O ne dio?
Bu ne dio?
E senin iç görün ne dio?
O dio ki “Yardım iste” bu dio ki “Aman ha! Sakın yapma!”
Kalakalıyorsun. Önsezilerin mi, ötekiler mi?
Peki bi’ sor bakalım senin alev almış yüreğin ne dio?
Çaresizliğin, çözümsüzlüğün, ayyuka çıkmış umutsuzluğun ne dio?
Günün sabahını bir umutla beklerken, geceyi uykusuz alevlerle geçiren “can”lar ne dio?
Sessiz çığlıkların, tınısıyla açığa çıkıyor ve “YARDIM!” dio.
Yardım arama, psikolojik uyarılma sonucu oluşan çaresizlik duygusunun yarattığı stresi azaltmak ya da ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleşen davranışsal tepkidir.*
Üç aşamada gerçekleşir.
Öyle “Ha!” deyince çıkmaz o.
Önce problem fark edilir.
Problemin getirdiği çözümsüzlük duygusu ve bu duygunun yaşam üzerindeki etkilerini fark etmek ikinci aşamada gelir.
Bu duyguyla baş edemeyeceğini anlayan insan kişisi desteğe ihtiyaç duyduğunu kavrar sonra. Stresi oluşturan durum devam ediyorsa kişi, nereden ve nasıl yardım talep edileceğini düşünmeye başlar. Bu soruna çözüm olacak, ulaşılır kaynak varsa ne âlâ!
Peki ya yoksa? Ya da olmadığı düşünülüyorsa!
Yüreği ateşleyen sessiz çığlıklar sese dönüşür. Bu bazen bir tınıyla bazen ise bir yazıyla…
Yardım edin!
Peki bu çözümsüzlüğe razı olan ve yardım aramayanlara ne demeli?
Peki bu çözümsüzlüğe razı olan ve yardım aramayanlara ne demeli?
Araştırma bulguları dio ki “Yardım arama kararını etkileyecek en önemli faktör bireyin kendini saklamasıdır.” Kişi(ler) o an sıkıntı veren durumla baş etme yöntemi olarak kendi içine yönelmeyi seçer. Yardım ihtiyacının saklanması şüpheci, endişeli ve içe dönük kişilik özelliklerinde daha yaygın görülür.
Düşünün ki o sabah uyandınız, hayat akışında yol alıyor. Kahve yapmak için mutfağa girdiniz. Su ısıtıcınızın başlat tuşuna bastınız ve bir anda -olur ya- ısıtıcınız alev aldı. Pencereden bir esinti bu alevi güçlendirdi ve su ısıtıcısının hemen yanında duran peçeteleri sardı. Dona kaldınız. Derken bir rüzgâr daha esti -olur ya- perdeyi alev sardı. Ne yaparsınız?
112 acili aramak aklınızdan geçer elbet. Ancak, onlara durumu açıklamak ve onların gelmesi, evin ateşe sarması ile eş değer. Yan komşunuzun sesi kapıda. Ne yaparsınız?
Yardım edin!
Geriye kalan lafügüzaf.
*Atkinson’dan (1989, Help Seeking Attitudes) uyarlamadır.