Belediyenin DER-KAB Katı Atık Projesine İlişkin Yaptığı Açıklamaya Cevap
1- PROJEDE YER BELİRLEME İŞLEMİ NASIL YAPILDI?
İDDİA: Tunceli Belediyesinin “Bölgemizde katı atık bertaraf tesisi kurulumuna konu olabilecek tüm araziler ya orman niteliği taşımakta ya da mera arazilerinden oluşmaktadır.”
YANIT: Yukarıdaki açıklama gerçek dışı olup doğru değildir. Bilgi kirliliği yaratma, çarpıtma söz konusudur. Tunceli il sınırları içinde binlerce hektar ham toprak niteliğinde arazi mevcut. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesindeki https://parselsorgu.tkgm.gov.tr/ linkinden her vatandaş bu bilgilere ulaşabilir. Binlerce hektar ağaçsız orman arazisi mevcut. Binlerce hektar üzerinde bitki bile yetişmeyen adeta çöl niteliği taşıyan araziler mevcut.
İDDİA: Arazi türleri ve koşullarının tesis kurulumu için alternatif saha seçeneklerini çok sınırlandırdığı ifade edilmektedir.
YANIT: Alternatif saha seçenekleri için en önemli aşama yer seçimi kriterlerinin tespit edilmesidir. 783 sayfalık ÇED ve fizibilite raporunda yer seçimi kriterlerine ilişkin tek satır bulunmamaktadır. Yer seçiminin nasıl yapılacağı belirlenmeden 882 km²’lik yani 88.200 hektarlık alana sahip 8 ilçesi bulunan Tunceli’de sadece merkez ilçeden 30-40 hektarlık bir arazi karşılaştırması yapılmıştır. Bu sahalarda da yapılması gereken ön bilimsel çalışmalar hazırlanması gereken raporlar ÇED ve fizibilite raporunda bulunmamaktadır.
İDDİA: Bu süreçte bu tesis için birçok alana bakılmış olup bu alternatif sahalar içinde yer seçimi karşılaştırması İl Mahalli Çevre Kurulu’nun görüşleri doğrultusunda 4 bölge üzerinden belirlenmiş ve nihai karar verilmiştir.
YANIT: Bu bilgi de doğru değildir. Birçok alana bakılmışsa bu alanların nereleri olduğu ve özelliklerini gösterir teknik raporu kamuoyu ile paylaşarak kanıtlamaları gerekmektedir.2014 yılında Mahalli Çevre Kurulu kendilerine önerilen bir başka bölgeye de olur vermiştir. Kurul daha sonra bu kararını iptal etmiştir. Mahalli çevre kuruluna teknik raporlar sunulmamış, detaylı sunumlar yapılmamıştır. Mahalli çevre kurulu da bu raporları görmeden görüş belirtmiştir.
İDDİA: Konum olarak bakıldığı zaman, seçilen alan birlik üyesi belediyelerin yaklaşık olarak merkezinde yer almaktadır. Bu nedenle, taşıma mesafesi de ekonomik açıdan uygun bulunmuştur.
YANIT: Bu bilgi de doğru değildir. En merkezi nokta olduğuna dair teknik raporu kamuoyu ile paylaşarak kanıtlamaları gerekiyor.119 km mesafede olan Çemişgezek’ten çöp gelecek. Bilimsel harita çalışması yapmadan Sütlücenin merkezi konumda olduğunu iddia etmek bilim ve akılla dalga geçmektir. Gerçek bilimsel araştırma yapıldığında taşıma mesafesi açısından daha uygun ve ekonomik alanlar olduğu ortaya çıkacaktır.
2.HALKIN RIZASI ALINMAMIŞ, ÇED SÜRECİ DOĞRU İŞLETİLMEMİŞ, HALKA PROJE İLE İLGİLİ BİLGİ VERİLMEMİŞTİR DENİYOR, BUNLAR DOĞRU MU?
İDDİA: 23.10.2018 tarih saat 14:00’de Tunceli Belediyesi Konferans Salonu’nda Halkın Katılımı Toplantısında yöre halkı ve muhtarların olumlu görüş bildirdikleri bilgisi.
YANIT: Bu bilgi doğru değildir. İmzalanan toplantı katılım imza sirküleri manipüle edilmiş, köylü ve muhtarlar projeyi savunuyorlar gibi bir algı yaratılmaya çalışılmış. Yani algı olgunun önüne geçirilmeye çalışılmış. Olgu şudur: Köylü ve muhtarlar projeye karşı çıkmışlardır. Kanıtı da raporun 238. Sayfasında yer alan devletin resmi kurumu olan Tunceli Orman İşletme Müdürlüğünün ÇED İnceleme Değerlendirme formunun 17. Maddesinde bulunmaktadır. Bizzat Tunceli Orman İşletme Müdürlüğünün resmi raporu Belediye’yi yalanlamaktadır.
3.KATIK ATIK TESİSİ DOĞAYA ZARAR VERMİYOR MU?
İDDİA: Tesisin yapılacağı bölgede yaşadığından söz edilen türler büyük memeli türler olup, hareket kabiliyeti ve yer değiştirme yetenekleri diğer küçük memelilere göre daha yüksektir. Alanın etrafı çevrili olacağından hayvanların çöple teması da engellenmiş olacak.
YANIT: Habitat kaybı ve parçalanması yaşanacaktır. Günümüzde habitat parçalanmaları biyolojik çeşitliliğin en büyük tehdidi olarak kabul edilmektedir. Habitat kaybı ve parçalanmasının ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlara ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamış, rapor da düzenlenmemiştir. Bern Sözleşmesinin 6. Maddesi de bu canlıların üreme veya dinlenme yerlerine yapılacak olan bütün müdahaleleri yasaklamıştır. Bu sözleşme Türkiye için de bağlayıcıdır.
İDDİA: Proje sahasında 10 binden fazla ağaç kesileceği bilgisi ise doğru değil. Proje sahasında çalı tipi ağaçlar ağırlıkta olup 183,000m2 alanda tıraşlama yapılacak. Sahadaki orman emvalinin kesim işlemleri Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü’nün uygun görüşleri doğrultusunda gerçekleşecektir.
YANIT: Açık çarpıtma yapılmaktadır. ÇED raporunda yer alması gereken ağaç ve orman varlığına ilişkin ağaç rölöve planı ya da teknik raporu hazırlanmamıştır. Ağaç cinslerini ve sayılarını tespit eden bu rapor neden hazırlanmamıştır? Gerçek rapor hazırlandığında kesilme tehdidiyle karşı karşıya olan ağaç sayısının 10 binden daha fazla olacağı görülecektir.
İDDİA: Depolama alanında patlama sorunu ve koku riski olmayacağı söylenmektedir.
YANIT: Koku yayılımını gösterir haritalar neden hazırlanmamıştır? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işbirliği ile İstanbul Silivri’ye bağlı Seymen Köyü’nde yapılan ve 2016 yılında hizmete açılan Katı Atık Bertaraf Tesisi’nde çıkan pis koku, yaklaşık 10 kilometre mesafedeki Çerkezköy’ün de adeta kabusu olmuşken. Tunceli Belediyesinin örnek gösterdiği Bingöl belediyesinin katı atık tesisi. Bingöl merkeze bağlı Beyaztoprak köyü sakinleri, Bingöl belediyesinin katı atık bertaraf tesisinden çevreye yayılan kötü koku nedeniyle eylem gerçekleştirdi. Bingöl belediyesine ait katı atık bertaraf tesisinden süzülen atık su ve etrafa yayılan pis koku, köylülerin tepkisine yol açarken, bir araya gelen köylüler tepki olarak, "satılık köy' afişini asarak eylem yaptı.
4.PROJE NEDENİYLE 300 BİN AĞAÇ KESİLECEĞİ SÖYLENİYOR BU EKOLOJİK KATLİAM DEMEK DEĞİL Mİ?
İDDİA: Dünyada ve ülkemizde katı atık tesisleri ormanlık alan içinde kurulabilmektedir. Bizim kentimizde de proje alanı yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı ormanlık alanda seçildi.
YANIT: Orman Kanununun 17/3 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği Kamu yararı ve zaruret halinin tespiti MADDE 24 – (1) İzin raporunu hazırlayan heyetçe, talebin ormanlık alanda yapılmasında kamu yararı ve zaruret olup olmadığı hususu; faaliyetin orman sınırları dışında gerçekleştirilmesi imkânının bulunup bulunmadığı irdelenerek tespit edilir. İzin raporunu hazırlayan heyet ya da belediye böyle bir çalışma yapmış mı? Yapmamış. Ama şunu yapmışlar iki-üç kişinin gelin köyümüze tesis yapın teklifini geçerli kriter olarak ve rızalık olarak kabul etmişler. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesindeki https://parselsorgu.tkgm.gov.tr/ linkinden, sisteminden bakıldığında Tunceli’de maliye hazinesine ait binlerce hektar orman olmayan ya da ağaçsız orman arazisi bulunmakta. Tunceli Belediyesi yasada açıkça belirtildiği halde faaliyet için orman sınırları dışında bir arazi arayışı içine girmemiş, kamu yararı ve zaruret ilkesine ve de yasaya aykırı hareket etmiş ve binlerce ağacın kesileceği alanı seçmiştir. Milli servetimiz olan ormanlar öngörüsüz, bilimsellikten uzak projelere heba edilemez.
İDDİA: Projenin inşaat aşamasında yaklaşık 7.500 ağaç kesilecek. Ancak zaten mevcut durumda vahşi depolama ile yer altı sularına, yüzeysel sulara, çevreye, halk sağlığına verilen zararlar nedeniyle ağaç kesiminden daha büyük ekolojik zararlar oluşmaktadır.
YANIT: 10 bin ağaç sayısını kabul etmeyen Belediye tenzilata giderek 2500 ağaçlık bir indirim yapmış. Binlerce ağaç kesileceğini itiraf etmiş. Soru şu: Memlekette ağaçsız, ormansız, hatta bitkisiz, insan ayağının değmediği, vahşi yaban yaşamının olmadığı, köy yaşamının olmadığı ya da etkilenmeyeceği alanlar mevcutken neden binlerce ağacı kesip, canlıların yaşam alanlarını yok ediyorsunuz? Tek geçim kaynakları arıcılık olan köylünün geçim kaynağını neden ellerinden alıyorsunuz? Oluşacak sosyo-ekonomik, kültürel ve ekolojik tahribatın telafisi güç zararlara yol açacağını bilmiyor musunuz? Vahşi depolamanın zararları ve ağaç kesimi karşılaştırması trajikomik, bilimsel dayanaktan da yoksun olup ölümü gösterip sıtmaya razı olun dayatmasıdır.
İDDİA: Ağaçlar ekonomik bir yatırım amacıyla değil, tüm kentin doğanın genel faydasına olacak bir proje için kesilecektir.
YANIT: Tüm kentin doğanın genel faydasına olacak bir proje için tek ağacın olmadığı alanlar mevcut. Belediyenin bu açıklaması akla ziyan bir açıklama.
İDDİA: Projenin uygulanmasında üstün kamu ve ekolojik yarar bulunmaktadır. Kentin en önemli çevre sorunlarından biri çözüme kavuşacaktır.
YANIT: Orman olmayan ağaçsız araziler mevcutken ağaçları keserek alan yaratmak kamu yararı değil kamu zararıdır; ekolojik yarar değil ekolojik tahribattır, ekolojik katliamdır, ekolojik zarardır.
