19 Milyon çocuğun, eğitimde başarı seviyesini gösteren karne, aynı zamanda, Öğrencilerin, heyecanla beklediği dinlenme tatil ininde, izin kâğıdıdır.
Tam Otuz yıl, şubatın başlangıcında öğrencilerimle birlikte bu sevinci paylaştım. Öğrencilerimizin 4 aylık çalışmaları sonucu verilen iki hafta, 15 günlük dinlenme tatilini de birlikte yaşadık. Paylaştık. Karneleri, kalemle, elle yazarak doldururduk. Karneler paralıydı. Öğrencilerden karne paralarını toplayarak satın alırdık.
15 günlük karne tatili, yalnızca öğrencilerin heyecanla beklediği tatil, değil. Yakınları ile birlikte Özlemlerin, giderildiği, paylaşıldığı, tatildir. Şimdilerde Karne tatilinin torunlarımla, bir araya geldiğimiz, özlemlerimizi, giderdiğimiz, sevgilerimizi, paylaştığımız, tatiller, olsun istiyorum.
Eğitimin sürdüğü günlerde buluştuğumuz torunlarım, okulda verilen ödevler nedeniyle, buluşmayı kısa kesip eve, ödev yapmaya koştuklarından, Onları doyasıya sevemiyorum. Birlikte vakit geçiremiyoruz. Onlara okullarını, gördükleri eğitimi, derslerini, öğretmenlerini, arkadaşlarını, soramıyorum.
Bu yıl karne tatilinin, ilk günüydü. ARYA, annesiyle birlikte çarşıdan eve dönerken bize de uğramışlardı. Akşam geç saatlere kadar bir arada oluruz. Diye sevinmiştim. Kısa bir süre sonra gitmek için kalktılar. Ne oluyor. Aceleniz ne. Nasılsa tatil. Okulda yok ‘ Dedim. Arya, bana bakıp elini sallayarak, ’Büyük Baba sen ne diyorsun. Okul yok kapalı ama bizim evdeki okul tatile girmedi. Ödevler, beni bekliyor.’ Dedi. Yarın yaparsın. Sonraki günler yaparsın. Acelen ne.15 gün tatil var. Dedim. ‘Büyük Baba o kadar çok ödevim var ki, bir gün bile yapmasam olmaz.’ Dedi. ‘Nasıl olur. Size bu kadar çok ödevi nasıl verirler. Adı üzerinde dinlenme tatilidir. Ögrenciler,4 aylık eğitim sonrası, dinlenmeleri için karne tatili verilmiştir. Ödev yapmaları için bu tatil verilmemiştir. Öğretmenlerin, öğrencilerine, bu tatilde ödev verme hakları yoktur. Uygar ülkelerde öğrencilere evde yapmaları için ödev vermezler. Bütün dersleri, eğitimi okulda öğretmen, öğrenci birlikte yaparlar.’ Diye tepkilerimi dile getirdim.
Geçen yıllarda da, öğrencilere, Karne, dinlenme tatilinde, verilen ödevlerle ilgili yazılar yazmış. Eleştirilerde bulunmuştum.
Karne, dinlenme tatilinde öğrencilere ödev, verilmez. Adı üzerinde DİNLENME TATİLİ, öğrenciler, dinlensin. Anne babaları, yakınları, arkadaşları ile birlikte vakit geçirsinler Diye düzenlenmiştir. Öğretmenlerin, öğrencilerin bu haklarını, ellerinden almaya hakları yoktur. Öğretmenler, yöneticiler, buna hassasiyetle özen göstermelidirler.
Bu bir eksikliktir. Keyfiliktir. Öğretmen, ödevle değil, sınıfta bütün öğrencileriyle birlikte eğitimini, öğretimini, yapmalıdır. Kolayına kaçmamalıdır.
Karne tatilinde ödev veren öğretmen, öğrencisinin, dinlenmesini, arkadaşlarıyla bir araya gelip oyunlar oynamasını, özlem duyduğu yakınları ile bir araya gelmelerini, engellemek istemektedir.
Üstelik o kadar çok ödev veriyorlarmış ki, öğrencinin, bırakın dinlenmeyi, sokağa çıkacak zamanı bile yokmuş.
30 Yıllık öğretmenliğimde, tatilde ödev vermekten hep kaçındım. Almanya’ya, yaptığım bir gezide, onların okullarını gezdim. Gördüm. Eğitim, okulda, öğrencilerle, öğretmenlerle, ortaklaşa, yalnız defter, kalem, kitapla değil, adı geçen, gerekli görülen araç gereçlerle, bir atölyedeymiş gibi, eşit özgür, arkadaşça ortamında yapılmaktadır.
Uygarlık çağında, bu keyfiliklerin hala olması, sürdürülmesi, büyük bir eksikliktir. Öğrencilere yapılan, hakları elinden alınan bir haksızlıktır.
Öğretmen kızlarıma da sordum. ‘Karne tatilinde, ödev vermediklerini, çocuklarına, dinlenme tatilinde verilen çokça ödevler içinde üzüldüklerini ödev vermeye karşı olduklarını söylediler.
Yetkililerin, öğretmenlerin, bilgisine.
,
