İnsanoğlu dünyaya gözlerini açıp kendi ile ilgili bir fikir edinmeye başladığı andan itibaren memnuniyetsizlik duygusunun küçük belirteçleriyle karşılaşır. Bu durumu tanımlamak için öncelikle Lacan’ın arzu nesnesi kavramına değinmemizde fayda olacaktır. “Objet Petit A” olarak isimlendirilen bu kavram kelime anlamıyla “küçük diğer öteki” olarak çevrilse de fiziki bir gerçekliği bulunmamaktadır. Lacan da bu noktada arzunun fantezideki dayanağının kişinin arzusunun imgesinde görülemeyeceğini söyler. Fakat bu nesnenin elbette dış dünya ile etkileşimi ve ilişkisi bulunur, çünkü ancak insanın varlığı ile var olabilmektedir. Zaten kişilerin memnuniyetsizlik duygusunun altında yatan temel dayanak da varlığı itibarıyla mahkum olduğu bu “öteki” algısıdır. Bu algı bizim memnun olma duygumuzun arkasından sürekli çekiştiren bir çocuk gibidir. En mutlu halimizde dahi daima yakaladığımız küçük huzursuzluk içerisine sürüklenmemize sebep olur.
İhtiyaçtan ziyade tam bir dürtü tatmini hali için Lacan, “jouissance” kavramını kullanmıştır. Buna örnek olarak her ihtiyacı, dürtüsü öteki tarafından anında karşılanan yenidoğanları verebiliriz. “Jouissance” içinde acı barındıran bir haz halidir. Doğduğumuzda bir tahtta oturan, etrafı hizmetçileriyle çevrilmiş kral ya da kraliçeden tek farkımız henüz ne istediğimizi dil ile ifade edemememizdir. Bir haz denizi içinde sürüklenerek yetişen canlı, dil gelişimini tamamlayıp sosyal hayatın içinde var olmaya başladıkça sudan çıkmış bir balık, tahtı alınmış bir kral gibi kaybettiği dünyasını düşler durur. İşte bir parçamızın eksik olduğu hissini yaratan, hazzın sonunun acıya çıkışındaki etken, “Objet Petit a”, da budur. Hedeflediğimiz şeye ulaştığımızda yaşadığımız hayal kırıklığı da bu noktada karşımıza çıkmaktadır. İnsanoğlunun elde etmeyi arzuladığı her şey elde etme yoluna girildiğinde değişip dönüşerek yeni ve üst bir varlık kazanmaktadır. Bu varlık ya kişinin elinden kayıp gitmekte ya da kişinin bizzat kendisi bu varlığı fırlatıp atmaktadır. Ötekinin arzusuyla meşgul olmak kişinin memnuniyetsizliğini sürekli besler.