• BIST 9640.08
  • Altın 2937.802
  • Dolar 34.5954
  • Euro 36.5792
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 2 °C
  • Tunceli -8 °C

Mahkeme, Yalçın Çakmak için helal süt emmiş bir örgüt arıyor

Mahkeme, Yalçın Çakmak için helal süt emmiş bir örgüt arıyor
“Geçtiğimiz günlerde telefonda görüşmüştük. Hatırlaman maksadıyla. Ben Yalçın Çakmak. Tunceli Üniversitesi Tarih Bölümü’nde araştırma görevlisiyim. Daha fazla vaktini çalmadan, yardımını talep ettiğim durumumu özet olarak takdirine sunuyorum.
“Geçtiğimiz günlerde telefonda görüşmüştük. Hatırlaman maksadıyla. Ben Yalçın Çakmak. Tunceli Üniversitesi Tarih Bölümü’nde araştırma görevlisiyim. Daha fazla vaktini çalmadan, yardımını talep ettiğim durumumu özet olarak takdirine sunuyorum.
 
Vaktiyle cezaevinde bulunan kanser hükümlüsü Güler Zere'nin salıverilmesi için Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanması maksadıyla yapılan bir basın açıklamasına katıldığım için başlangıçta hakkımda ‘suç ve suçluyu övmekten’ Tunceli-Hozat mahkemesinde dava açıldı. Takribi olarak 1 yıl süren yargılamanın sonunda yerel mahkeme görevsizlik kararı ile davanın ‘terör örgütü propagandası’ suçu kapsamına girdiğine kanaat getirerek dosyayı Malatya ACM’ye gönderdi. Böylece Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’nde terör örgütü propagandası yapmaktan hakkımda yeni bir dava açıldı. 1 yılı bulacak olan buradaki yargılamanın son duruşmasında savcı hakkımızda mütalaasını bildirerek terör örgütü propagandası yapmaktan ceza istedi. Karar duruşmam 18 temmuzda.
 
Abi hatırlarsan, Güler Zere’yi Cumhurbaşkanı affederek salıverilmesini sağlamış ve Zere 6 ay sonra rahatsızlığından ötürü yaşamını yitirmişti. Ki böyle bir takdir yetkisini kullanmasının en büyük nedeni de dışarıda aydın, akademisyen, sanatçı ve toplumun birçok kesiminden kişinin Zere’nin salıverilmesi için oluşturdukları kamuoyuydu. Ben de bunlardan biriydim. Nasıl olamazdım ki? Yaşam hakkının kutsallığına olan insani görevim gereğince katıldığım bu basın açıklamasından ötürü hâlâ anlayamadığım bir terör örgütü propagandasından yargılanıyor olmam Türkiye koşullarında tuhaf olmasa gerek! Bugün hâlâ benim gibi Zere'ye özgürlük istedikleri için yargılanan onlarca insan var. Daha önce birçok gazete benim ve yargılamanın komikliği hakkında birçok haber yaptı. Ama gel gör ki Malatya ACM’ye düşen her dava, Muş şarkısındaki gibi ‘giden dönmüyor, acep bu ne iştir’ misali siyasi tercihler gereği sürekli hapis cezası ile sonuçlanmakta veya sonuçlandırılmakta. Garabet bu ya terör örgütü propagandasından yargılanıyorum ama hâlâ hangi örgüt olduğunu ben de beni yargılayanlar da bilmiyor. Malatya’da katıldığım bir duruşmada mahkeme başkanına beni hangi örgütün propagandasından yargılıyorsunuz diye sual ettiğimde bana söylediği örgüt ismi (MKP-TİKKO) ile Güler Zere'nin hapsedilmesine neden olan örgüt (DHKP-C) arasında hiçbir bağlantı kuramadım. Üstelik de Zere'yi 1990'lı yılların başında örgüt üyeliğinden mahkûm eden de bizzat bu Malatya DGM’nin kendisi olmuşken! Kendi verdiği karardan haberi olmayan bir mahkemenin elinde kaldım desem yeridir. Polis fezlekesi ile iddianame hazırlayıp araştırma gereği dahi duymayan savcıları saymıyorum bile. Sanırım benim dava örgütünü arayarak bulacak bir dava olacak. Cumhurbaşkanı’nın affettiği bir kadın için özgürlük istediğim için, onu affeden Cumhurbaşkanı değil de ben suçlu bulunarak yargılanıyorum ya, bu da bana ilelebet ders olsun! Cumhurbaşkanı Gül’e durumu bildiren bir mektup yazdım ama bu davranışım nafile bir çabadan öteye gitmedi. Yetmedi, bir zamanlar Cumhurbaşkanı’nın başlattığı ‘Cumhurbaşkanı’na sorun’ başlıklı internet sitesinde meramımı anlatmaya çalıştım, orada da, yazdıklarımı siteye koyma gerekliliği dahi hissetmediler.
 
Abi senden ricam, bana ve benimle birlikte yargılanan onlarca insana köşenden desteklerini sunmandır. Selam ederek yaşamında kolaylıklar diliyorum.”
 
Yalçın için uygun bir örgüt bulanlar lütfen insanlık namına mahkemeye başvursun…
 
***** 
 
Sivil, demokratik ve kuyruklu Anayasa
 Bugün biraz sivil toplum bülteni gibi ama Hayvan Partisi’nin, Bu Anayasaya Kuyruk Lazım kampanyasına kayıtsız kalamadım. Buyurun:
 
Hayvan Partisi olarak yeni anayasa sürecini Türkiye için bir milat kabul
 ediyor ve destekliyoruz. Eğer yeni anayasa, darbe anayasalarından tümüyle bir kopuş olacaksa bunun için atılması gereken bir adım daha var; bu dünyayı birlikte paylaştığımız hayvanların anayasaya girmesi!
 
Hayvan refahı ve korunmasını bir cümle de olsa anayasaya sokarsak
 hayvanları öldürmeyi kabahat sayan ceza kanununu, diğer bütün yasaları,
yönetmelikleri bu anlayışa göre yeniden gözden geçirmek mümkün olacak.
 
Hayvanlar da bu yeni Türkiye’de tıpkı insanlar gibi haklarından ve
 özgürlüklerinden emin olarak yaşayacak. İnsanlar için onlarca madde,  yüzlerce cümle olan anayasaya hayvanlar için bir cümle çok görülmemeli.
 
Dünyada kuyruklu anayasa var mı? Evet var. Hem de çok. Son olarak hayvan hakları aktivistleri 10 yıllık bir mücadele sonunda Alman anayasasına da hayvanları sokmayı başardı. Brezilya anayasasının 225. maddesinin 7. fıkrasında da kuyruk var. Hayvanları anayasasında en kapsamlı olarak koruyan ülke ise İsviçre. Tabii ki ineklerin cenneti Hindistan anayasasında da kuyruk var. Hem de iki yerde.
 
Sıra biz de. Sivil, demokratik ve kuyruklu bir anayasa istiyoruz. anayasayakuyruklazim.com  
Yıldıray OĞUR/Taraf Gazetesi

 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim