Araştırmalar, sağlığı en iyi şekilde sürdüren kişilerin, kendini bilen ve içlerine odaklanabilen kişiler olduğunu gösteriyor. Bu yüzdendir ki “KENDİNİ İYİLEŞTİRMEK” olgusu artık hepimizin kazanması gereken ve hayatına doğru rutin ve rituellerle, tabii ki desteklerle alabileceği bir kavram. İşte bu yüzdendir ki bu yazıyı özellikle kilo verme ya da fiziksel bir hafifleme amacı ile okuyorsanız, duygusal detoksu da göz önünde bulunduracak bütünsel bir içerikle de karşılaşacağınızı bilmenizi istiyorum.
Sizlere aktardığım konuları ve yaşama dair sorunsalları, olabildiğince bilimsel bulgular, araştırmalar ile desteklemeyi ve çözümlerini ise bütünsel ele almayı sevdiğimi biliyorsunuz. Özellikle İYİ YAŞAMAYI da kadın ve erkek beden formunda farklı ele aldığımı ve nedenlerini de daha önceki evrimleşme farklarımızı aktarmaya çalıştığım yazılarımdan takip edebilirsiniz. Her şeyin bedensel pozitivizm ile yani bedenin tabular ötesinde her koşulda kabulü ile konuyu öncelikle ele alırken, sağlıklı bir beden sahibi olmak için yine bir takım bilgi ve yeni alışkanlık önerilerimle sizinleyim.
Farmakolog, Dr. Candace Pert, yıllarca süren araştırmaların sonunda, duyguların beden ve zihin arasındaki etkisini ortaya koydu.
Çığır açan Duygu Molekülleri adlı kitabında, beden-zihin ilişkisinde insanın yaşadığı her türlü stres, üzüntü, travmatik durum karşısında bedende çeşitli hastalıklarla yansımalarının olabileceğini ve hatta genetik yapısına ek olarak, hücre boyutunda yağ hücrelerinde bu tip duyguların depolayabildiğinin tezini savunur.
Şimdi basitçe şöyle düşünün… Korktuğunuzda midenize bir yumruk inmiş hissine kapılıyorsunuz, öyle değil mi? Canınız bir şeye sıkıldığında neden karnınızda çözülemez bir düğüm oluşuyor? Çok heyecanlı olduğunuzda niçin kalbiniz kulaklarınızdan dışarı fırlayacak gibi atıyor?
Nöroloji alanında uzman bilim adamları, uzun süre duyguların beyinde belli bölgeler tarafından kontrol edildiği konusunda hem fikir oldular. Beyinde, “limbik sistem” duyguların oturduğu yer olarak bilindi. Çünkü limbik sistemi uyardığında her çeşit duygusal gösterge ortaya çıkmıştı – hastalar eski hatıralarına gittikçe üzüntü, öfke veya neşe tepkileri ile birlikte öfkeden veya kahkahadan titreme, ağlama ve tansiyon ile vücut ısısı değişimleri gibi bedensel tepkiler ortaya çıkmıştı.
Dr. Candace Pert ise bunlara ek olarak şöyle bir yaklaşım geliştiriyor. Öfke, üzüntü, neşe, korku ve mutluluğun yanında acı ve haz algılarını da duygu olarak tanımlayarak tüm bunların duygu moleküllerinde depolanıp bedende varlık sürüdüğünü söylüyor. Candace Pert’e göre bu bulgulara karşı şöyle söylüyor. Ona göre duygu taşıyan moleküller sürekli olarak beden ve beyin arasında çift yönlü bir yolculuk halindeler. Ve tabi anlık olarak da değişebiliyorlar. Eckart Tolle’nin andaki yaşamın önemi anlatımınında da benzer bir reaksiyonlar zinicinden bahsetmek mümkün.
Bahsi geçen bu moleküller, “peptid” denen kısa amino-asit zincirlerinden meydana geliyor. Peptidler bedeninizde özgürce dolaşıp, beyninizde, midenizde, kaslarınızda, salgı bezlerinizde ve bütün organlarınızda hücrelerinize mesajlar gönderip duruyorlar. Peptid ulaştığı hücrenin yüzeyiyle iletişim kurarak, hücreye sinyaller yolluyor ve çeşitli reaksiyonların başlamasına neden oluyor. İnanılmaz. Sürekli bedende farklı reaksiyonlar var. Düşünsenize öfke duygusundan sorumlu peptid hücre içinde kim bilir nasıl reaksiyonlara neden olabilir ? Peki ya haz ve neşe?
Bu konu beni bir davranış bilimci olarak şöyle yakından ilgilendiriyor. Temelde hepimiz neşe ve haz yaşamayı tabii ki arzuluyoruz. Ancak bu dünya okulunda bunu engelleyen pek çok dış ve iç faktörler var, hepimiz biliyoruz. Yaptığımız araştırmalar, anket çalışmaları gösteriyor ki toplumsal, ailesel ve kollektif bilinçdışından miras alınan, tetiklenen davranışları incelediğimizde hep benzeri acı ve haz sebepleri var. Evrimleşmemiz dolayısıyla da bu kadın ve erkek bedeninde farklı seyirler gösteriyor. O halde içimizde var olan bir yerlerde saklı gizli olan duygular, davranışlara dönüşüyorsa bizim için duyguların bedene, zihne, ruha her alanda dönüşebilen davranışların kökünü anlamak adına önemi oldukça yüksek.
Derinleşmeye, anlamaya devam edelim.
