Görülmüştür Kolektifi ve Red Fotoğraf Grubunun hazırladığı ‘İçeride Dışarıda’ adlı sergi İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesinin girişimiyle Palavra Meydanında açıldı.
Resim, fotoğraf, şiir, öykü ve romanların da yer bulduğu sergide mahpusların ve birçok sanatçının eseri yer alıyor.
Sergi açılışında konuşma yapan İnsan Hakları Derneği Dersim Şube Yöneticisi Hüseyin Yaşar Sezgin, “İçeride / Dışarıda” adını verdiğimiz bu sergi için başvurduğumuz sanatçılardan kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, LBGTİ+lar’a, tabiata, hayvana uygulanan şiddetin (ve/veya bu şiddete karşı direnişin) betimlenmesini istedik. Özellikle tecrit içinde tecridi yaşayan, zor koşullarda üreten hapishanedeki yazar, şair ve çizerlerden yanıt gelmesi uzun sürdü. Ama sonuçta başardık. Mahpus yazarların, şairlerin, çizerlerin eserleri sansüre, “kötülük mühürlerine” inat demir parmaklıkların arasından süzülüp bize ulaştı. Bunların yanı sıra alanlarında önemli projelere imza atan 22 Fotoğraf sanatçısından da “şiddet” temalı birer fotoğraf alarak sergimizi tamamladık” ifadelerini kullandı.
“Bu sergide tabiatın çığlığını duyacaksınız”
Serginin içeriği hakkında bilgi veren Sezgin, şunları kaydetti:
“İşte bu sergide içeride / dışarıda yaşanan şiddetin -acıları yarıştırmadan- açık, kapalı metaforlarla betimlendiğini göreceksiniz.
Bu sergide tabiatın çığlığını duyacaksınız. Katledilen doğanın, kesilen ya da yakılan yüz milyonlarca ağacın, nesli tükenen hayvanların, suları kirlenen ya da kuruyan nehirlerin, göllerin çığlığını hissedeceksiniz.
Bu sergide sermayenin ekolojik talanına karşı mücadele eden insanların uğradıkları baskıya rağmen başkaldırışlarını göreceksiniz.
Bu sergide kimlik hakkı için mücadele eden, bu uğurda şiddete uğrayan, zindanlara düşen insanların seslerini duyacaksınız.
“Kapitalist yağmaya karşı mücadele eden insanların umutlarına tanıklık edeceksiniz”
Bu sergide sınıf / emek diyen, iş cinayetlerine, kapitalist yağmaya karşı mücadele eden insanların umutlarına tanıklık edeceksiniz.
Bu sergide siyasi zor, savaş, açlık, deprem ya da kuraklık gibi afetler nedeniyle “umuda yolculuğa” çıkan, Akdeniz’de boğulup ölen, dağlarda soğuktan donan ya da sığındıkları ülkelerde ırkçılar tarafından katledilen, fuhuşa zorlanan, yarı köle gibi çalıştırılan milyonlarca “göçmenin- mültecinin – sığınmacının” trajedisi ile bir kez daha yüzleşeceksiniz.
Bu sergiyi izleyince devletten ya da tekellerden nemalanmak için ruhlarını şeytana satan “sanatçılar”ın çok okunduğu/ izlendiği / dinlendiği bir ülkede, az okunmak/ izlenmek/ dinlenmek evlâdır diyeceksiniz. Ama çoğalmak dileğimizdir.”
“Tecride rağmen üretmeye çalışıyorlar”
Görülmüştür Kolektifinden Adil Okay ise sergiye dair yaptığı konuşmada, “Hapishanelerde görünmeyen, bilinmeyen işkenceler var. Hapishanelerde üretmeye çalışan, ayakta kalmaya çalışan insanlar sanatla ilgileniyor. Zorlu koşullarda, tecride rağmen üretmeye çalışıyorlar. Tutsakların bu eserlerini dışarıya ulaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi
