• BIST 9688.36
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C
  • Tunceli 2 °C

İHD’den barış nöbeti

İHD’den barış nöbeti
İnsan Hakları Derneği(İHD) Dersim Şubesi üyeleri barış nöbeti tuttu.Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan İnsan Hakları Heykeli önünde bir araya gelen İHD üyeleri oturma eylemi gerçekleştirdi.

Aralarında HDP Dersim milletvekilleri Alican Önlü ve Edibe Şahin’inde bulunduğu grup daha sonra basın açıklaması gerçekleştirdi.İHD Dersim Şubesine adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’nin anayasal ve yasal sisteminin otoriter özellikler taşıdığı bilinmektedir.1923’te kurulan cumhuriyet 1923-1987 tarihlerinde 64 yılın 26 yılını sıkıyönetim askeri rejimi altında geçirmiştir.1987 yılından 30 Kasım 2002 tarihine kadarki 15 yılda da OHAL rejimi geçerli olmuştur. Böylece Türkiye Cumhuriyeti 92 yıllık sürenin 41 yılını olağanüstü rejim koşullarında geçirmiştir.

İHD’nin bakış açısının merkezinde insan vardır. Burada bahsedilen süreler devlet rejimini ifade etmekle birlikte, açıkça ifade etmek isteriz ki, bu 41 yıllık süreler yurttaşlar için insan hak ve özgürlüklerinin sistematik olarak ihlal edildiği sürelerdir.

 

İhlal türleri olarak, ilk olarak, ölüm cezaları ve idamlar, yaygın ve sistematik işkenceler, zorla kaybetmeler, faili meçhul siyasi cinayetler, yargısız infazlar, keyfi gözaltı ve tutuklamalar gibi ağır insan hakları ihlallerinden söz edilebilir. Bunlarla da sınırlı değil: Sürgünler, zorla yerinden etmeler,  Kürtlere yönelik çeşitli katliamların yapıldığı “harekatlar”, ifade özgürlüğünün baskı altına alınması, gazete, dergi ve kitapların yasaklanması, toplatılması, gazeteci ve yazarların hapsedilmeleri, düşünce ve inanç yasakları, azınlıklara yönelik linç, yağma, özel vergilendirme ve mülklerine el koyma, okullarının ve ibadethanelerinin kapatılması uygulamaları,  dil ve kültür yasakları, hapishanelerdeki özel baskı rejimleri ve benzeri pek çok hak ihlalleri hafızlarda kayıtlardadır.”

 

Türkiye’nin asıl sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunu ve bu sorununun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğunun belirtildiği açıklama şöyle sürdürüldü:

“İHD olarak savaş konusunda ilkesel bir savaş karşıtı tutumumuz var.Biz genel olarak yeryüzündeki bütün siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel problemlerin barışçıl metodlarla çözümünden yanayız. Bunun mümkün ve olanaklı olduğunu düşünüyoruz.

 

Savaşlar ve silahlı çatışmaların bir olgu, realite olduğu durumlarda da savaş karşıtı tutumumuzu sürdürmekle birlikte, çatışan tarafların insancıl hukuk ilkelerine uymalarını istiyoruz. Bu konudaki aykırı eylem ve işlemlere karşı çıkıyor ve kınamalarda bulunuyoruz.

Son günlerde uygulanan sokağa çıkma yasakları insan hakları hukuku bakımından kabul edilemez uygulamalardır. İnsan hakları hukukunda bazı hak ve özgürlükler askıya alınamaz niteliktedir.

İnsan onuruna saygı düşüncesiyle, savaş koşullarında da askıya alınamayacak, dokunulamayacak haklar vardır.

Bu bakımdan Cizre’de olduğu gibi, insanların ekmek almak için fırına, ilaç almak için eczaneye, hastalandığı için doktora, hastaneye gitmesini yasaklamak yaşam hakkı açısından kabul edilemez nitelikteki keyfi yasaklardır. Bu ve benzeri emirler, yasaklar, tıpkı 2500 yıl öncesindeki Sofokles’in Antigone adlı oyununda dile getirdiği gibi,  insan onuruna aykırı yasaklar, emirler ve uygulamalardır.

Biz, İHD olarak barış hakkını ulusalüstü insan hakları belgelerinde olduğu gibi, hem her insanın insan hakkı olarak algılıyoruz hem de BM’nin 1984 yılı kararında olduğu gibi, halkların hakkı olarak görüyoruz.

Barış hem silahlı çatışmanın olmaması halidir, şiddetsizlik halidir;  hem de yetmez, insan hakları ve özgürlüklerine dayanan tıpkı İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 28.maddesinde ifade edildiği gibi bir sosyal düzenin adıdır.

Ulusal ve uluslararası sosyal düzen…

Dolaysıyla biz Barışı kayıtsız şartsız insan hakları temelli olarak kavrıyor ve savunuyoruz ve her şart halinde gerçekleşmesi için ısrarlı bir çaba gösteriyoruz.

Şu anda Türkiye’deki durumla ilgili söyleyeceklerimiz var, kısa, açık, net:

-Silahlar susmalıdır! Derhal!...

-Türkiye’nin bütün sorunları diyaloğ, müzakere gibi barışçıl yol ve yöntemlerle çözülebilir. Bu mümkün ve olanaklıdır.

 

-Hükümeti ve PKK’yi, silahları susturmaya ve barışa bir şans vermeye davet ediyoruz.

Türkiye toplumuna da bir çağrımız olacak:

Barış talebimizi yükseltelim. Halkların kardeşliğini haykıralım. Türkiye’nin batısında Kürt yurttaşlara yöneltilen şiddete, nefret söylemine ve linç girişimlerine dur diyelim.

Hangi siyasi partiye olursa olsun, siyasi parti, gazete ve dergiler ile ve demokratik kurumlara yöneltilen şiddete ve çağrılarına dur diyelim.”

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim