Yoğunluğun yaşandığı bir toplantıda karşılaşmıştık. İnsan yoğunluğu yanında trafik yoğunluğu da vardı. Önemli bir resmi kurumun yöneticisiydi. Merhaba demeden,’ Hocam, sorunları zaman, zaman köşenizde dile getiriyorsunuz. Buda bir sorun sayılır. Motorlu taşıt araçları, kırmızı ışıkta, 85 saniye bekletilmektedir. Trafik yoğunluğundan, kırmızı ışıkta bekleyen araçlar, o kadar çok yığılmaktadırlar ki, o süre içinde ancak yarısı geçebilmekte, yarısına yakını, tekrar 85 saniye beklemek zorunda kalmaktadırlar. Bu hem zaman kaybına, aynı zamanda yakıt kaybına yol açmaktadır. Bunu dile getirirseniz belki yetkililer bir çözüm bulabilirler.’dedi. Bizim konuşmamızı dinleyenlerde, yetkiliye, hak verdiler. Süre kısaltılırsa iyi olur.’ dediler.
Dile getirmek istedikleri, trafik sorunuydu. Bu konuda yeterli bilgim olmadığından bir yorum yapamadım. Süre her tarafta her durakta, her şehirde, aynı süremiydi. Trafik kanunlarının, uygulanması gerekli olan zorunlu bir süremiydi? Bizim emniyet yetkililerimiz, bu süreyi düzenlemede yetkili olabilirler miydi? Bilmiyorum. Okurlarımın dile getirmemi istediklerini, dile getirmiştim.
Kırmızı ışık, yaşamda, hemen herkesin yakından muhatap olduğu, tanıdığı, hatta sevdiği bir renktir. Günümüzde, motorlu taşıt araçlarının, neredeyse insan sayısına çıktığı dünyamızda, kırmızı ışık, çok önemli bir trafik organıdır, yön verenidir. Denetleyenidir. Trafik kazalarını önleyen, özellikle, trafiğin yoğun olduğu şehirlerde, trafik akışını, düzenleyendir. Yayaların can güvenliği, sigortasıdır.
+ + +
ZEYNO
Gazete yerimde zaman, zaman bir araya geldiğimiz, kentin ileri gelenlerinden yakın bir dostumla oturuyorduk. Karşımızda bir iş yerine asılı tabela dikkatini çekmişti. Tabelada ZEYNO YÖRESEL ÜRÜNLER yazıyordu. Merak etmişti. Birlikte gidip ziyaret ettik. Nazik, kibar, bir kız karşıladı. ZEYNO siz misiniz diye sorduk. Evet .’dedi. Pazarladığı ürünlere baktık. Hepsi yöresel ürünlerimiz olmalıydı. Arkadaşım, yaklaşık Bin liralık alım yaptı. Köyden toplayıp getirdikleri naneden de ben aldım.
ZEYNO, gazete yerimizin karşısında ZEYNO tabelası olan yöresel ürünleri pazarlayan, romanlardaki ZEYNO'ya benzeyen, dünya güzeli bir kızdır. Adı ZEYNEPTİR. Ailesi yakın çevresi, onu, ZEYNO diye çağırırlarmış. İzmir 9 Eylül Üniversitesinde, Maliye bölümünü okumaktadır. Ailesi merkeze Bağlı doğa, zenginliği, güzelliği, olan Munzur Vadisindeki PİLVENK köyünde oturmaktadırlar. O köy aynı zamanda GÜNTAŞLARIN'da köyüdür. O köyde doğmuş büyümüş, o köyün, kızıdır.
Ailesi köyde hayvancılık, arıcılık yapmaktadır. Hayvanlardan elde ettikleri, sütleri, peynirleri, sürücü ehliyeti olan ZEYNO, babasına ait arabayla, getirip tanıdıklar, vasıtası ile pazarlıyormuş. Bunu yeterli, kazançlı, görmeyen ZEYNO, babasından bir iş yeri açmasını ister. Karşımızdaki dükkânlardan birine, ZEYNO YÖRESEL ÜRÜNLERİ tabelasını asarlar.
Kısa sürede, ilgi çeken dükkânını, yörenin doğal organik ürünleri süsler. Yörenin organik, doğal ürünlerini satmaya özen gösterir. Yurt dışından, yurt içinden Tunceli’yi ziyaret edenler, dönüşlerinde beraberlerinde götürmek istedikleri yöresel, organik, ürünler için ZEYNOYA uğrayarak giderler.
Okulunu bitirdiğinde dalında, maliye üzerine, bir iş yeri açmayı da isteyen, ZEYNO, basketbol oynamayı severmiş, ZEYNO, pazarladığı yöresel ürünler gibi sokağımızı süsleyen, saygılı, sevimli, kültürlü, bir kızımızdır.