Abla Aygül Doku, ‘baş şüphelimiz’ dediği Gülistan’ın eski erkek arkadaşı Zaynal Abarok ve ailesinin Dersim’den kaçışını eleştirerek, sorularının cevaplanmasını istedi.
Dersim'de 5 Ocak'ta kaybolan üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku’dan, Uzunçayır Baraj Gölü Köprüsü’ndeki son görüntülerinin ardından bir daha haber alınamadı.
Gülistan’a ulaşamayan Doku ailesi, 6 Ocak’ta Dersim’e giderek kayıp başvurusunda bulundu. İlk arama çalışmaları başladığında herkes umutluydu. Dersim küçük bir şehirdi, neredeyse kamerayla izlenmeyen yeri yoktu ve ‘güvenlik’ gerekçesiyle kolluk kuvvetleri her bir metrekarede cirit atıyordu. Fakat zaman geçtikçe gelişmeler ters yönde işledi. Soruşturmanın genişletilmemesi, Gülistan’ın ‘intihar’ etmiş olacağı konusundaki ısrar, umutların önünü tamamıyla kapattı.
Yeni Yaşam'dan Nevin Cerav'ın haberine göre; Genç kadının kaybolmadan hemen önce son görüştüğü kişinin ayrıldığı erkek arkadaşı ve polis çocuğu Zaynal Abarok olduğunun ortaya çıkması, onunla aynı günlerde kavga ettiğinin belirlenmesi, yine onunla olan mesajlaşmaları dikkat çeken ilk gelişmelerdi. Yanı sıra üniversitede bir hocasının derse geç kalanlardan 5 TL istemesi, buna karşı çıkan Gülistan Doku’nun şikayet dilekçesi yazıp okula teslim etmesi de bir başka öne çıkan gelişmeydi.
"İNTİHAR ETTİ" ISRARI
İki ayrı şüpheli ve üzerine gidilmesi gereken olay olmasına rağmen Gülistan Doku’nun kaybolmasına neredeyse ilk günlerden itibaren bir ‘intihar vakası’ olarak yaklaşıldı. Tıpkı Türkiye’de kayıp olan ya da şüpheli olarak hayatını kaybeden birçok kadının olayında olduğu gibi ‘intihar’ ilk akla gelen seçenekti. Oysa ‘intihar etti’ denilen birçok kadın ölümünün arkasından cinayet çıktığını biliyoruz. Şule Çet bu durumun en bilinen örneklerinden biri. Buna rağmen Gülistan Doku, kaybolduğu 5 Ocak tarihinden bu yana ‘intihar etti, suya atladı’ saikiyle barajda aranıyor. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri ile askeriyeye bağlı JAK ekipleri aylardır Uzunçayır Baraj Gölü’nde Doku’yu arama çalışmalarını sürdürüyor.
ŞÜPHELİ AİLESİYLE KAÇTI
Kamuoyunun bütün çabasına rağmen Doku Ailesi’nin de şüpheli olarak işaret ettiği Zaynal Abarok, polis olan üvey babası ve annesiyle birlikte bir gece yarısı Dersim’den Alanya’ya taşındı. Hatta taşınma sırasında Doku Ailesi, Zaynal Abarok’un evinin önüne gelerek engel olmak için büyük çaba sarf etti. Zaynal Abarok’un polis olan babasının tayininin çıktığı dile getirildi yetkililer tarafından fakat zamanlamanın manidar olmasına sessiz kalındı. Doku Ailesi’nin, avukatların, kadınların ve kamuoyunun bütün taleplerine rağmen şüpheli Zaynal Abarok ve ailesi gözaltına alınmadı, sorgulanmadı. Sadece ifadeleri alındı fakat alınan ifadeler derinlemesine araştırılmadı.
Gülistan Doku’nun şüpheli kaybının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen herhangi bir ilerleme sağlanmaması kadınlar tarafından da tepkiyle karşılanıyor. Gülistan Doku’ya sahip çıkmaya devam eden çeşitli çevrelerden kadınlar sosyal medya üzerinden kampanyalarla, “Gülistan Doku nerede*” diye soruyor ve soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunuyor.
