriydi. Gazete yerime geldi. Oturdu. Tedirgin tepkili bir hali vardı. ‘ Hayırdır, seni rahatsız eden bir durum mu var.’ Dedim.’ Var. Var. Hepimizi rahatsız eden bir durum var.’Dedi.’geçen hafta lokantaya gittim, bir sulu yemek paket yaptırdım. 90 liraydı. Üç dört gün sonra aynı yere gittim yemek 100 lira olmuş. İki gün sonra, yine aynı yerde, sulu yemekten bir paket yaptırdım. Yüz lira uzattım. Kasadaki, 120 TL oldu.20 Lira daha ödeyeceksiniz.’Dedi.’Pes yahu bu kadarı da olmaz. Hemen her gün zam yapılmaz ki. Geçen iki yıl önce yemek fiyatları yıllarca, değişmemişti. Lokantalara rahatlıkla gidip oturabiliyorduk. Şimdilerde oturmaya korkuyoruz. Bayram yoğunluğunda bayram ikramı indirmeleri yapmaları gerekirken, zam yaparak fırsata çevirmişler. Bunlara bir dur diyen yetkili makam yok mu? Artık bundan böyle, lokantalar, bizlere, emeklilere, fakir fukaraya, kapalı olacaktır. Uzaktan bakıp seyredip, koklayacağız. Bu adalet mi.’Diye kızgın bir ifade ile tepkisini dile getirdi.’
Başımı salladım.’Haklısınız. Sizden başka çok insan bu keyfi acımasız zamlardan dertli, şikâyetçidir.’Dedim. Daha önceki yazımda bende dile getirmiştim. Beslenme gıda ürünlerinde, kiralarda, orantısız, zamlar yapılmaktadır. Dar gelirliler, emekliler, giderek yoksullaşmaktadırlar, Daha önceleri az emekli maaşları ile ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmekteydiler. Yoksulluk çekmedikleri gibi, lokantalara, kahvelere korkusuzca girip çıkabiliyorlardı. İstedikleri evi kiralayabiliyorlardı. Şimdilerde, kahvehanelere, lokantalara, girmeye korktukları gibi kiralık evlerin yanına yaklaşamıyorlar. Korkuları giderek te artmaktadır.
Bu keyfiliklere, hızlı zam artışlarına, devlet makamları, mutlaka müdahale etmelidirler. Toplumu ilgilendiren konularda, uygulamalarda, keyfiliklere, fırsatçılığa, izin vermemelidirler, Devletin kontrolü, halktan çoğunluktan, yana devamlı sürdürülmelidir. Bu devletin asli görevlerindendir.
Şimdilerde gerçek olan, devlet makamlarının, beklenen kontrolü, müdahaleyi, yetkimiz yok gerekçesi ile yeterince yapmadıkları, adeta seyirci kaldıklarıdır.
Umarız, yetkileri çok, devlet yetkilileri, bu şikâyetleri duyar. Gereğini yaparlar.
Günümüz dünyasında, günümüz insanında doğa sevgisi doğayı koruma isteği giderek artmaktadır. Küçülen, dünyada, doğa yaşamın can yongasıdır. Bu yonganın içinde doğada yaşayan bütün canlılar vardır. Yılan vardır. Dağ keçisi vardır. Yaban domuzu, kurt ayı, kınalı keklik, uçan uçmayan, hepsi vardır. Onların varlığı doğayı zenginleştirmekte, yaşanır kılmaktadır. Geçmiş yıllarda leyleklerin yuva yapmadıkları bağımızda, siyah yılanlar, kınalı keklikler yuvalanır. Bağımızı süslerlerdi. Zenginleştirirlerdi. Onları seyretmek onların varlığından haberdar olmak bizi mutlu ederdi. Leylekler yuva yaptıktan sonra hemen hepsi yok oldu. Gitti. Onları avlamak, onların yok olmasına seyirci olmak, yaşamı avlamaktır. Yaşamın giderek yok olmasına seyirci olmaktır. Doğa cinayetidir. Doğa katliamıdır.
Son günlerde ulusal basında haber kanallarında avlanmanın yasaklanması çağrıları giderek artmakta, toplumsal bir çağrıya dönüşmektedir. Umarız bu çağrı giderek büyür. Bütün ülkeyi, ülkeleri sarar.
Toplumun bu duyarlılığına, devlet yetkilileri kulak vermeli, paralı avlama dâhil bütün avlanmaları yasaklamalıdır.
Parası olanların, ünlü tatil beldelerindeki bayram keyfi, ulusal basında kanallarda, günün haberi, resimleri bol, bol sunulurken, parası olmayanların, evlerine hapsolanların, ucuza almak için kapı, kapı dolaşanların, yoksulluk görüntülerine basında yer verilmemiş.
Dersim doğasını, merak edenler, Tunceli Halkıyla, Komünist Başkanın şehri ile buluşmak isteyenler, yurt dışından yaz tatiline gelenler, bayram tatilinde, şehri, sokaklarını, park ve bahçelerini, restoranlarını, nehir kıyılarını, kıyılardaki plajları, piknik alanlarını, doldurdular. Şenlendirdiler. Renklendirdiler.
Tunceli şehri ilgi çeken, turistik bir kent olmuştu.
Türkiye tarihine,hatta dünya tarihine,insanların topluca diri diri yakıldığı, en korkunç bir insanlık katliamı olarak geçen SIVAS KATLİAMININ yıl dönümünde,insanlığın acısı bir kez daha kanadı.SIVAS bir kez daha yandı.