Genelde Dersimin, özelde Tunceli’nin her yıl giderek artan önemli bir sorunudur.
Bir türlü aşılamadı. Üniversitenin gelişi ile birlikte giderek büyüdü. Her yıl sektöre katılan müteahhitlere ve yapımcılara rağmen konut, kiralık ev sorunu çözülemedi.
Hemen her gün, kiralık ev arayanların sayısı deyim yerinde ise, çığ gibi büyümekte, her gün onların o çaresizliklerini görmek, paylaşmak onlar kadar insanı üzmektedir.
Bilgi sahibi kurumlardan aldığımız bilgilere göre belediyeden çoğunluğu bu yıl hizmete girecek 2400 konut için inşaat izni ve ruhsatı alınmış. Bu rakam Tunceli inşaat tarihinde rekor bir sayıdır.
Ruhsatı alınmış 2400 konutun tamamlanması yıllardır sürüp gelen konut sorununu çözeceği umudunu taşımaktadır.
Henüz bu inşaatların tamamlanmadığını ve hizmete girmediğini fırsat bilen bazı konut sahipleri, yoğun talep karşısında Dersimlilere yakışmayan bir fırsatçılıkla kiraya verecekleri konutları fahiş fiyatla kiraya vermektedirler.
Kiralık ev arayanların büyük çoğunluğu, hatta tamamı dar gelirli insanlardan ve öğrencilerden oluşmaktadır.
Bize yansıyan şikâyetlerde, 800-900-1000 liraya kadar kiraya verilen konutlar varmış. Bu kadar yüksek meblağlarla konutlarını kiraya veren konut sahiplerinin maliyeye verdikleri beyannamelerde gerçek beyanda bulunup bulunmadıklarını herkes gibi bizde merak ediyoruz.
Bir okurum rica ediyordu. ‘Aracılığınızla rica ediyorum. Konutlarını yeni kiraya verenler hakkında Defterdarlık tarafından gerekli incelemenin yapılmasını ve gerçek beyanda bulunmayanlar hakkında gerekli işlemin yapılmasını istiyorum.’ dedi.
Kiralık ev arayan ve istenilen kiralar karşısında şaşkına dönen çaresiz kalan öğrencilerin yanında bir başka Dersimli okurum, ‘Burada büyük şehirlerin zenginleri yok. Burası yoksul ve dar gelirli işçilerin, memurların ve öğrencilerin yaşadığı küçük bir kent. Bu kadar yüksek kira bir işçinin bir aylık ücreti ve fazlasıdır. Bunu isteyenlerde vicdan yok mudur? Aylık kazancının tamamını kiraya veren dar gelirli ne yiyip ne içecek. Bunlar utanmıyorsa bunları utandıracak ve bunlara dur diyecek kimse çıkmayacak mı.’ diyerek tepkisini dile getirdi.
Aynı şikâyetlerin benzerlerini geçen yıllarda bu köşemde dile getirmiştim. Defterdarlık gerekli incelemelerde bulunmuş. Gerçek beyanda bulunmayan konutlarını kiraya verenler hakkında gerekli işlemleri yapmışlardı.
Vicdanlı olmak fahiş kiradan daha kazançlı daha karlıdır.
O vicdan, insanı insan yapan değerdir çünkü…
+ + +
TRAFİKLE İLGİLİ YAZIMIZA
Emniyet Müdürümüz duyarlılık göstermiş ve Trafik Müdürünü trafik konusundaki şikâyetleri, alınacak tedbirleri bizimle görüşmesi için görevlendirmiş.
Yeni Trafik Müdürümüzü dalında uzman bir yetkili olarak gördük. ‘Trafiğin evrensel kurallarına uymanın her sürücü için sürücü olmanın olmazsa olmazıdır.’ diyen Müdür, Cezai yaptırıma başvurulmasına taraftar olmadıklarını, herkesin kurallara uyması halinde buna ihtiyaç duyulmayacaklarını ifade eden Trafik Müdürü; ‘Biz cezadan yana değiliz. Sürücüleri kurallara uymaları için sürekli uyaracağız. Uymamakta direnen sürücülere de ceza yazmaktan başka seçeneğimiz kalmayacaktır. Araç sayısının çokluğu, yolların yetersizliği, yeterli park yerinin olmayışının trafik ihlallerine yol açtığını ifade eden, Müdür: ‘Yeni düzenlemelerle ve alacağımız tedbirlerle trafik ihlallerinin önüne geçmeye çalışacağız.’ diyordu.
Trafik kurallarını ihlal eden Emniyet görevlilerine de ayırımsız ceza yazdıklarını ifade eden Müdür: ‘Trafik kurallarını ihlal edenler kim olursa olsun, trafik suçu işlemişlerdir. Farklı muamele yapamayız’ diyerek, Ülkemizde pek az rastlanan örnek bir tavır sergilemişlerdi.
Yeni Trafik Müdürümüzle trafik ihlallerinin, trafik şikâyetlerinin azalacağına inanıyorum.
+ + +
GECENİN KARANLIĞINDA KAÇAK OPERASYONU
Akşam geç saatlerde 22.00 sıralarında gece yürüyüşünden dönüyordum. Telefonum çaldı. Açtım tanımadığım bir okurum: ‘Balkona çık bak baraj gölünün çekildiği sahada neler oluyor. Bir bak gör.’ dedi. Hızla yürüyerek eve geldim. Doğrudan balkona çıktım. Çekilen baraj göl sahasında büyük bir kepçe, yol kenarına dizilmiş kum taşıyan büyük damperli kamyonlar kum taşıyorlardı. Bu açıkça gecenin karanlığında izinsiz yapılan bir işlem olmalıydı. İkinci bir GOLE ÇETU yapılmasını istediğimiz alan tahrip edilmekte, oluşacak çukurlar gölün tekrar oluşup çekilmesi ile büyük bir çevre kirliğine, sineklerin yuvalanmasına yol açacaktı.
Bu izinsiz gece kaçamağına, tahribatına dur diyecek kurumları aramayı düşündüm. İlk aklıma gelen Belediye oldu. Mesai dışı hafta sonuydu. Üstelik geceydi. Zabıtayı, zabıta Müdürünü arayamazdım. Bir mesai dışı hafta sonu aradığım Zabıta Müdürü adeta bana hakaret etmişti. Bir başka belediye yetkilisini aradım. O da D.S.İ.’nin sorumlu olduğu bir alandır. Biz müdahale edemeyiz. dedi.
Çevre Müdürü olarak bildiğim kurum Amirini aradım. Kurum Müdürü: ‘Kurum olarak bölündüklerini, bu sorun Çevre Şehircilik Kurumunun yetki alanına girdiğinden kendilerinin müdahale edemeyeceğini söyledi. Alandan sorumlu Kurum, D.S.İ’ni o saatte arayıp bulmak mümkün değildi. Bizim kurumlar mesai saati dışında kapalı tutulduğundan onlara ulaşmak çok zordu. Cep telefon numarası bende kayıtlı olan kum ocaklarından sorumlu kurumun başı Özel İdare Genel Sekreterini aradım. Derhal ekiplerini göndererek gecenin o vaktinde yapılan kaçak gizli operasyona izin vermedi.
Beni telefonla arayan okurum yapılanları izlemiş olacak ki, gecenin geç saatinde beni arayarak teşekkür etti. Bende duyarlılığından dolayı kendisine teşekkür ettim.
+ + +
ORMAN YANGINLARI SÖNDÜRÜLMÜŞ
Geçen hafta Pülümür ve Ovacık Milli Park sahasında çıkan, Dersim Halkını üzen orman yangınları Orman İşletme Müdürlüğü ile Orman ve Su İşleri Şube Müdürlüğünün yangın ekipleri tarafından söndürüldüğü haberini arayıp sorduğum Orman İşletme Müdüründen aldım.
Doğamıza, doğa zenginliğimize büyük zarar veren tahrip eden orman yangınlarının kısa sürede yangın ekipleri tarafından yapılan müdahale ile söndürülmesi bizi çok sevindirmişti. Bir zamanlar bütün Dersimi kaplayacak şekilde çıkan yangınlara güvenlik nedeni ile müdahale edilmez ve seyredilirdi. Şimdiki yöneticiler yangın söndürme ekipleri ile birlikte yangın mahallinde söndürme işlemlerine bizzat katıldıklarından yangınların kısa sürede söndürülmesini sağlanmaktadır.
Orman yangını içindeki canlılarla birlikte katledilen en büyük katliamdır. Bu katliamlara karşı çıkmak önlemek insanım diyen herkesin görevi olmalıdır…
Fikri TAŞ
[email protected]
