Munzur’un yeryüzüyle buluştuğu kaynak, Ovacık sınırları içinde yer alıyor.Munzur sıradağlarından akıp gelen irili ufaklı akarsuların birleşmesinden oluşan Munzur Gözeleri ise bölgenin hayat kaynağı.
Tunceli’nin kuzeyinde yer alan Ovacık’ın ismini, dağların arasında yer alan 74 kilometrekarelik ovadan aldığı söylenir.
Kuzeyi ve güneyi Munzur sıradağlarıyla çevrili olan ova Munzur Suyu tarafından ikiye ayrılır. Munzur bölgenin bereket kaynağı ve en önemli akarsuyudur. Munzur sıradağları aynı zamanda zirvesinde çok sayıda doğal göl barındırıyor. Ovacık’a gitmek için Tunceli’den yola çıkıp, asfalt bir yoldan Munzur Dağları’na doğru ilerliyoruz. Munzur suyu hızla akıyor, yer yer coşuyor ama etrafa huzur hakim. Yol boyunca kaynayan gözeler, vadi boyunca dökülen küçük şelalelerle karşılaşıyoruz. O görkemli ve baş eğmez, adına türküler yakılan Munzur’un kaynağına vardığımızda karşılaştığımız manzara tek kelimeyle inanılmaz. Etrafı dağlarla çevrili, Munzur köpük köpük kaynıyor, her yer yemyeşil. Gerçek anlamda büyüleniyoruz. Çevrede irili ufaklı evler var, halk çok sıcakkanlı, kiminle göz göze gelsek selam veriyor. Odun ateşinde ekmek pişiren kadınlarla, bir ağaç altına sığınmış kim bilir neyi düşünen yaşlı insanlarla karşılaşıyoruz. Masal gibi geliyor bize gördüklerimiz.
MUNZUR SUYUNDAN İÇ, DİLEK TUT
Munzur’un eteklerinde karstik kaynaktan irili ufaklı 40 göz halinde fışkıran beyaz köpüklü buz gibi sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akmakta ve Munzur Suyu’nu oluşturmakta. Gözeler Munzur’un gözyaşları gibi hiç durmadan akıyor. Adımınızı attığınız her yerde kaynayan gözelerden sular akıyor, yürüyecek yer bulmakta güçlük çekiyoruz. İnanışa göre, Munzur’un kutsal sayılan suyunu kaynağından içmek ve dilek tutmak geleneksel olduğundan biz de bu geleneğe uyarak Munzur’un buz gibi suyundan içip dileğimizi diliyoruz. İlçede tarihi eser niteliğinde çok yapı bulunmamasına rağmen özellikle Munzur Gözeleri ilkbahar aylarından itibaren binlerce kişi tarafından gezilip görülüyor. Bölgede kış şartları çok ağır. Kar yağdı mı erimek bilmiyor. İlkbahara yakın zamanlarda yolunuz Ovacık’a düşerse, karla kaplı bir yerleşimle karşılaşmanız çok mümkün. Gerekli altyapı, ulaşım ve konaklama sağlandığı takdirde Ovacık sadece Tunceli ilimizin değil, aynı zamanda bölgenin de kış turizmi merkezi olmaya aday olabilecek kapasitede.
KIŞ UZUN SÜRÜYOR
Oldukça zengin bir yemek kültürüne sahip olan bölgenin yöresel yemekleri arasında Zerefet (Babiko), Sirekurt, Sirepati, Keşkek, Kavut, Patila, Döğme Çorbası, Döğme Pilavı, Gulik Çorbası, Guriz yemeği ile kurutulmuş sebze yemekleri sayılabilir.
Dünyaca meşhur olan ve sadece Munzur suyunda yaşayan kırmızı benekli alabalık mutlaka tadına bakılması gereken bir lezzet.
Ovacık doğal yapısı gereği, oldukça sert bir iklime sahip. Kar 6-7 ay kalıyor, yaz ayları ise sıcaklık 35-40 dereceyi buluyor.
Ovacık’ta kırmızı benekli alabalık, boz ayı, kurt, yaban domuzu, geyik, karaca, dağ keçisi, su samuru, vaşak, tilki, vahşi kedi, tavşan, kartal, Anadolu parsı ve çizgili sırtlan görülüyor.
İlçenin geçimi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanıyor. Son yıllarda besin değeri oldukça yüksek olduğu söylenen fasulyenin üretimi artmış. Ayrıca ilçenin bazı köylerinde ceviz yetiştiriciliği de yapılıyor.
Meltem Doğan /Sabah