Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dersim Şubesi, hükümet tarafından TBMM'ye getirilen iç güvenlik paketini basın açıklaması ile protesto etti.
Yeraltı Çarşısı üstünde bir araya gelen KESK Dersim Şubeler Platformu üyeleri İç güvenlik paketinin geri çekilmesini istedi. Platform adına konuşan Hasan Ölgün, paketin anti demokratik uygulamalar içerdiğini söyledi. TBMM’ye getirilen iç güvenlik paketine karşı tepkilerini göstermeye devam edeceklerini belirten Ölgün, “Gündem maddelerine geçilmeden önce paketin geri çekilmesini istiyoruz. Paket geri çekilmediği sürece her türlü demokratik tepkilerimizi ortaya koyacağız.”şeklinde konuştu.
AKP’nin 14 yıllık baskıcı politikalarının artık toplumu bir sosyal patlama noktasına getirdiğini ifade eden Ölgün, “ Aynı politikalarda ısrar edilirse hiçbir kanunun bu patlamayı durduramayacağı tarihsel gerçekliklerle sabittir. Dolaysıyla AKP’nin emek ve demokrasi mücadelesine karşı hukuk tanımaz politikasının ve otoriter karakterinin yansıması olan yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Hükümete sesleniyoruz, temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu sıkıyönetim yasasını derhal geri çekin. Halklarımızın ve emekçilerin ihtiyacı yeni bir SS yasası değil barış ve demokrasinin tesisine yönelik düzenlemelerdir. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak tasarı geri çekilinceye ve anti demokratik uygulamalara son verilinceye kadar ülkenin dört bir yanında alanlara çıkarak mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”dedi.
Tasarı ile polisin yeni cinayetler işleyeceğine dikkat çeken Ölgün, “Tasarı ile polisin silah kullanma yetkisi artırıldığından Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, dün doğum gününü kutladığımız Ahmet Atakan ve 12 yaşındaki Nihat Kazanhan cinayetleri gibi yeni polis cinayetleri yaşanacaktır. Bu şekilde cinayet işleyen polislerin cezalandırılmaları bir yana, haklarında dava bile açılamayacaktır. Açılmış davalarda yargılanan polislere ise af getirilecektir. Yoğun biber gazı saldırılarında bir korunma aracı olarak ağız ve burunun çeşitli yollarla kapatılması; “yüzün maske ile kapatılması” kabul edilerek ağır cezayla cezalandırılacaktır. Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı “kamu güvenliğini tehdit” adı altında ortadan kaldırılacak, AKP uygulama ve politikalarına muhalefet niteliğindeki toplantı ve gösterilere katılanların tümü tutuklanabilecektir. Valiler, kaymakamlar sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde olduğu gibi yetkilendirilecek, güçler ayrılığı ilkesi ortadan kalkacak, kendilerini yargıç ve savcılar yerine koyup kararlar alabileceklerdir. Suçun unsurlarını belirleme yetkisi illerde valilere, birden çok ilde ise İçişleri Bakanına verildiğinden AKP’nin herhangi bir uygulamasını protesto etmek suç kapsamına girebilecektir” diye konuştu.
Açıklamanın ardından grup sessizce dağıldı.