• BIST 9161.85
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • Tunceli 10 °C

Kilo Aldığım İçin mi Üzüntülüyüm, Üzüntülü Olduğum İçin mi Kilo Alıyorum

Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu

Siz kilo aldığı için mutsuz olanlardan mı yoksa mutsuz olduğu için kilo alanlardan mısınız?

Bu zor sorunun cevabı hem depresyonla hem de kilolar ile mücadele etmenizi kolaylaştıracak.

Depresyonla obezite arasındaki ilişki şaşırtıcı mı? Tabiki hayır. Depresyona girdiğinizde düzeniniz bozulur.  Spora gitmez, yemeğinizi oldu bittiye getirip bol kalorili yer ve kendinizi iyi hissedebilmek için daha sık öğün yapabilirsiniz. Bunu durdurmak mümkün. Bir kayıp yaşayıp kendinizi üzgün hissettiğinizde yeme ve spor düzeninizi koruyarak bu sürecin depresyona dönmesine engel olacak bir adım atabilirsiniz. Bu manada depresyon obeziteye neden olur gibi görünmekte. Bu iki kavram arasındaki ilişkiyi anlamaya dair yapılan birçok çalışma var. Bunların arasında önceliği obeziteye veren de var depresyona veren de, ama depresyonla başlayan çalışma sayısı daha fazla. 

Gelelim depresyon obezite ilişkisinin yaş ile alakasına. Birincisi bu ilişki özellikle 13-20 yaş arası kadınlarda görülmekte. 13-20 yaş fiziksel görüntüye çok önem verdiğimiz dönem. Öte yandan ilişkinin gücü yaş arttıkça azalmakta. Yani yaşınız arttıkça üzüntüler kiloya, kilolar üzüntüye dönmez oluyor. Demek ki yıllar geçtikçe artan kişisel kabul ve insanın bedeniyle barışık olması depresyondan ve obeziteden koruyucu etkiye sahip.

Peki 13-20 yaş arasında bu ilişkiyi ne belirliyor diye sorunca, cevap oldukça şaşırtıcı: Ebeveyn kontrolü. Genç, üzerindeki ebeveyn kontrolü arttıkça hem depresyona girmeye hem de kilo almaya yatkın hale geliyor. Mesela 13 yaşından büyük çocuğunuzun yemeğini kendi sorumluluğunuz olarak gördüğünüz sürece onun obez olma ihtimalini arttırırsınız. Zira kontrol kendisinde olmadığı için yeme davranışlarının sorumluluğunu almakta zorlanır. Yani tabakta kalan yemek ağlamaz, öbür tarafta sizi kovalamaz, tokatlamaz.

Ortaokuldan liseye geçiş yine burada kritik: 15 yaşına kadar bu ilişki güçlü bir şekilde görülüyorken yaş ilerledikçe (liseye doğru) azalıyor.

Çünkü genç, ebeveyn kontrolünden çıkıyor. Zaten ergenliğin bitişi kendi kimliğini oluşturmakla gerçekleşiyor.

Bu durumda depresyon ve istenmeyen kilolardan korunmak için gençlerin özerkliğe ihtiyacı var. Ne giyeceğine, kaçta yatacağına, ne zaman ders çalışacağına, kiminle görüşeceğine, yemekte nereye oturacağına, tableti ile ne yapacağına ne kadar kendisi karar verirse o kadar bu dertlerden uzak kalabiliyor. Onun yerine tüm kararları ebeveynleri tarafından verilirse, o hayatın kontrolünü sembolik olarak oral yolla almaya kalkıyor ve başlıyor abur cubura. Abur cuburla kilo aldıkça da geliyor üzüntü, yetersizlik hissi ve depresyon. Yetersizlik hissinin verdiği üzüntüyü gidermek için gelsin abur cubur. Kısırdöngü başlıyor. Yani ebeveynler çocukları için doğru kararları vereceklerini düşündükleri sürece onların ergenliğin hedefi olan kimliklenme süreçlerine zarar verip depresyon ve obezite risklerini arttırıyor.

Genç kimliğini oluşturamayınca 15 yaşından sonra tam ailesinin istediği gibi biri mi oluyor? Hayır. Bu sefer model aldığı kişi ya da üyesi olduğu grup üzerinden kimlikleniyor. BTS elemanlarına benzemek, Aleyna Tilki gibi davranmak ya da tuttuğu takımın ateşli bir taraftarı olmak gibi. Yani siz ne kadar baskıcı olursanız olun çocuk üzerindeki etkiniz kayboluyor. Ama izin verirseniz sağlıklı bir kimlik geliştiriyor vermezseniz iş rastlantıya kalıyor. 

. Gençlerin aileleri ile tartışmaya başlaması asilikten değil, ailesinin bir şey bilmediğini anlamasından kaynaklanıyor olabilir.

Toparlayalım:

1) Depresyon, aşırı abur cubur tüketimi ve fazla kilolara neden olabilir.

2) Spor ve beslenme düzeni depresyondan korunmanıza da yardımcı olur.

3) Kişisel kabul ve insanın bedeniyle barışık olması depresyondan ve obeziteden koruyucu etkiye sahiptir

4) Ebeveyn baskısı hem depresyon hem de obezitenin nedenleri arasındadır.

5) Özerkliğini alamayan çocuklar sağlıklı kimliklenemez, sorumluluk alamaz ve depresyona yatkın hale gelir.

Bu yazı toplam 37010 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim