Gülağa hakkında yazdığım bu bilgileri Dersimliler bilmezse bile Tercan, Çayırlı , Pülümür’ün Erzincan tarafı ve Erzıncan’lı Zazalar ve bu bilgilerden haberi var diye yazmadım. Ancak son yıllarda karşılaştığım epeyce insan, internet ortamında kimi siteler ve facebook sayfalarında Gülağa’nın çevresiyle kurduğ alay hakkında, duyduklarımdan, öğrendiklerimden farklı bir durum olduğunu gördüm ve çok aşırı derecede bilgisizlik ve haksızlık olduğunu gördüm ve bunun üzerine bu yazıyı yazma gereği duydum.
“GÜLAĞA’NIN KURDUĞU ALAY VE YENİ KUŞAĞIN HAKSIZLIĞI”
Ruslar Osmanlıya karşı Eremenileri Kollamak için bugün Devletin Doğuanadulu dediği topraklara girmışti. Gülağa Kuzey doğu dersimin Tercan ve Çayırlı için geç kalmıştı. Çünkü devleti olmayan, istihbaratı olmayan halkın, küçük bir yapılanması olmayan; buna karşılık aşiret ve köylülük olan Zaza coğrafyasında böyle bir işkali nerden bilsinler. Ancak işkalciler kapıya gelip dayayınca seferber oluyorlar, buda geç kalımış bir çırpınıştır. Gülağa sadece Sansa deresi ve Erzincan’a da olan Zazaları kurtarmak için civar köylerden bir alay kurdu. Bu alay kurmada büyükdedem Sılemanê Baği ve Musaê Areyiji yer almışlardı. Gülağa'nın amaci Osmanlıya sahip çıkmak değildi. Onun ve Arkadaşlarının tek amacı Sansa deresi ve Erzincan Zaza halkını korumaktı. Tercan ve Çayırlı için çok geç kalmışlardı ve orayı Ruslarla Ermeniler çoktan işkal etmıştı. Tercan ve Çayırlı Zazaları imkanı olanlar bir kısmı Kırdım, Fême üzerinden Dersime, bir kısmıda Almeliya Civze Üzerinden Erzincanâ ve ordan da Mercan Dağından Dersim’in Ovacık ilçesine geçmek için hareketlenmışlerdi.
Gülağa ve arkadaşları kurdukları alay Vızano Newe (Yollarüsütü) köyüneden Erzincanâ doğru gelirken 1 veya 1.5 km geride olan Vızano khan’da Alayı Cepheyi kurdular.
Bu alay Ruslarla Ermenilerin önünü Vızano Khan dediğimiz yerde kesmışti. Bu derede olan köylerimiz bir kısmı Dersime (Ovacık’a) geçmışti. Ruslar ve Ermeniler Sansa deresinden geçemeyince Bayburt –Gümüşhane üzerinden dolaşarak Erzincan girmışlerdi. Daha sonra Ruslar; Bağlar köyü ile Muğtarlığı bir olan Rezk dediğimiz köyün altında hastahane yapmışlardı. Ermeniler tarafından tarlada vurlan Hesenê Mıstafay (Sılemanê Baği’n küçük kardeşi) bu hastahanede altı ay tedavi edilerek kurtarıldı.
Bizim köylüler geç çıkıyor ve Erzincan’a varınca Ermeniler ve Ruslar Erzincan’a girmışler. Bizim köylüler önü kesilmış olduğunu görünce tekrar köye geri geliyorlar. Bizim köy ve civardaki küçük köyler işkal döneminde ektikleri tarlaları silahlı Ermeni grupları tarafından yakılıyor, hayvanları elinden alınıyor ve elinde hiç bir şey kalmayan bizim köyde 1916 ile 1917 yılları arasında çok insan aclıktan öldü. Yaşlılarımız; biz aclıktan hayvan gibi otlamaya başlamıştık, kalan bazı binek hayvanlari yedik ve bize yetmezdi ve o hayvanların penisini yerdik. Bizim köy (Bağ) 8 kişi (Rezk’dede ölüler var ama sayısını bilmiyorum) acından ölmuş. Halkımız buna; Hermeniyu “Vêsaniye Kerde Zerre Ma, Ma Vêsaniye ra Kiştime” derdi
Rusların arkadan Erzincan’a , ordanda Sansa deresine girince Alayın imkani ve gücü yetmediği için lağv edildi. Hatta Gülağa bu kısa savaşta yaralanmıştı. Alay lağv edilince Musaê Areyiji pesetmiyor ve yanına sürekli değişen 30 kişilik kadro alarak nöbet halinde Silahlı Ermenilerin saldıracakları köyleri önceden aldıkları haber üzerine savunmaya geçmışler, bu şekilde çok çatışmaya girmışler ve çok köyü kurtarmışlar. Ruslarla beraber gelen silahlı Ermeni grupları ilk gelişlerinde ve birde Ruslar geri çekilince bir sürü Zaza köylerine çok ağır zayiyat verip gittiler. Bu köylerden birde Kargın köyüdür ve bu köyde 25 kişi sivili toplalmışlar baltalarla kafalarını kesmışler. Bahs ettiğim köyün bugünkü adı Altunkent ve bu köyün yarısı kökenleri Zaza ama devletin Türkçülük ve asimilasyon politikası baskın olunca burdakilerde Türk ve Sunnileştiler. Bazıları geldikleri köyleri halen biliyorlar.
