Aysel Doğan’ın Kürt halkının değerleri için mücadele etmiş, barış için bedel ödemiş Dersim’in değerli bir evladı olduğunu belirten HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, “Aysel bir gün olsun Dersim değerlerini savunmaktan vazgeçmedi, bizler de Aysel’in cenazesini tabi ki sahipleneceğiz. Cenazenin karşılanmasından, polislerin hukuksuz ve düşmanca saldırılarına rağmen cenazeyi yalnız bırakmayan başta kadınlar olmak üzere Dersim halkını, partimizin il ve ilçe yöneticilerini, Dersim’in dışından çevre illerden ve yurt dışından gelenleri ve cenazeyi sahiplenenleri kutluyorum. Aralarında belediye meclis üyemizin de olduğu onlarca kişinin yaralanmasına neden olanları, işkenceyle arkadaşlarımızı gözaltına alanları, saldırı kararını veren ve bu kararı uygulayanları kınıyorum. Almanya’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren 2’nci Barış Grubu üyesi ve Kürt siyasetçi Aysel Doğan’ın cenazesi İçişleri Bakanı ve Tunceli Valisinin provokasyonu sonucu polisin sert müdahalesiyle saldırıya uğramıştır. Cenaze Amed havalimanından Dersim’e gelene kadar herhangi bir olay yaşanmamıştır. Dersim halkı başta kadınlar olmak üzere Aysel hevali son yolculuğuna uğurlamak istemiş ancak bu en insani hak olan defin hakkı Dersim halkının elinden alınmak istenmiştir. Kitleye izin verilmemesine yönelik yapılan oturma eylemi sırasında polisin gazlı, plastik mermili, coplu saldırıları sonucunda onlarca kişi yaralanmış, 1938’den bu yana her türlü Yezidliği yapan, Dersim halkının inançlarına, diline, dinine saldıran Yezid kültürü, Dersim’in Dervişi Aysel Doğan’ın evinden, ocağından helallik almasını engellemiştir” dedi.
Önlü, şöyle devam etti:“Bu ancak düşmanlık hukukunun ve faşizmin yapabileceği bir kötülüktür. Suç işleri Bakanının Dersim’de ki yerel güçleri başta Tunceli Valisi olmak üzere insanlık değerlerini çiğneyerek cenaze hakkına saldırmıştır. Coğrafyalar ve sınırlar değişse de faşizmin karakteri ve yöntemleri değişmiyor. En temel haklardan olan ölüm hakkı gibi evrensel bir hak bile devletler tarafından faşizan yöntemlerle tanınmıyor. Aysel Doğan’ın cenazesine yönelik saldırının İsrail’de olanlardan hiçbir farkı yok. Aysel Doğan’ın cenazesine saldırı topluma, insanlık değerlerine, evrensel haklara saldırıdır. Dayatılan bu faşizmi kabul etmiyoruz. Taş egemen güçlerin düşmanca saldırısına karşı yurttaşın kendini savunmasının sembolüdür. Almanya’nın Köln kentinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Barış Grubu üyesi Aysel Doğan’ın cenazesinde polisin kitleye saldırması ve sonrasında yaşananlara ilişkin 2 gündür şahsıma, partime ve kitleye yönelik sosyal medya üzerinden sistematik bir saldırı yürütülmektedir. Özellikle polisin gaz, plastik mermi ve coplarıyla gerçekleştirdiği saldırılar sonrasında TOMA’ya attığım taş üzerinden cenaze töreni kriminalize edilmek istenmektedir. Attığım taş egemen güçlerin bu kadar ağır ve düşmanca saldırısına karşı yurttaşın kendini savunmasının ve direnişin sembolüdür. Taş herhangi bir kişi ve canlıya zarar vermek için değil faşizmin kullandığı yönteme, zihniyete ve araca atılmıştır” dedi.
Bütün suçlularla fotoğrafı olan Süleyman Soylu, Dersim’de valilik tarafından geliştirilen saldırı sonrasında attığı twitle kendisini terörist diyerek hedef gösterdiğini belirten Önlü, “Bilinmelidir ki bizler bugüne kadar savunduğumuz değerlerden hiçbir koşul ve şartta vazgeçmedik geri adım atmadık. Bizler tabi ki Aysel Doğan’ı sahipleneceğiz. Asıl suç işleri bakanı kendisi kamuoyuna yansıyan fotoğrafların ve işlediği suçların hesabını vermelidir. Bir terörist arıyorsa kendisine bakmalıdır. Hukuk devletinde iki tür emir vardır. Biri soylu emirdir, diğeri ise soysuz emirdir. Soylu emir hukuka uygun devletin devlet olmaktan kaynaklı olması gereken emirleridir. Soysuz emir ise hukuka uygun olmayan kanunlara aykırı sadece kendi çıkarlarını korumak için verilen emirlerdir. Soysuz emiri veren de uygulayan da halk önünde mahkum olmuşlardır. Ülkede hukukun amasız, fakatsız uygulandığı günlerde mutlaka mahkum olacaklardır. Bizler bedeli ne olursa olsun değerlerimizi sahiplenmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Caner Aktan