• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C
  • Tunceli 11 °C

İdam cezası tartışmasının uluslararası hukuk boyutu

Ali Rıza Güder

 

Av. Ali Rıza GÜDER (Master of Laws, University of Nottingham, the UK)

İDAM CEZASI TARTIŞMASI’NIN ULUSLARARASI HUKUK BOYUTU

Abstract –

AİHS’nin 58. maddesine göre; “Sözleşme’ye taraf herhangi bir ülke, Sözleşme’yi geçersiz kılma hakkına sahiptir.” - Viyana Konvansiyonu’nun 44. md. 3. bendi ve Uluslararası Adalet Divanı, Norwegian (I.C.J. Reports 1957, para. 55-59) ve Interhandel (I.C.J. Reports 1959, para. 57, 77, 78, 116 and 117) davalarında “sözleşme hükümlerinin ayrılabilirliği prensibi” kabul edilmiştir. - AİHS ek 6. ve 13. protokoller, Viyana Konvansiyonu 44. md. 3. bend çerçevesinde; uygulanmaları bakımından andlaşmanın geri kalan kısmından ayırdedilebildikleri; bu hükümleri kabul etmek diğer taraf veya tarafların andlaşma ile bir bütün olarak bağlanma rızasının esaslı bir temeli olmadığı andlaşmadan anlaşıldığı ve andlaşmanın geri kalan kısmının ifaya devam edilmesi gayri adil olmadığı için, Hükümetin, AİHS’nin tümünü geçersiz kılmadan idam cezası konusunda bahsi geçen protokolleri geçersiz kılma hakkına sahip olduğu uluslararası hukukta yeri olan bir argümandır.”

- BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme’ye ek “İdam Cezası’nın Kaldırılması’na İlişkin” 2 no’lu Protokol, sözleşme’yi geçersiz kılma, sona erdirme, ondan çekilme konusunda bir hükme sahip değildir. - Viyana Konvansiyonu 56. md. göre; “sözleşme’de bu hususlarda hüküm yoksa, geçersiz kılma ve ondan çekilme ancak tarafların bu olasılığı kabul niyetlerinin ortaya konması veya geçersiz kılma ve ondan çekilme hakkının sözleşme’nin doğasından anlaşılmasıyla mümkündür.”

- BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme ile aynı kapsamdaki (Sözleşme’ye ek 1 No’lu Protokol ve Her Türlü Irk Ayrımcılığı’nın Yok Edilmesi’ne İlişkin Sözleşme) sözleşmelerde geçersiz kılma hükümlerinin varlığı ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile birlikte “International Bill of Rights” oluşturan ve doğası itibarıyla geçersiz kılma hakkı kapsadığı varsayılan “geçici karakterdeki” sözleşmelerden olmadığı düşünüldüğünde 56. md. hükmün uygulama alanı yoktur. - Olası bir Anayasa değişikliğiyle idam cezası düzenlemesi ve uygulanması, anayasal hükümler de dahil ulusal hukukun herhangi bir normunun uluslar arası bir sözleşme’nin hükmünü yerine getirmemek konusunda gerekçe olamayacağı yönündeki BM Sözleşmeler Hukuku Üzerine Viyana Konvansiyonu (1969) 27. md. ile bağdaşmaz.

- Sonuç olarak, uluslararası hukuk Hükümet’e, BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme’ye ek “İdam Cezası’nın Kaldırılması’na İlişkin” 2 no’lu Protokol’den çekilme ve geçersiz kılma hakkı vermemektedir.   Ülkemizde, ulusal hukukumuzdan 2001 yılında Anayasa değişikliğiyle kaldırılmış idam cezasının yeniden geri getirilmesi hususunun uluslararası hukuk boyutuna ilişkin tartışma idam cezası konusunda bizi bağlayan iki uluslar arası Sözleşme kapsamında yapılabilir;

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

 (ECHR)

Üzerinde durulması gereken husus, Hükümet’in Sözleşme’nin tümünden geri çekilmeden ülkemizi idam cezası konusunda bağlayan AİHS’ne Ek 6. ve 13. no’lu protokollerden çekilme veya bu protokollere ve AİHS’nin 2. maddesine bu aşamada çekince koyma hakkı olup olmadığıdır. Öncelikle, AİHS’nin 57. maddesine göre; “Sözleşme’ye taraf olan bir ülke, herhangi bir maddesine sözleşme’yi imza veya onay aşamasında çekince koyabilir.”

 Ayrıca Ek 6. ve 13. Protokollerin 4. ve 3. maddeleri bu sözleşmelere çekince koymayı açıkça yasaklamıştır. Tartışmanın daha önemli boyutuna gelince, AİHS’nin 58. maddesine göre; “Sözleşme’ye taraf herhangi bir ülke, sözleşme’yi geçersiz kılma hakkına sahiptir.”

AİHS, Sözleşme’nin tümünden çekilmeden sadece bir kısmından çekilme konusunda bir hüküm taşımamaktadır. Bu nedenle, bu husus BM Sözleşmeler Hukuku Üzerine Viyana Konvansiyonu (1969) ve BM Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun yasal çalışmalarında kendini ifade eden “uluslararası geleneksel hukuk kuralları” ışığında değerlendirilmelidir. (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşmesi Yükümlülükleri’nin Sürekliliği Konusundaki Sorunlara İlişkin 26. Sayılı Genel Yorumu, para 1, 1631. Toplantı, 1997) Viyana Konvansiyonu’nun 44. md. 2. bendine göre; “Bir andlaşmayı geçersiz kılma, sona erdirme, ondan çekilme veya yürürlüğünü askıya alma için bu Sözleşmede tanınan bir gerekçeye, aşağıdaki paragraflarda veya 60 ncı maddede öngörülen durumlar müstesna, ancak andlaşmanın tamamı hakkında başvurulabilir.” Sözleşme’nin 44. md. 3. bendinde göre ise: “eğer gerekçe münhasıran belirli hükümlere ilişkinse, bu gerekçeye sadece bu hükümler hakkında şu hallerde başvurulabilir:

a-) anılan hükümler uygulanmaları bakımından andlaşmanın geri kalan kısmından ayırdedilebiliyorsa;

 b-) bu hükümleri kabul etmenin diğer taraf veya tarafların andlaşma ile bir bütün olarak bağlanma rızasının esaslı bir temeli olmadığı andlaşmadan anlaşılıyorsa veya başka türlü tespit ediliyorsa;

 c-) Andlaşmanın geri kalan kısmının ifaya devam edilmesi gayri adil olmayacaksa.” Sözleşmeler Hukuku Üzerine Viyana Sözleşmesi’ne (1969) ilişkin BM Uluslararası Hukuk Komisyonu Yorumu’na (Commentary) (1966) göre “Bir andlaşmayı geçersiz kılma, sona erdirme, ondan çekilme veya yürürlüğünü askıya alma gerekçesi tamamlayıcı maddelere ilişkinken, ülkeler arasındaki anlaşmaların yürürlülüğünün yukarıdaki şekilde sonlandırılmasının sözleşme’nin bütününe sirayet etmesi uygun 3 görünmemektedir. Ayrıca, taraf ülkelerin sözleşme kapsamındaki menfaat dengesi gözetilerek, bazen sözleşme’nin bazı maddelerinin elimine edilebilmesi mümkün olmalıdır. Sonuç olarak, sözleşmenin orjinal temeline saygıyı esas alan ve tarafların sözleşme ile bir bütün olarak bağlanma rızasının esaslı bir temeli olmayan maddelere ilişkin gerekçelerle sözleşme’nin adeta yok edilmesini engelleyecek bir çözüm uygun görülmektedir.” (BM Uluslararası Hukuk Komisyonu Yıllığı, 1966, Vol. II, sayfa 238) Ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı, Norwegian (I.C.J. Reports 1957, para. 55-59) ve Interhandel (I.C.J. Reports 1959, para. 57, 77, 78, 116 and 117) davalarında “sözleşme hükümlerinin ayrılabilirliği prensibini” kabul etmiştir. Viyana Konvansiyonu’nun 44. md. 3. bendine geri dönersek; a-) AİHS çerçevesinde idam cezasının uygulanmasının - 57. maddesine göre taraf ülke’nin herhangi bir maddesine Sözleşme’yi imza veya onay aşamasında çekince koyma hakkı ve 6. ve 13. protokolün Sözleşme’ye ek niteliği dikkate alındığında - andlaşmanın geri kalan kısmından ayırt edilebildiğini düşünmek gerekir.