GÜLİSTAN'IN DİLEKÇESİ
Gülistan Doku’nun şüpheli kaybıyla ilgili son gelişmeleri öğrenmek için ablası Aygül Doku ile bir görüşme gerçekleştirdik. İlk soruyu yöneltirken Aygül Doku, “Bence bu sefer değiştirelim, ben sorayım olur mu?” diyor. Şunu soruyor Aygül Doku, “Bütün Türkiye’ye sorulmasını istiyorum. Bizi yönetenlere, muhalefete insan hakları hukukundan bahsedenlere sormak istiyorum; Gülistan üniversiteye gidiyor, hoca sınıfta para topluyor. Gülistan para toplanmasıyla ilgili dilekçe veriyor ve dilekçeye o günden bugüne cevap verilmiş değil. Dilekçede, ‘Bana psikolojik baskı yapıyorlar, tazminat davası açmakla suçluyorlar’ diye yazmış Gülistan. ‘Rektöre gittim, rektör beni dinlemedi. Yardımcısına yönlendirdi. Yardımcısı benimle alay etti’ diyor Gülistan. Bu soruyu özellikle Yekta Saraç’a (YÖK Başkanı) sormak istiyorum. Yekta Saraç bu problemle hala neden ilgilenmiyor?”
Kardeşi Gülistan Doku’yu arama çalışmalarının hala barajda devam ettiği bilgisini paylaşan Aygül Doku, “Şu anda JAK’çılar, AFAD’cılar, aslında sudan umudunu kesmiş durumda. Üç ay boyunca arandığında sudan çıkması lazımdı. Gülistan’ın aranması aynı şekilde devam ediyor ama ekipler bana şunu diyorlar, ‘Ablacım bizim umudumuz yok.’ Onlar da tükenmişler.”
Yetkililerle, savcılıkla görüşmelerinin ilk günlerdeki kadar sık olmadığını aktaran abla Doku, herhangi bir gelişme olduğunda telefonla bilgilendirildiğini söylüyor.
"NİYE GÜLİSTAN'I ARAMIYORLAR?"
Şüpheli Zaynal Abarok ve ailesinin Dersim’den kaçar gibi taşınmalarını da değerlendiren Aygül Doku, önemli noktalara dikkat çekti: “Bu aile neden apar topar kaçtı, malum şahıs bir polis. Şimdi bizim can ve mal güvenliğimiz polise emanet değil mi? Bir polis bir halktan nasıl kaçar, niçin kaçar? Adam suçlu değilse neden apar topar kaçtı, tayinini çıkardı. Burayla ilgili hiçbir bağını bırakmadı. Eğer bir polis benden kaçıyorsa, benim can güvenliğim kime emanet? Zaynal o polisin üvey oğlu, niye bu kadar onu koruyor ve bizden kaçıyor? Niye bizimle birlikte Gülistan’ı aramıyorlar?”
"BAŞ ŞÜPHELİMİZ ÇOCUK"
Aile olarak Gülistan’ın kaybolmasıyla ilgili ilk şüphelendikleri kişinin Zaynal Abarok olduğunu dile getiren abla Doku, hem sorularına hem de eleştirilerine devam ediyor. “Aile olarak başından beri baş şüphelimiz o çocuk” diyen Doku, “Gülistan’ın başına ne geldiğini bilmiyoruz; ister intihar etmiş olsun, ister yolda bir sapağa denk gelsin, ister bir araca binsin, ister şu anda bir evde kendi imkanlarıyla herkesten uzaklaşmak istesin, akıbetini bilmiyoruz. Ama şu ortada; bu kızın mevcut durumunu bozan bu aile ve üniversite. Yani kızın mevcut durumu bozulmuş, kızı duygusal olarak çökertmişler ve eğitim hayatını mahvetmişler. Bir üniversitede denetimsizlik, boşluk varsa, bir dilekçeyi bir üniversite cevaplamıyorsa, hala o hoca o görevde oturuyorsa, gerçekten ben derdimi anlatamıyorum bu ülkede demektir, sesimi duyuramıyorum. Çocuk meselesine gelince, Gülistan gecenin 12’sinde çocuğa mesaj atıyor, ‘ben korkuyorum’ diye. Bu kız neyden korkuyor mesela? Şimdi ben gece yarısı size mesaj atsam ve korkuyorum desem, demek ki sizinle aramda bir şey var. Yani demek ki korkmam gereken bir şey var ki ‘korkuyorum’ diyorum” şeklinde konuşuyor.
Aile olarak ne durumdasınız, anneniz, babanız, kardeşleriniz, diye sorunca, abla Doku, şu kararlı cümleleri sarf ediyor: “Biz 7 kardeşiz, benim annem yedi çocuk doğurmuş. Olur da birinin kılına zarar gelirse, diğer altısını feda edeyim diye doğurmuş. Gülistan sahipsiz değil, Gülistan biziz. Biz o namus kavramı adı altında Gülistan olayını kapatmayız. Kapatılmasına da izin vermeyiz. Gülistan burada namus adı altında kapatılan bütün kızların ismi oldu. Avukatımız var, başka avukatlar da ilgileniyor. Ayrıca ilgilenen çok kişi var, bize destek olmak isteyen çok insan var. Sülalem de çok destek oluyor, hepsi bizim ve bu olayın arkasında.”
"HERKES BEDELİNİ ÖDEYECEK"
Aygül Doku bir süre daha bekleyeceklerini, herhangi bir sonuç çıkmazsa Müge Anlı’nın programına katılmayı düşündüklerini söyledi. “Gülistan’ın dosyası burada kalmaz, Gülistan’ın dosyası Avrupa Parlamentosu’na kadar gidebilecek bir dosya” diyen abla Doku, “Biz artık ihtimalleri değil, somut bir veri istiyoruz
Birileri şunu demesin; koronavirüs varmış, deprem varmış, çığ olmuş. Gülistan meselesi kapandı ya da gündemden düştü diye düşünülmesin. Bu mesele kapanmayacak, bu yara her gün biraz daha deşilecek. Birileri rahatça oturamayacak bir yerlerde, herkes yaptığının bedelini ödeyecek, yargılanacak” ifadelerinde bulundu.
"SORULARIMIZA CEVAP İSTİYORUZ"’
Son olarak, “Biz hep konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz ya, biz artık susmak ve sorularımızın cevap bulmasını istiyoruz. Gün gelecek Gülistan’ın bütün failleri, Gülistan’ın mevcut durumunu bozan herkes yargılanacak, herkes cezasını çekecek. Şunun çok iyi bilinmesini istiyoruz; bu aile bu uğurda, 7 çocuksa 7 çocuk, 10 çocuksa 10 çocuk feda eder ama bu olayın peşini bırakmaz. Her gün kızımıza ne oldu sorusuyla ölmek istemiyoruz, sağ veya diri bulmak ve onun mevcut durumunu bozanların yargılanıp ceza almalarını istiyoruz” diyen Aygül Doku, kardeşi Gülistan Doku’nun dosyasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
NE OLMUŞTU?
Dersim'de üniversitede okuyan kızları Gülistan Doku'dan haber alamayan ailesi, memleketleri Diyarbakır'dan gelerek 6 Ocak'ta İl Emniyet Müdürlüğüne kayıp başvurusu yapmıştı.
Genç kızın arkadaşlarıyla görüşen ve cep telefonu sinyallerini izleyen ekipler, Doku'yu bulmak için çalışma başlatmıştı. Ailesi, Doku'nun kaldığı öğrenci yurdundaki odasında buldukları intihar mektubunu savcılığa teslim etmişti.
Doku'nun yaşamına son verdiği iddia edilen yerde, Doku'ya ait bazı notlar, resmi evrak ve makas bulunmuştu.