Her iki ana da, “Ziyarete geldiğimizde dünyanın derdini unutuyoruz. Gola Çetu’ya, Düzgün Baba’ya gidip ziyaretlerimiz olan taşımıza, ağacımıza gider şifa bulurduk” diyerek kutsallara sahip çıkılması çağrısında bulundular.
Dersim’de Pülümür Çayı ve Munzur Çayı’nın birleştiği yer kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul ediliyor. Dersimliler Gole Çetu’ya Gole Xızır derler. İki su burada birleşir. İnanışa göre, Xızır burada müsahiplik vermiştir Munzur’a. İki suyun birleşmesi Reya Hakk Aleviliği’nde ikrarlığa bir kanıttır ve kutsaldır. Dargınlar, küskünler barışırlarken gelip iki suyun birleştiği Gole Çetu’da durur birbirlerine ikrar verir ve ikrar alırlar.
Dersim kent merkezinde olan Gola Çetu ziyareti, 2009 yılında yapımı tamamlanan Uzunçayır barajının altında kalmaması için protestolar sonucu bir kısmı kurtarıldı. Biz de bu ziyarete uğrayarak çıla yakıp, dua eden kadınlara mikrofon uzattık.
“BİZ ESKİLER BU KÜLTÜRÜ UNUTMAMIŞIZ”
“Eski itikatımızdır, bir şeyimiz varsa doktora gitmiyorduk lokmalarımızı pişirip geliyorduk” diyen Beser Yoltay, “Gola Çetu’ya, Düzgün Baba’ya gidip ziyaretlerimiz olan taşımıza, ağacımıza gider şifa bulurduk. Şimdi öyle değil. Biz eskiler bu kültürü unutmamışız, ziyaretlerimiz var. Eskiden çok çektik. Fakirlik, eziyet vardı ama bir gün hastane demedik, sağlıklıydık, çocuklarımızı doktora götürmüyorduk. Şimdi hastalık çok, her şeyde doktor diyoruz. Bu yakın bir zamanda benim dişim ağrıyordu, çocuklara telefon açtım doktora git dediler, ben yok dedim. Evde teberik var ben gidip onu atayım. Bana güldüler eve geldim Xızır olsun teberiği Uşene Ana’ya attım diş ağrım geçti. Benim de inancım bu” dedi.
“KUTSAL MEKANLARIMIZI UNUTMADIK”
“Bizim kutsal mekanlarımız, ziyaretlerimiz sular altında kaldı. Biz bugüne kadar hiç kutsal mekanlarımızı unutmadık”diyen Fatma Gülmezde şunları söyledi:
“Kurbanlarımızı kesip, çılalarımızı yakıyoruz. Atalarımızın takipçisiyiz ama gençlerimiz ziyaret ve kutsal mekanları bilmiyor. Herkes inancını yitirmiş. Bir şey oldu mu direkt hastaneye gidiyorlar biz öyle değiliz. Bir yerimiz ağrıdı mı geliyoruz, biraz buradan su alıp yüzümüze sürdük mü iyileşiyoruz. Eskiden kim giderdi doktora? Gola Çetu’ya herkes gelirdi. Aynı Düzgün Baba gibiydi şimdi öyle değil. Ziyaretlerimiz çoktur, insanlar ilkbahar ve sonbaharda giderlerdi kimsede hasta olmazdı. Şimdi öyle değil. Kimse gitmiyor. Ziyaret nedir diyorlar. Şimdi virüs var rahat gezemiyoruz. 65 yaşında olanlara kısıtlama getirmişler. Ben de sabah saat 10.00’da buraya geliyorum akşam 08.00’de eve gidiyorum. Ziyarete geldiğimde dünyanın derdini unutuyorum.”
PİRHA/DERSİM