Bugünkü Zaza kuşakları Gülağa ve kurduğu alay, birde o dönemde Silahlı Ermenilerin zalimliği hakkında büyük babaları ve çevresindeki yaşlılarımızdan (kaldılarmı?) öğrenenecekleri yerde, yaşlılarından alacakları bilgi alma yerine; Zaza halkını üç dil haline ve iki inanç şekline sokan, Zazaların halk olmaktan çıkaran Osmanlı işbirlikçisi İdrisi Bitlisiyi Kürtleri birleştiren önder, kahraman ilan eden Kürt siyasi hareketlerine, bu yönde propaganda eden Kürt aydınlarına inanıyorlar.
Gülağa Silahları Zaza coğrafyasını işkale gelen Ermenilere hamilik yapan Ruslardanmı alacaktı? Devleti olmayan ve Osmanlının tebası olan Araplardanmı alacaktı? Ruslar Zazalarla İran arasındaki zaten bağı işkal nedeniyle kesmıştı ve Gülağa İran’dan silah alacak bir imkanıda kalmamıştı. Tek çare Ruslarla savaş halinde olan Osmanlıdan silah alacaktı. Buda Osmanlı için savaşmak değildi ve sadece Osmanlıdan Silah alarak imkanı dahilinde, Rusları Dersime girmelerini ve Rusların geçişine engel olmaktı. Diğer yandanda da Sansa deresi ve Erzincan civarını korumaktı. Bunun için Gülağa ve arkadaşlarına minnet duymak ve ona borçlu oldukların bilmekmi yoksa sülalenizi, halkınızı kurtarmak için girdiği fedakarlığa kızmakmı?
En çokda Balabanlı gençler Kürt siyasi hareketlerinin takipçsi Türk solunun propagandası ve doğrudan Kürt siyasi hareketlerinin bu yanlış propagandasına inanmalarını doğru bulmuyorum. Silahlı Ermeni grupları tarafından öldürülenler ardından sağ kalanlarda ekinleri yakılmış, hayvanları elinden alınmış , ac bırakılmış bir halktan aclıktan bir sürü insan ölmuştür. Sizlerde zülm ve esaret terk edilmış bir halkın evletları olarak aklınıza ve vicdanınıza danışını, kuru porpaganda yapanlara değil.
Ruslar geri çekilince Bağlarda Devletin Karakolu olmasına ve devlete milislik yapan Dılo Kuzkın’a rağmen Alay kurmada görev almış büyük dedem ve köylülerimiz Fırat nehri kenarında ağaçlıklara saklanmış kadın ve Erkek Ermenileri saklayıp ve bir kaç gün sonra Kırdım Üzerinden Tercan-Aşkale arasında Ermenilere teslim etmışler. Yine Büyük dedem (Sılemanê Baği) Yaralı bir genç Ermeni kızını buluyor ve bir ay onu evde saklıyor, kız iyi olduktan sonra götürüp Ermeni gruplara teslim ediyor.
Onurlu dedemlerimizin kemiklerini szılatmıyalım.
Kaynak: Vıcan’dan(Vızan)Musaê Areyizin oğlu Mewali, büyük dedem Sılamanê Baği, oğlu Kekilê Baği, Sucalı’dan İsmail ve İmama Karadede, Aliyê Xınsıji (Ali Demir), Muzırê Qırani, Baba Gulım
Haydar Şahin 2015 Ocak