Metin Kemal Kahraman kardeşler, 2010 yılında yayınladıkları Saê Moru/Şahmaran albümünü ilk kez İstanbul’da, 26 Aralık’ta Beşiktaş Kültür Merkezi’nde icra edecekler.Albümde olduğu gibi konserde de masal, 1993 yılında Berhem Yayınları tarafından yayınlanan merhum Mursaé Sılemeni kaynaklı Zazaca versiyon esas alınarak anlatılmaktadır.
Konserde ikiliye, yıllardır beraber çalıştıkları Ahmet Tirgil (1. Keman) ve Umut Kahraman (Viyola) yanında Utku Barış Andaç (2. Keman), Ruşen Arslanargun (Çello), Sezai Kocabıyık (Obua), Levent Güzel (Perküsyon) enstrümanlarıyla eşlik edecek ve Seyr-i Mesel tiyatrosu oyuncularından Alişan Önlü de anlatıcı olarak yer alacak.
bir aşk ve ölümsüzlük masalı...
En eski yazılı metin olarak, Gılgameş Destanı‘nın da şahitliğinde söyleyebiliyoruz ki, ölüme çare bulma arayışı insanlığın yarattığı en derin mana kurgularının, inanç öğretilerinin, kültürlerin de çıkış noktasıdır. Çünkü çıplak ölüm gerçeği, insanı belki varolduğu ilk andan itibaren bir mana arayışına itmiş; bu temelde ölüm nedir, hayat nedir, şahit olduğum bu alem, bu düzen, bu döngü, bu yıldızlar, gezegenler, güneş, ay nedir; zaman nedir, mekan nedir, ben kimim, ne için geldim, neden gidiyorum, nereye gidiyorum, ne için yaşamalıyım, ölümden sonra ne var, ölümsüzlük mümkün müdür, aşk nedir, fani aşk nedir, baki aşk nedir gibi sorularla yüzyüze getirmiştir. Bu sorulara verilen cevaplar ise denilebilir ki, kadim zamanlardan beri insanoğlunun en yüksek fikirsel ürünlerinin literatürünü oluşturmuştur.
İşte Şahmaran masalı, zengin fantazilerle dolu hikaye örgüsü ve bütün edebiyatçıları gıpta ettiren mükemmel kurgusuyla bu literatürün doruk ürünlerinden biridir; bir şaheserdir.Yani Şahmaran, keyfiyen uydurulmuş sıradan bir fantazi ürünü değil, belki insanoğlunun en derin varoluş sorularına verdiği cevaplar bütünü olarak kadim kutsal metinlerden biridir.
Metin ve Kemal Kahraman olarak bizler, yıllardır 1001 Gece Masalları’ndan, Eski Farsça örneklere, Osmanlıca kaynaklardan özellikle son 20-30 yılda derlenmiş çeşitli Kürtçe ve Zazaca versiyonlara kadar mümkün olduğunca bütün kaynaklara bakarak bu kadim masalı anlamaya çalışıyoruz. Versiyonlar arasındaki farklılıkları karşılaştırararak, esas aldığımız Mursaé Sılemani kaynaklı Zazaca versiyonun taşıdığı irili-ufaklı farklılıklarla masalın daha doğru bir kurgusallıkla anlaşılmasında kaynak olup olamayacağı sorusuna cevap bulmaya çalışıyoruz.
Kabaca özetlemek gerekirse, bu anlama süreci içerisinde fark ettigimiz iki önemli nokta vardır: Birincisi, Şahmaran masalını anlama uğraşı, özellikle yılan sembolü ve hayat/ölüm kadim temaları dolayısıyla, daha başlar başlamaz her hangi bir masalı anlama uğraşını aşıp bütün dinler tarihini belki bütün kültür tarihini içeren en köklü tartışma başlıklarından birine dönüşmektedir.
İkincisi de, Şahmaran masalının bir mana kurgusu olarak doğru temelleriyle anlaşılabilmesinde Mursaé Sılemani kaynaklı toplam 6 sayfalık Zazaca versiyon ve Zazaca´nın etimolojik verileri köklü tartışmalar için çığır açıcı nitelikte imkanlar sunmaktadır.
Ne yazık ki, barbarca yürüyen bir insan ve insanlık kıyımı bugün, bütün dünya’yı etkisi altına almışken, çocuklarımızın, gençlerimizin, yaşlılarımızın, kadınlarımızın, kürdün, türkün, zazanın, lazın, alevinin, sunninin, siyahın, beyazın, hırıstiyanın, müslümanın, yahudinin, ezidinin, muhafazakarın, modernin, dincinin, dinsizin, ateistin kısaca hepimizin hayatları bu kadar ucuzlamışken Şahmaran’dan, kadim efsanelerden, dillerden, inançlardan, insanlığın derin mana arayışlarından söz etmek lüks gibi görünüyor; bu kadar büyük bir yoksullaşma süreci yaşıyoruz. Ancak insanlık, en yıkıcı hükümranlık saldırılarını en yüce manalara tutunarak göğüslemiştir; ki nice inanç grubunun, daha nice kültür halklarının direniş hikayeleri bu örneklerle doludur; Anadolu-Mezopotamya coğrafyası ise mesela Aleviler, Ezidiler, Ermeniler, Süryaniler, Çingeneler, Kürtler’le böylesi hikayelerin beşiğidir.
Masalların şahı Şahmaran, tutunabileceğimiz hakiki ve dupduru bir kaynak olarak bugün bir kez daha zamanın derinliklerinden bize seslenmektedir: yalana boğulmuş dünyamızda, yılana sarılalım.
Metin ve Kemal Kahraman