Kitabında ve çalışmalarında duygu biyokimyasallarının bedene dağılmasından yola çıkarak Pert, bastırılmış duyguların ve başa çıkılamayan travmaların bedenin belli bölgelerinde depolanabileceğini ileri sürüyor. Daha da ötesi, bedenimizin bir tür bilinçaltı zihnimizin yansıması olduğunu belirtiyor. İnsanı düşündüren bu cümle hatta şu soruları uyandırıyor: Her duygu için belli bir peptid mi salgılıyoruz? Belki de öyledir. Pert böyle olduğuna inanıyor ancak kitabında bunu kanıtlayana kadar önünde uzun bir yol olduğunu da belirtiyor ve ekliyor: “Peptidler orkestranın – bedeninizin – bir bütün halinde müzik yapabilmesini sağlayan notalardır. Ve ortaya çıkan müzik de sübjektif olarak deneyimlediğiniz duygulardır.”
İşte bu subjektif algı kavramı da tabi toplumsal, kültürel ve ailesel, bireysel olarak pek çok faktörle şekilleniyor. Yaşadığımız coğrafya, yada doğduğumuz aile kaderimiz midir gibi son dönemde sıkça sorulan sorumların etkisinin de yatsınamayacağı bu noktada kanımca ortada aslında. Acaba sizin kilo alma, verme, stresi ele alma, olaylara bakış açısında nasıl duygusal dosyalarınız var? Özellikle kadın ve erkek beden formundaki duygusal ve davranışsal boyutu uzun yıllardır araştırıyorum. Gördüm ki ataerkil ortamlar ve evrimleşme dolayısıyla toplumsal olarak kadınlardaki travmalar ve tabiki stress faktörleri de oldukça yüksek. Bu durumda herkesin bireysel kendi yaşantısında kendini bilmesi ve iyi bakmanı yollarını içinde yaşadığı beden formuna yönelik yapmasını bu yüzden önemsiyorum. Kadınların özellikle genç kızlaıktan başlamak üzere acı beden algısı özellikle adet ile çok yoğun bir şekilde başlıyor. Sonrasında aile, çevre, okul vs. faktörleri ile dişiliğe baskı, korku ve kaygılar yükleniyor. Her bireyin her iki beden formunda da yaşadığı algıları gözden geçirmesi bu noktada önemli
İşte bu yüzden sizin yeme alışkanlığına yönelik davranışlarınız da dahil olmak üzere beden-zihin ilişkisini iyi bilmeniz ve bu alanı iyileştirmeniz fiziksel olarak beslenme adına yapacağınız seçimler kadar önemli.
Beden-zihin ilişkisinin anlaşılmasında bizi bir adım öteye götüren bu bilgiler bazı soruları da beraberinde getiriyor. Duygular bedende hastalık veya iyileşme sağlayacak değişikliklere nasıl yol açabilir? Bedenimiz belli bir duygu molekülüne bağımlı hale gelebilir mi? Örneğin sürekli hayatını öfke içinde geçiren biri, bu bağımlılığı nedeniyle hayatında sürekli bu tür deneyimler yaratıyor olabilir mi? Yani aslında stres yaratmak acaba, konuları olduğundan bazen hatta fazla bir şekilde dramatize etmek bir bağımlılık olabilir mi? Bu soruları şimdilik buraya kendinizi tahlil etmeniz için de bırakıyorum.
Asıl konumuza dönelim. Bu durumda bizler hem fiziksel durumumuza (kan değerleri vb.) yönelik beslenme detseği alabilir, esnekliği ya da bir başka halk arası deyimle hızı yavaşlayan ya da yavaş olan metabolizmayı harekete geçirebilir, detox sistemine yardımcı olabiliriz ama aynı zamanda da duygusal anlamda bir detox içinde kolları sıvamalaıyız. Ruhsal anlamda üzerimizde farkında olduğumuz ve olmadığımız yüklerden teker teker arınmak için yolculuklara girmeliyiz.
Birbirine sarmal haline girmiş bu konuda ne yapacağız?
İşte size tam bir çıkış yolu, çözüm önerisiyle geldim.
“Duygu Rahatlatma Tekniği” ile geliştirdiğimiz meditasyonlar, nefes çalışmları ve ek olarak beden bilgeliği adına yapabileceğiniz özel nokta masajları, vuruşlarından oluşan bir sentez bu anlamda aradığınız gerçek formül. Tüm bu formülü sizler için Goddess Aplikasyonunun içinde adım adım yeni alışkanlıklar kazanmanız için hazırladık. Yaza hazırlanırken ya da kendinizi iyileştirmeye çalışırken çok faydalanacağınıza eminim. Goddess detoks programı tam anlamıyla doğal döngüsü stres, dış faktörler, beslenme vb.ile dengesi bozulan bedenimizdeki detoks sisteminin aktivasyonuna destek verir. Beden bilgeliği ve kilo kontrolü bölümü ise bedendeki farklı önemli noktalara yapılan masaj, vuruş ve nefes çalışmaları ile enerji dengelemeye, metabolizma esnekliğini arttırmaya ve kontrollü kilo alımı yada verilimine destek olur.
Özetle; bedensel sağlığınız için kilo vermeyi gerçekten istediğinizde, detoks yapmayı düşündüğünüzde, duygusal detoksu da göz önünde bulundurmamız önemli. Unutmayın, duygular karmaşık bir şekilde biyofiziksel bedeninize bağlı. Sağlığınızın duygusal bileşeni genel sağlığınız için hayati bir rol oynuyor ve hepsi birlikte sizin daha uzun ve mutlu yaşamanız için çalışıyor.
Şefkatle kucaklıyorum.