1
Dersim’in/ Tunceli’nin adı, sık sık günün haberlerinde yer alıyor. O nedenle bu yerin Doğu illeri için de ayrıcalıklı bir yeri var.
Bu ayrıcalığı Dersim’li gençler yaratıyor. Onlar, gezi parkı direnişini oluşturan gençlerin istedikleri özgürlükleri daha önce edinmişlerdi. Çünkü, bir hoşgörü diyarında yaşıyorlardı. O nedenle; aile baskısı görmüyorlar… Mahalle baskısı görmüyorlar… Çarşı- Pazar baskısı görmüyorlar… giyinişlerine karışan yok… Saç- sakal ve küpelerine bir şey diyen yok…
Böyle bir rahatlık değil Doğu illerinde, çok büyük ilde bile yok…
Ama onlar da keyif çatmıyorlar. Hes’lerden Munzur’u koruyorlar… Tabiatın gelişigüzel tahrip edilmesine müsaade etmiyorlar… Hukuksuzluğa ve haksızlığa karşı duruyorlar… Ve Devlet’in Dersim’e borçlu olduğunu biliyorlar…
2
Evet, gençlerimiz “yöre” boyutunda özgürler. Ama “evrensel” boyutta özgür değiller. Ne yazık ki, bu öteden beri böyle. Kişi veya kişiler, amaçları için, öne hep gençleri sürmüşlerdir ve sürüyorlar. Oysa Batı ülkeleri gençliği artık bağımsızlığı yaşıyor. Bu ülkemizde de kanıtlandı. Örneğin, Gezi’yi oluşturan gençler, büyük oranda, kişi ve kuruluşlardan söz etmemişlerdir. Zamanımızın gençliği, yarınların mutluluğu peşindedir… Yarınların “liderliği” peşindedir. Burada, hemen, bu yoldan gelmiş bir liderden söz edeyim:
O lider, OLOF PALME.
Bilindiği gibi, Olof Palme İsveç Başbakanı iken öldürüldü.
Olof Palme; hem ülkesinin, hem Dünya’nın sayılı devlet adamıydı. Gençliğinde, Avrupa gençlik kuruluşlarının tartışmaları içinde bulunmuştur. Ülkesindeki büyük gençlik kuruluşunun başkanlığını yapmıştır. Ama her türlü düşünce ve hareket karşısında bağımsızlığını korumuştur. Ve o tutumunu politik yaşamında da sürdürmüştür.
İsveç küçüktü ama Palme büyüktü. Amerika’nın Güney Vietnam için savaşmasını çok sert eleştiren Avrupa’lı Devlet adamıydı…