b-) AİHS ek 6. Protokol 5. md. ve 13. Protokol 4. md. göre; “her devlet, imza sırasında veya onaylama, kabul ya da katılma belgesinin verilmesi sırasında, bu Protokol’ün uygulanacağı ülkeyi veya ülkeleri belirleyebilir.” ve “her devlet, daha sonra herhangi bir zamanda, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirimle belirteceği başka herhangi bir ülkenin bu Protokol’ün uygulanma kapsamına alınmış olduğunu beyan edebilir.” Ayrıca, ek 6. Protokol 8. md. ve 13. Protokol 7. md. göre her iki protokol sırasıyla sadece 5 ve 10 ülkenin Sözleşme ile bağlı olma iradesini ortaya koymaları ile yürürlüğe girer. Ayrıca, AİHS 57. maddesine göre taraf ülke’nin herhangi bir maddesine sözleşme’yi imza veya onay aşamasında çekince koyma hakkı dikkate alındığında idam cezasının kaldırılmasına ilişkin bu hükümleri kabul etmenin diğer taraf veya tarafların AİHS ile bir bütün olarak bağlanma rızasının esaslı bir temeli olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, AİHS’nin tümünden çekilmeden, idam cezası konusunda bizi bağlayan ek 6 ve 13. protokollerden çekilmenin mümkün olduğu yaklaşımının uluslararası hukukta yeri olduğunu düşünüyorum.

BM MEDENİ VE SİYASİ HAKLARA İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞME’YE (ICCPR) EK “İDAM CEZASI’NIN KALDIRILMASI’NA İLİŞKİN 2 NO’LU PROTOKOL”

Ülkemiz, “İdam Cezası’nın Kaldırılması’na İlişkin” 2. no’lu Protokolu 2 Mart 2006 tarihinde onaylanmıştır. Öncelikle, Protokolün 2. maddesine göre; “onaylandığında olmak ve savaş zamanında ve askeri alanda işlenmiş en ciddi suçlarda uygulanmak koşuluyla çekince 4 koymak mümkündür.” Türkiye onaylanma aşamasında Protokole çekince koymamıştır; bu nedenle bu aşamada da bu hakka sahip değildir. İkinci olarak, 2 no’lu Protokol, sözleşme’yi geçersiz kılma, sona erdirme, ondan çekilme konusunda bir hükme sahip değildir. Bu nedenle, bu husus BM Sözleşmeler Hukuku Üzerine Viyana Konvansiyonu (1969) ve BM Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun yasal çalışmalarında kendini ifade eden “uluslararası geleneksel hukuk kuralları” ışığında değerlendirilmelidir. Viyana Konvansiyonu 56. md. göre; “sözleşme’de bu hususlarda hüküm yoksa, geçersiz kılma ve ondan çekilme ancak tarafların bu olasılığı kabul niyetlerinin ortaya konması veya geçersiz kılma ve ondan çekilme hakkının sözleşme’nin doğasından anlaşılmasıyla mümkündür.” BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin 1 no’lu Protokolün 12. maddesi, taraflara bu protokolü geçersiz kılma hakkı vermektedir. Ayrıca, ana sözleşme’den 1 yıl önce kabul edilmiş BM Her Türlü Irk Ayrımcılığı’nın Yok Edilmesi’ne İlişkin Sözleşme de (1965) taraflara sözleşme’yi geçersiz kılma hakkı vermektedir. Dolayısıyla, BM İnsan Hakları Komitesi 26 Sayılı Genel Yorum’da ifade edildiği üzere, 2 no’lu protokolü kaleme alanlar taraflara protokolü geçersiz kılma hakkı vermekten kasıtlı olarak imtina etmişlerdir. Ayrıca, BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme (1966) ve 2 no’lu ek protokol, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile birlikte “International Bill of Rights” oluşturan ve doğası itibarıyla geçersiz kılma hakkı kapsadığı varsayılan “geçici karakterdeki” sözleşmelerden değildir. Her ne kadar akla getirmek konusunda gönülsüzsem de; uluslararası hukukun tartışmasız yaklaşımına rağmen olası bir Anayasa değişikliğiyle idam cezası düzenlemesi ve uygulanması mümkün müdür? BM Sözleşmeler Hukuku Üzerine Viyana Konvansiyonu (1969) 27. md göre; “taraf ülkeler ulusal hukukun herhangi bir normunu uluslar arası bir sözleşme”nin hükmünü yerine getirmemek konusunda gerekçe gösteremezler.”

Bu ulusal normlara, anayasal hükümler de dahildir. (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme’ye Taraf Ülkelerin Genel Hukuki Yükümlülükleri’nin Doğası’na İlişkin 31. Sayılı Genel Yorumu, para 4, 2187. Toplantı, 2004) Sonuç olarak, uluslararası hukuk BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme (1966) ve 2 no’lu ek protokole taraf olan bir ülkeye sözleşme’den çekilme ve geçersiz kılma hakkı vermemektedir (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşmesi Yükümlülükleri’nin Sürekliliği Konusundaki Sorunlara İlişkin 26. Sayılı Genel Yorumu, para 1, 1631. Toplantı, 1997) ve ulusal hukukta bir düzenlemeyle bu yükümlülüğümüzden kaçınmamız mümkün değildir.

Bu yazı toplam 44955 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim