Bu yıl 19’uncusu yapılacak olan Munzur Kültür ve Doğa Festivaline sayılı zaman kala Dersimli sanatçı Metin Kahraman’la festivale dair konuştuk. Söz festivalden açılınca Dersim’in doğasına, kültürüne ilişkin konuşmamak olmazdı. Bugüne kadar ki bütün festival süreçlerinin iyi değerlendirilemediğini kaydeden Kahraman, festivalin hazırlık süreçlerine sanatçıların dâhil edilmemesini eleştirirken, önümüzdeki dönemde bu eleştirilerin dikkate alınmasını istedi.
"FESTİVAL AMACINDAN UZAKLAŞTI"
İlk festivalden beri bütün süreçleri bildiğini, içerisinde yer aldığını söyleyen Kahraman festivalin gelişimine dair şunları anlattı: “Festivalin ilk yapılış gerekçesi başkaydı. İnsan hakları ihlallerinin yoğun yaşandığı bir dönemdi. Dışarıdan insanlar kolay kolay Dersim’e giriş yapamıyorlardı. İşte ilk festival fikri bu kuşatmayı kırıp Dersim’i biraz olsun rahatlatmak içindi. 90’lı yıllarda köyleri yakılmış çeşitli şehirlere göç etmiş insanlar ilk dönemlerde; yıkılmış köylerini, mezarlarını ve kutsal mekanlarını ziyaret için geliyorlardı. Giderek her yıl katılımlar arttı. Zaman içerisinde festival kentin en büyük gelir kaynağı haline geldi.”
Zaman içinde festivalin amacından uzaklaştığını dikkat çeken Kahraman “Giderek festivalin kültürel boyutunu yansıtmaktan ziyade, stadyuma ne kadar kalabalık insan yığarız ve orada hangi milletvekili, hangi siyasi parti temsilcisi konuşma yapacak, ona bakılır oldu.” dedi. Kahraman “Doğrusu son 15 yıllık zamanı iyi kullanamadık. Çok güzel fırsatlar geçmişti elimize kültürel olarak çok şey yapabilirdik. Biz, kültür meselesine biraz daha geniş bakabilseydik bu kadar yıkım olmayabilirdi. Gola Çetu barajına engel olabilirdik, kültürel değerlerimizi yazılı hale getirebilirdik.” şeklinde konuştu.
"SANATÇILARDAN YARARLANILAMADI"
Dersim’in birçok bölgesini dolaşarak türküler topladıklarını anlatan Kahraman bu işin sadece yöreye özgü sözlü geleneği kaydetmekle kalmayıp birçok soruna vakıf olmayı beraberinde getirdiğini anlattı. Kahraman “Bugüne kadar, hangi belediye başkanı kazandıysa biz raporlarımızla onlara gittik. Kültürel olarak neler yapabileceğimizi önerdik, fakat ciddiye alınmadı. Biz her zaman eğer bu bir kültür ve doğa festivali ise organizasyonda sanatçıların da görev alması gerektiğini söyledik. Dersim bu anlamda zengin bir yer. Yani, sanatçıları, eli kalem tutanları, şairleri, yazarları, müzisyenleri festivalin örgütlenme süreçlerine dahil edilmediler. Bugüne kadar sanatçıların enerjisinden yararlanamadık. Yani; bu kadar sanatçısı, aydını çok olan bir şehirde festival tartışmalarında kültür insanlarını sürece dahil etmemek büyük bir hataydı. Bu hem bir eleştiri hem de öneri.” şeklinde konuştu.
"FESTİVALDE YILLIK TEMALAR OLMALI"
Her festivalin bir çerçevesi olması gerektiğini dile getiren Kahraman, “Yıllık temalar olması lazım. Orda kentin en önemli sorunlarını tartışa biliriz. Dağ keçileri örneğin; Ana Fatma’nın, Düzgün’ün keçileri olarak görülür ve onlara kurşun sıkılmaz. Geçtiğimiz yıllarda avcılık vardı paralı, dışardan gelenler vs... Buna karşı kış boyunca kampanyalar yapıldı. Bir noktaya geldi valilik bile billboardlara bu projeyi iptal ediyorum diye yazdı. Ama buna hukuki bir boyut kazandırılamadı, en azından böyle bir çabamız olmadı. Bu festivalin teması bence dağ keçileri olmalıydı. Buradaki ekolojik sistemi, doğayı koruyamazsak burası, sıradan bir tatil yeri olur ama burası dünyada başka bir örneği olmayan ve halkın Harde Dewres dediği bütün Aleviler için kutsal bir şehirdir. Çünkü Anadolu’da bütün Alevi ocaklarının ser çeşmesi Dersim’dir” dedi.
"SİYASETEN SIKIŞMIŞ DURUMDAYIZ"
Dersim’de, Harde Dewres (Dervişler Diyarı) gerçeğini göz önünde bulundurarak turizmin ele alınması gerektiğini ifade eden Kahraman, “Kutsal mekânların tescillenmesi, hikâyelerinin yazılması, tabela yapılması gerek. Bugün, eski mekanlara dair yapılan müdahalelerde hep bir yıkım var. Giderek Munzur Gözeleri, Halvori Gözeleri vb. birçok kutsal mekan, piknik alanlarına dönüştü. Bu halkı çok rahatsız etmektedir. Hepimiz şikâyetçiyiz ama yıllardır sorunları çözemiyoruz. Eğer burada bir turizm olacaksa -ki son yıllarda ilgi artıyor- Harde Dewres geleneğine uygun olmalı, inanalım inanmayalım. Bu bütün Alevi kurumların sorunu. Eski adabımız neyse bugün, modern şekle göre şekillendirmemiz gerekiyor. Belki diyeceğiz, kurban kesmeyelim herkes bir öğrenciye burs versin, elmayla gidelim çünkü elma en makul lokmadır Alevilikte, yeter ki toplum bunu konuşsun. Bu gerçek esas alınarak hem belediyenin hem de diğer kurumların bu işe el atması gerekiyor. Buradan gözelere kadar piknik alanı olacaksa bunun modern bir şekilde yapılması gerekiyor. 15 yıldır Mıskısağ’dan Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüyoruz festivalde, hâlbuki yaylalar talan ediliyor, ticarethaneye dönüşmüş, çiçek kalmadığı için arıcılık bir türlü gelişmiyor. Bunlara sahip çıkmıyoruz sadece ‘Munzur özgür aksın’ diyoruz. 15 yıldır aynı slogan. Siyaseten tıkanmış durumdayız” dedi.
Haber: Serpil BERK, Orhan KURUL