Küçük bir kesiyle koroner bypass ameliyatı ve daha çabuk iyileşme

(İHA) - Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Sarıgül, koroner arter hastalığının tedavisinin çalışan veya durdurulmuş kalpte yapılabilen koroner bypass ameliyatı olduğunu kaydetti. Koroner arterlerdeki daralmanın ilerisinde, vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla damar köprüleri oluşturma işlemine “Koroner bypass ameliyatı” adı verildiğini açıklayan Prof. Dr. Sarıgül, “Bypass için vücuttan alınan damarlar kullanılır. Koroner bypass için en sık kullanılan damarlar; bacak damarları, göğüs ön duvarlarını besleyen atardamar, kol atardamarıdır. Bypass cerrahisinde kullanılan bacak yüzeysel toplar damarı olan safen ven, klasik açık yöntemle çıkartılabildiği gibi, endoskopik yöntemle de çıkartılabilmektedir” dedi.
Prof. Dr. Ali Sarıgül, “Geçmişten bu yana klasik açık yöntemde safen venin bacaktan alınması için ayak bileği ile kasık arasında 50-60 santimetre kesi yapılması gerekir ve bu yöntemin, hastanın göğsündeki kesiden daha fazla ağrı ve sancıya sebep olabileceği görülebilmektedir. Açık yöntemlerden biri de köprüleme tekniğidir. Bu teknikte de ayak bileği ile kasık arasındaki 50-60 santimetre kesi 5-7 santimetre aralıklı olarak yapılabilmekle birlikte sonuçları itibarı ile kasık açık yöntemden çok fazla fark oluşmamaktadır. Endoskopik yöntem ise sadece 1-2 santimetrelik küçük bir kesiden kamera eşliğinde özel bir aletle girilerek damarı çıkarma işlemidir. Bu sayede hastalar bacaklarda iz olmaksızın ameliyattan hemen sonra rahatlıkla yürüyebilir, merdiven çıkabilir” şeklinde konuştu.
Endoskopik damar çıkarmanın, koroner bypass ameliyatı sırasında bacaktan veya koldan damar çıkartılmasını sağlayan, daha az acı, çok daha küçük yara izi ve daha hızlı iyileşme sağlayan bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sarıgül, “Bu yöntemde sadece 2-3 santimetre kadar küçük bir kesiyle endoskopik yöntemle bacaktan safen ven veya koldan radiyal arter alınabilmektedir. Endoskopik damar hazırlığı, kozmetik olarak mükemmel bir sonuç, çok küçük yara izi ve daha az acı sağlamasının yanında, aynı zamanda hastaların daha çabuk iyileşmelerini, yeniden normal hareketliliklerine kavuşabilmelerine imkan tanımaktadır. Bu özellikleri sayesinde klasik yöntemlere göre daha çok avantaj sağlıyor” ifadelerini kullandı.