Açıklamada, “Çocuklara Güneşli Güzel Günleri Getirme’’ sözümüz var, bu sözümüzü unutmuyoruz. İstismar, şiddet ve tecavüze karşı gücümüzü tüm kadın örgütleri ile birleştireceğimizi beyan ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
2016’dan bu yana sık sık çocuk istismarı faillerine evlilik yoluyla af gündeme geliyor. Geçtiğimiz günlerde AKP Milletvekili Said Yüce twitter hesabından yaptığı paylaşımla gerek kadın örgütlerinin, gerekse sivil toplum kuruluşlarının tepkisiyle geri çekilen yasa tasarısının bayram sonrası tekrar meclis gündemine geleceği sinyalini verdi.
Konuya ilişkin kadınların tepkisi giderek artıyor. Alevi kadınlar da çocuk istismarının meşrulaştırılmasına karşı birçok kentte eş zamanlı basın açıklaması yaptı.
Dersim’de Demokratik Alevi Dernekleri(DAD) Genel Merkezi’nde bir araya gelen Alevi kadınlar, “Çocuklarımızın hayallerinin gerçek olacağı bir dünyanın mümkün olduğu ve bunun da mücadele ile gerçekleşeceği bilinciyle toplumun bütün kesimlerini istismar yasasına karşı çıkmaya davet ediyoruz” açıklamalarında bulundular.
Açıklamaya Alevi dernekleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Alevi kadınlar adına açıklamayı okuyan DAD Örgütlenmeden Sorumlu Genel Sekreteri Reyhan Kumru, “Çocuklar, yetişkinlerden farklıdır, özel bir biyolojik kategori oluştururlar. Çocukların yetişkinliğe hazırlanması-yetiştirilmesi gerekir ve bu sorumluluk yetişkinlere aittir. Yani çocukluk dönemi, sadece doğum ve gençlik arasında olan sıradan bir dönem değildir. Bu dönem, insan hayatının bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişiminin tamamlanmadığı ve yaşanılan her olayın daha sonraki yaşamı büyük ölçüde etkilediği bir dönemdir. Çocuklar ile yetişkinler arasındaki fark çok net bir şekilde ortaya konulmuştur. Bizler için eşikteki de beşikteki de birdir. Eşitlikte esas olan insan hayatının her evresinde bireyin ihtiyaçlarının karşılanması ve kendini özgürce ifade edecek şekilde toplumla bütünleşmesidir” ifadelerini kullandı.
“CİNSEL SUÇLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR, FAİLLER AKLANIYOR”
İnsan hak ve özgürlükleri ile demokrasinin olmadığı ülkelerde toplumsal cinsiyetçilik ve özellikle de dini referanslar ile bertaraf edildiğini belirten Kumru, “Kadınlar, cins kırımına uğratılmakta, çocuklar ise çocuk olduklarından dolayı bin bir türlü istismara maruz bırakılmaktadır. Her gün kara bir tablo olarak önümüze çıkan cinsel suçlar her seferinde üstü örtülerek, failleri erkek egemen mahkemeler tarafından aklanarak meşru hale getiriliyor. Buna gücünün yetmediği yerde ise yeni yasa tasarıları ile cinsel istismar yasal hale getirilmeye çalışılıyor. Tüm bunları toplumun gözünde normalleştirmek için de yandaş medya aracılığıyla toplumun algısını değiştirme seferberliği başlatılıyor. Bu duruma itiraz edenlerin sesinin kısıldığı dönemlerde bilim insanı olarak nitelendirdikleri erkekler ile ‘12-17 yaş arası çocukların süper kadın, doğurganlık için en ideal yaş ‘ olduğu konusunda toplum ikna edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
“BİR KERELİK AF DİYE SUNULAN DÜZENLEME, KIZ ÇOCUKLARINI GELECEKSİZLEŞTİRMEK OLACAKTIR”
“İnfaz yasasının geçirildiği gece yarısı ortaya çıkan taslak, 14 yaşını tamamlamamış kız çocuklarına karşı cinsel istismar suçu işlemiş, onlardan 15 yaş büyük erkeklerin ve suçu azmettiren ailelerin cezalarının sonradan evlenildiği durumda ertelenmesini – yani affedilmesini öngörüyordu. “Bir kerelik af” diye sunulan bu düzenlemelerin sonucu imam nikâhıyla evlilik yaşını 13’e indirmek, 13 yaşında kız çocuklarıyla 28 yaşında yetişkin erkeklerin evlendirilmesini yasallaştırmak, bu ülkede kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırmak, yoksullaştırmak, geleceksizleştirmek olacaktır. Aynı zamanda çocukların yaşamları boyunca büyük bir mağduriyet ve travmaya maruz kalmalarına; sağlık problemlerine, katledilmelerine, intihara sürüklenmelerine neden olacaktır. Bu aynı zamanda, çocuk istismarının önünü tamamen açmanın yanında istismarcıların cezasız kalması anlamına gelmektedir” diye konuşan Kumru, şöyle devam etti:
“Türkiye, Uluslararası birçok sözleşmeye imza atmıştır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde 18 yaşını doldurmamış her birey çocuktur ve çocuğu istismardan koruma konusunda devlete; önleme, tespit etme, müdahale etme, iyileştirme ve zararı giderme, sosyal destek sağlama ve failleri cezalandırma yükümlülükleri verir.
Bireyler ve kurumlar, herhangi bir gerekçe ile istismarın üstünü örtmeksizin ve çocukların haklarını koruyarak yeni istismarların önünü açmayacak biçimde sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 11 Ekim’i ‘’Dünya Kız Çocukları Günü’ olarak ilan eden sözleşmesine imza atmıştır. 2012 yılından bu yana kutlanan Uluslararası Dünya Kız Çocukları Günü her yıl, kız çocukları için erken ve zorla evlilikleri önleme ve bununla mücadele etme, cinsiyet temelli eşitsizliklerin önüne geçmek, sosyal hayatta karşılaştıkları haksızlıklar hakkında farkındalık yaratmak için mücadele etmektedir.”
“ÇOCUKLARIMIZA VERDİĞİMİZ ‘GÜNEŞLİ GÜZEL GÜNLERİ GETİRME’ SÖZÜMÜZÜ UNUTMUYORUZ”
Türkiye’nin altına imza atmış olduğu uluslararası sözleşmelere sadık kalması gerektiğinin altını çizen Kumru, “Biz kadınlar, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve katliamlara itiraz ettiğimiz gibi her türlü çocuk istismarlarına da, çocuk istismarını aklayan yasa taslağına da itiraz ediyoruz. Çocuklarımızın da geleceğimizin de karanlığa gömülmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü bizlerin onlara ‘’Güneşli Güzel Günleri Getirme’’ sözümüz var, bu sözümüzü unutmuyoruz. İstismar, şiddet ve tecavüze karşı gücümüzü tüm kadın örgütleri ile birleştireceğimizi beyan ediyoruz. Alevi kadınlar olarak, çocuklarımızın hayallerinin gerçek olacağı bir dünyanın mümkün olduğu ve bunun da mücadele ile gerçekleşeceği bilinciyle toplumun bütün kesimlerini istismar yasasına karşı çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.