Önergede, “Av turizmi ve spor adı altında masum canlıların avlanmasının yasaklanması ve bu vahşete son verilmesi adına bakanlık olarak herhangi bir çalışmanız var mıdır? Son 1 yıl içerisinde Dersim’de katledilen Dağ Keçisi sayısı kaçtır?” soruları yer aldı.
Dersim coğrafyası, inanç merkezlerine yapılan saldırılar, barajlar, HES’ler, maden projeleri, orman yangınları ve avcılık faaliyetleri adı altında çeşitli saldırılara maruz kalıyor.
Yaban hayvanları katletmek için Dersim’e getirilen kalabalık bir avcı grubu, Tunceli Öğretmenevi’ne yerleştirildi.
Konuya ilişkin HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi.
Önergenin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Dersim Raye Haq inancı, doğayı yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak kutsallaştırır. Dersim Raye Haq inancına göre dağ keçilerinin, akarsuların, ağaçların, taşların bir ruhu olduğuna inanılır. Harde Dewreş coğrafyasında doğa, inanç, kültür ve kimlikler iç içe geçmiştir ve birbirinden bağımsız düşünülemez. Bu yüzdendir ki Dersim halkı, doğasına yapılan bir saldırıyı inancına ve kültürüne yönelik bir saldırı olarak değerlendirmektedir.
Özellikle son yıllarda Dersim’de “Av Turizmi” adı altıda Dağ Keçilerine ve yaban hayvanlarına, restorasyon ve düzenleme adı altında inanç mekanlarına, yatırım adı altında da doğasına yani bir bütün olarak Dersim kültürüne yönelik sistematik bir saldırı politikası gerçekleştirilmektedir. Bu saldırılardan sonuncusu dün kamuoyu gündemine yansımıştır. Av Turizmi adı altında ilimize gelen avcıların kutsal dağ keçilerini avladığına yönelik iddialar sonucu STK’lar, parti temsilcileri, doğa ve hayvan severler yoğun bir tepki göstererek açıklama yaptılar.
Bilindiği gibi Türkiye’de avlanılmasına izin verilen yaban hayvanları, türlerine ve avlanma sürelerine göre yıldan yıla değişmektedir. Söz konusu av hayvanları Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce belirlenmektedir. Nasıl ki kaçak avcılıkla hayvanların katledilmesi kabul edilemez ise aynı şekilde bakanlığın “av turizmi” adı altında ihale açması ve bunu “popülasyon kontrolü” ile gerekçelendirmesi de asla kabul edilemez bir durumdur. Av turizmi adı altında hayvanların katledilmeleri aynı zaman da bir insanlık suçudur. Bakanlığın Türkiye faunasını belirleyecek, tür sayımını yapacak kalifiye personeli dahi yokken bu tür yasal izinlerin verilmesi geri dönüşü olmayan zararların oluşmasına ve yaban hayatın tehlikeye girmesine neden olacaktır.”
Bu bağlamda Önlü, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye şu soruları yöneltti:
1-Bakanlığınız “spor” ve “av turizmi” adı altında canlıların öldürülmesini sadece bir gelir kalemi olarak mı görmektedir?
2-Av turizmi ve spor adı altında masum canlıların avlanmasının yasaklanması ve bu vahşete son verilmesi adına bakanlık olarak herhangi bir çalışmanız var mıdır?
3-Av turizminden yılda ne kadar gelir elde edilmektedir? Bu gelir hangi amaçlar için kullanılmaktadır?
4-Av turizmi kapsamında yılda kaç yabani hayvan öldürülmektedir? Bu hayvanların türlere göre sayısı kaçtır?
5-Dersim ili sınırları içerisinde hangi hayvanlar için avlanma izni bulunmaktadır?
6-Dersim’de dağ keçilerinin koruma altına alınması noktasında ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
7-Son 1 yıl içerisinde Dersim’de katledilen Dağ Keçisi sayısı kaçtır?
8-Son 1 yıl içerisinde Dersim’de dağ keçisi katleden kaç kişi yakalanmıştır? Bu yakalananlar hakkında ne tür işlemler yapılmıştır?
9-Bakanlığınıza bağlı kurum ve kuruluşlarda tür sayımı yapabilecek personel sayısı kaçtır? Bu personellerin eğitim durumu nedir? Yılda kaç yabani hayvana yönelik tür sayımı yapılmaktadır?
10-Son 1 yıl içerisinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı bölge müdürlüklerince av turizmi adı altında kaç ihale yapılmıştır? Bu ihaleler sonucu hangi yabani hayvanların avlanacağı belirtilmiştir?
HABER MERKEZİ