CHP Dersim Milletvekili Gürsel Erol, HDP milletvekili Erdal Ataş, Alevi kurumlarının, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerinin katılımıyla gerçekleşen eylemde, yüzlerce insan Süreyya Operası önünden İskele Meydanı’na yürüdü. Davul zurna eşliğinde yapılan yürüyüşte , “Dost ve düşman herkes bilsin, Dersim’de doğa kazanacak”, “Bir dağ, bir nehir, bir vadi yok edilişe direniyor”, “ Bırakın Munzur özgür aksın, Hasan Keyf’ine baksın” yazılı pankartlar taşındı. Hep bir ağızdan, “Munzur özgür akacak”, “Munzur darda Dersim ayakta”, “Direne direne kazanacağız”, “Baraj yapma boşuna, yıkacağız başına” sloganları atan kitleye, çevredeki yurttaşlar alkışlarla destek verdi.
DERSİM SALDIRI ALTINDA !
Yüzlerce insanın akın ettiği İskele Meydanı’nda DEDEF ve Munzur Koruma Kurulu adına açıklamayı Hasan Hayri Şanlı dede okundu. Dersim’in ağır ve yoğun saldırılar altına olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Hayri dede, OHAL koşullarında güç alan hükümet ve sermayenin, onca yargı kararına rağmen doğaya karşı büyük bir yağma hareketi yürüttüğünü vurguladı. “Sularımız, topraklarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız yasa ve yönetmeliklerle sermaye sahiplerine devrediliyor” diyen Hayri dede, Dersim’in karşı karşıya kaldığı doğa katliamları ve baskıları söyle sıraladı: “Konaktepe Barajı ve HES’ler için aldığı acele kamulaştırma kararı, yaz aylarında askeri operasyonlarla yakılan ormanlar, kayyım atanan belediyeler, halkın uzun yıllardır emekleriyle ördüğü festivali gasp edilmesi, birçok alanda maden ve taş ocağı faaliyetleri, yıllardan beridir ıslah ve sulama kanalı bahanesiyle tahrip edilen dereler, inancımıza zerre tahammülü olmadığı halde düzenlemek istedikleri Gözeler, son olarak da kiralanma bahanesiyle büyük şirketlere peşkeş çekilmek istenen araziler ve bitirilmek istenilen küçük aile çiftçiliği…”
AYAKTAYIZ…
Paranın gücüne tapanların, ülkenin dört bir yanında doğa ve yaşam alanlarına el koymak istediğine işaret eden Hayri dede, ataları, dedeleri tarafından yüzyıllardır korunup, kendilerine emanet edilen yaşam alanlarından göç etmeye zorlandıklarını vurguladı. Dersim halkının doğasını, kültürünü ve toprağını sonuna kadar savunacağının altını çizen Hayri dede, hükümetİ şöyle uyardı: “Sizlerin,, yaşam alanlarımızı yok edecek projelerinize Dersim’de yaşam hakkı tanımayacağız. Sularımıza, derelerimize, vadilerimize, ovalarımıza, yaşam alanlarımıza yapılan vahşi saldırıları durdurmak için ayaktayız, egemenlerin doğamıza karşı yönelttiği hegemonyaya karşı, doğa haklarını anayasal güvenceye kavuşana kadar ayaktayız, barış içinde insanca yaşamak için; eşit, özgür, demokratik bir ülke için ayaktayız.”
EROL: DEĞERLERİMİZE DOKUNULMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ
Açıklamanın ardından söz alan CHP milletvekili Gürsel Erol, Dersim topraklarının özgürlüğün, demokrasi, cumhuriyetin, barışın toprakları olduğunu vurgulayarak sözlerine başladı. Dersim topraklarında Kureyş Baba, Baba Mansur, Ana Fatma, Munzur Baba gibi kutsal değerlere sahip olduğunu hatırlatan Erol, “Kutsal değerlerimize dokunulmasına ve bu değerlerle oynanmasına asla ve asla müsaade etmeyeceğiz. Bu değerlere sahip çıkmak için tarih boyunca verdiğimiz mücadeleye yeni bir mücadele sayfası açacağız. Munzur’un bize ihtiyacı var; Munzur’a sahip çıkacağız” dedi. CHP Dersimli milletvekilleri olarak çözüm için bürokratik girişimlerde bulunduklarını belirten Erol, sorun siyasi ve bürokratik yollarla çözülmediği taktirde parlamentoda ve Munzur’un kenarında oturma eylemleri yapacaklarını duyurdu. Erol, tüm doğa severlerini Dersim’e sahip çıkmaya çağırdı.
ATAŞ: AKP YAŞAM ALANLARIMIZI TEHDİT EDİYOR
HDP milletvekili Erdal Ataş ise, ülkenin zor günlerden geçtiğini hatırlatarak, doğaya, demokrasiye ve insan haklarına yönelik yoğun bir saldırıyla karşı karşıya olunduğunu vurguladı. AKP’nin çözüm üretmek yerine, sorunları derinleştiren bir politika izlendiğini hatırlatan Ataş, bir konseptin parçası olarak AKP’nin de diğer ülkeler gibi sermaye iktidarı olma uğruna ülkenin doğasını tehdit eden bir yönelim içerisine olduğunu kaydetti. Para için küçük bir azınlık tarafından Bakanlar Kurulu kararları ve düzmece çeklerle yaşam alanlarının sermayeye peşkeş çekildiğine işaret eden Ataş, “Siyaseti, anlayışı, düşüncesi, mücadele yöntemi ne olursa olsun üzerinde yaşayacağımız bir dünya yoksa her şey anlamsızdır. Bu yüzden de en önemli görev ekoloji alanları korumaktır. Ekolojiyi mücadelesi, demokrasi, insan hakları mücadelesinin bir parçası olarak görülmelidir” diye konuştu.
‘MECLİSTEKİ ÇEVRE KOMİSYONU İŞLEVSİZ!’
Parlamentodaki Çevre Komisyon’un içinde yer aldığını belirten Ataş, komisyon üyelerinin para için doğayı tahrip eden HES’lerle, barajlarla ilgili kararlar çıkartmak için yarıştığına dikkat çekti. Eskiden aynı komisyonda olan ve doğa sahip çıkmak için denetlemeler yapan vekillerin bugün tam tersi bir yönde hareket ettiğini aktaran Ataş, Çevre Komisyonu’nun bütün bu sorunlar karşısında işlevsiz hale geldiğini vurguladı. “ Bütün demokrasi mücadelesi bizim ortak mücadelemizdir; bunları birbirinden ayırarak sürdürmemiz başarısız olmamızın temeli olacaktır” uyarısında bulunan Ataş, stratejik anlam taşıyan yaşam alanlarının ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmaların ardından davul, zurna eşliğinde halay çeken yüzlerce insan Kadıköy İskele Meydanı’nı adeta miting alanına dönüştürdü. Eylem, “ Munzur özgür akacak” sloganlarıyla sona erdi.
Erol ve çok sayıda Süreyya Operası önünden İskele Meydanı’na yaptıkları kitlesel yürüyüşle protesto etti.
Haber: ZEYNEP KURAY