İDDİA: 7 bölgenin vahşi depolama alanları rehabilite edilerek ağaçlandırılacak, kesilen ağaçtan fazla ağaç dikilecektir
YANIT: Çöp aktarma istasyonları, alanları için tahsis edilen alanlarla hangi çalışmalar yapılmıştır, ekolojik, çevrese, sosyal sonuçları ne olacak, buralarda da ağaç kesilecek mi, bunların hiçbirinin çalışması yapılmamıştır.
5.PROJEDE YER DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ MI?
İDDİA: Gelinen şu aşamada yer değişikliği talebi projenin iptal edilmesi anlamına geliyor. Uygulanmakta olan İPA programının iptal olması durumunda 10 yıl boyunca hibe programlarına başvuru yapılamıyor sonraki yıllarda ise böyle bir hibe programının açılıp açılmayacağı bilinmiyor.
YANIT: İPA programına henüz alınmamış bir proje ve tek kuruş hibenin henüz verilmemiş olduğu bir projeyi vazgeçilmez gibi göstermeye çalışıyorlar. Kaldı ki doğaya-ağaçlara, ormana, canlılara ve insana zarar verileceği baştan belli olan bu proje iptal olacaksa da Belediyenin bunu kendi öngörüsüzlüğünde araması gerekiyor. Yer revizyonu yapılabilir. 15 milyon Euro (15.000.000x 8,90= 133.500.000 TL) maliyeti de doğru değil. https://ipa.gov.tr/projeler/Kati-Atik-Projeleri_6# linkinden bakabilirsiniz. Balıkesir, Konya, Diyarbakır, Çorum katı atık proje bilgileri var. Yapılan bir sözleşme yok. Olmayan sözleşmenin ödeneği gelmiş olur mu? 133.500.000 TL rakamını kendi ÇED raporları yalanlıyor. Raporun 24. sayfasında 68.783.156 TL bir maliyet öngörülmüş. 59. sayfada da maliyet detayları var.592. sayfada da 50 milyon liraya düşürmüşler. Şu anki kurla karşılığı yaklaşık 5.5 milyon Euro 15 milyon değil.
6.PROJE İPTAL OLURSA NE OLUR?
İDDİA: Dersim ve 7 ilçenin çöplerin vahşi olarak depolanması; çevrenin, ormanların, Munzur ve Pülümür çayının, uzun yıllar boyunca zarar görmeye devam etmesi anlamına geliyor.
YANIT: Gerekli ıslah çalışmaları yapılmadan, Munzur ve Pülümür çayının kirlendiğini iddia etmek açık bir çarpıtma ve manipülasyondur. Çöp ne Munzur’a ne de Pülümür çayına dökülmektedir. Böyle bir kirletme de yoktur varsa raporlarının açıklanmasını istiyoruz. İsmet İnönü Mahallesinden taşınması lazım, ama doğru yerlere, yerleşimden uzak doğaya ve insana zarar vermeyecek alanlar bulunabilir.
İDDİA: Finansman desteği olmadan belediyemizin ve diğer belediyelerin 15 milyon Euro yaklaşık maliyeti olan büyük ölçekli bir projeyi kendi öz kaynakları ile hayata geçirmesi mümkün değildir.
YANIT: Mümkündür. Araştırma ve çalışmalar yapılırsa bu görülecektir. Finansman sorunu halkın değil belediyenin sorunu olup belediyenin kendi yönetim anlayışında bunu araması gerekiyor. Bingöl merkeze sakinleri, Bingöl belediyesinin katı atık bertaraf tesisinden çevreye yayılan kötü koku nedeniyle eylem gerçekleştirdi.Bingöl belediyesine ait katı atık bertaraf tesisinden süzülen atık su ve etrafa yayılan pis koku, köylülerin tepkisine yol açarken, bir araya gelen köylüler tepki olarak, "satılık köy' afişini asarak eylem yaptı. Metan gazının kontrolünün nasıl yapılacağına ilişkin bir sürü soru işareti bulunmaktadır.