Yer Altı Çarşısı üstünde bir araya gelen bir grup KESK üyesi, kurum müdürlerinin sendikalara eşit mesafede durmamasına tepki gösterdi.
Konu ile ilgili açıklama yapan SES Dersim Şube Başkanı Özkan Uç,
“Özellikle sendikal faaliyetlerimizi suç kategorisine yerleştiren Başbakanlık Genelgesi’nin ardından, başta eğitim ve bilim emekçileri olmak üzere on binlerce kamu emekçisi hakkında hukuksuzca soruşturmalar açılmıştır. Bu baskı, sürgün ve işten atma politikasının amacı açıktır! AKP, tüm kamu emekçilerini kendisine kapı kulu yapmayı arzulamaktadır. Kamu emekçilerinin kendisini insana, topluma ve doğaya karşı değil, sadece ama sadece AKP’ye karşı sorumlu görmesini istemekte, emekçileri hükümet memuru yapmayı hedeflemektedir.”dedi.
Kurum müdürleri ve amirlerinin sendikalara karşı eşit mesafede durmadığını öne süren Uç, “Bu yandaş sendikalar faaliyetlerini yürütürken özellikle kurum müdürleri ,müfettişler ve idareciler tarafından korunup kollanmaktadır. Görevleri gereği tüm sendikalara eşit mesafede olması gereken amirler; yandaş sendikaların; “ isimlerini,selamlarını söyleyerek,tayinlerin yapılmasında amirlerin yardımcı olacağı “ üzerinden üye çalışması yaptıklarını, baskı uyguladıklarını ve iş barışını bozucu ,keyfiyetin önünü açıcı tutum takındıklarını belirtmemize rağmen sessiz kalarak bu suça ortak olmaktadırlar.”diye konuştu.
Uç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son olarak Tunceli Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek , İl Milli Eğitim Müdürü Ali Eyyüpkoca ve İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Aslan’ın isimleri referans gösterilerek,selamları söylenerek üye yapma çalışmaları yürütülmesi üzerine ilgili yöneticiler böyle bir şeyi kabul etmediklerini belirtmelerine rağmen tüm “bağlı kurumlara, sendikalara eşit mesafede olduklarını ve tarafsız olduklarını belirten bir yazı yazmalarını” istememize rağmen sessiz kalarak taraflarını belli etmişlerdir ve hukuken suç işlemektedirler. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilgili sözlere bizzat Munzur Ortaokulu bahçesinde Eğitimsen Şube Eş Başkanımız tanık olmuştur.Bazı örnekler vermek gerekirse ;
-Akpazarda bir okulda yandaş sendikanın temsilciliğini yapan okul müdür yardımcısı ile öğretmen arkadaşımız arasında yaşanan ve basit bir tartışma sonrası hemen müfettiş çağrılarak gayri resmi sorgu yürütülerek arkadaşımız sindirilmeye çalışılmış, arkadaşımızın şikayeti üzerine soruşturma başlatılmıştır.
-Mazgirt’ te tayinle giden bir müfettiş tarafından aralarında kalmak koşuluyla yandaş sendikaya üye olması yönünde öğretmen arkadaşa baskı ve yönlendirme yapılması
-Bazı hizmetli ve memur arkadaşlara borçlarının silineceği, tayinlerinin yapılacağı vaatlerinin verilmesi. tayin isteyen arkadaşlarımıza üye olmaları şartının koşulması, bazılarınında bu baskı ile üye olmaları
-Öğretmen evine müdür yardımcısı atamasında yandaş sendikaya üyeliğin kriter yapılması
-Denetim pozisyonunda olan müfettişler ve amirler üzerinden baskılama
-Sağlık alanındaki yandaş sendikanın yetki süreci öncesinde işyerlerinde baskıları artırması
-112 Şube Müdürünün yandaş sendikanın il temsilciliğini yapması
-Aynı birimde çalışan aynı işi yapan emekçiler arasında sendikal ayırım yapılarak ağırlıklı olarak yandaş sendikalılar ödüllendirilerek emekçiler arasında iş barışı bozulmaktadır.
Özellikle belirtmek isteriz ki AKP’nin ve yandaş sendikanın bu yaklaşımı tüm kamu emekçilerinin geleceğini ve kamu hizmetlerinin niteliğini,işyerlerinde barışı doğrudan tehdit etmektedir. Sendikal örgütlenme hakkımıza dönük baskılar, açıkça eşitlik ilkesine aykırı olup ayrımcılıktır. Toplu Sözleşme sürecinde bu yandaş sendikanın emekçileri nasıl sattığı, Ankara katliamı sonrası tavırları, taciz ve tecavüzlere sessiz kalıp Ensarcıları savunan Bakanı nasıl canhıraş savundukları ortadadır. Bu durumda amirlerin tavrını nereye koymalıyız? Bu sendikalarda üye olanların tavrını nereye koymalıyız?. Bu anti demokratik uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Yetkilileri göreve ve yasalar çerçevesinde sorumlu davranmaya çağırıyoruz.”
Grup, basın açıklamasının ardından sessizce dağıldı.