HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, 5 Ocak’tan beri kayıp olan Gülistan Doku soruşturmasında ‘intihar’ algısının bilinçli bir şekilde oluşturulduğunu belirterek, Doku soruşturmasında bundan sonraki seyri cinayet üzerine yoğunlaştırılması ve sualtı için gösterilen hassasiyetin karada yürütülen çalışmalarda da yapılması gerektiğini kaydetti.
Dersim’de 5 Ocak tarihinden bu yana haber alınmayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü İkinci Sınıf Öğrencisi Gülistan Doku’yu arama çalışmaları sonlandırıldı.
Valilik yaptığı açıklamada baraj suyunun teknik olarak mümkün olan minimum seviyeye indirildiğini, AFAD koordinasyonunda, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve AFAD il Müdürlüklerinden oluşan 68 sualtı ve su üstü personeli, 3 su altı arama robotu, 1 adet sonra cihazı, 11 bot ile su üstü ve su altı arama çalışması, Özel Harekat Polisi 39 Personel, AFAD Gönüllüsü 20 Personel ile kıyı şeridi ve arazi taraması gerçekleştirdiğini belirtmişti.
Valilik yaptığı açıklamanın devamında, toplamda 542 personel, 88 araç, 38 bot, 10 row, 6 drone, 4 sonar ve 3 arama köpeğiyle devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini, toplamda 85 kameradan 90 saat detaylı kamera izleme çalışması yapıldığı, 2 müşteki, 1 şüpheli ve 222 bilgi sahibi 225 şahsın ifadesinin alındığı ve Sarısaltuk Viyadüğü’nden farklı saatlerde geçen 230 araç sürücüsünün görüşünün alındığını belirterek 226 gün boyunca yürütülen arama çalışmalarının artık sonlandırıldığı açıklamasında bulunmuştu.
Konuyu Meclis gündemine taşıyan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim Milletvekili Alican Önlü, Gülistan Doku’nun şüpheli şekilde kaybolmasında ‘intihar’ algısının kamuoyunda bilinçli bir şekilde oluşturulmak istendiğinin altını çizdi. Önlü, “Barajda yapılan aramalardan bir sonuç çıkmayacağını belirtmiştik. Son açıklanan bilirkişi raporuna göre ‘kesinlikle köprüden atlayan biri bulunmamaktadır’. Yine bilirkişi raporuna göre Gülistan Doku’nun kaybolmasından önceki iki günde yaşananların da nasıl gizlendiği, olayın örtbas edilmek istendiği, baş zanlı Zaynal Abarakov ve polis babası Engin Yücer’in ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Gerek yapılan aramalardan bir sonuç çıkmaması gerekse de bilirkişi raporu, Gülistan’ın kaybolduğu ya da köprüden atladığını değil öldürüldüğü ve cesedinin bilinçli bir şekilde saklandığı ihtimallerini gösterdiğini belirten Önlü, Doku soruşturmasında bundan sonraki seyri cinayet üzerine yoğunlaştırılması ve sualtı için gösterilen hassasiyetin karada yürütülen çalışmalarda da yapılması gerektiğini kaydetti.
Bu bağlamda Önlü, Bakan Soylu’ya şu soruları yöneltti:
Valiliğin yaptığı açıklamada Gülistan Doku’nun bulunması için 226 gün boyunca devletin tüm imkanlarının seferber edildiği belirtilmektedir. Gülistan’ın köprüden atlamadığı ve bu yüzden de barajda olamayacağına dair veriler ortadayken neden tüm imkanlar barajda yapılan aramalar için seferber edilmiştir?
Dersim’de Gülistan’ın bulunmasına ilişkin etkin bir soruşturma ne zaman başlatılacaktır? Bunun için Valilik, emniyet ve bakanlık bünyesinde birimler oluşturulmuş mudur?
Soruşturma kapsamında baş şüpheli Zaynal Abarakov hakkında zorla getirilme kararı hala neden uygulanmamaktadır? Bu kişi ve polis memuru babası kimler tarafından neden ısrarla korunmaktadır?
Twitter ve sosyal medya üzerinden Gülistan Doku’nun ailesini tehdit eden Engin Yücer bu gücü nereden almaktadır? Bilirkişi raporuna göre bilinçli bir şekilde yalan ifade veren Engin Yücer hakkında neden hala işlem yapılmamaktadır?
Valilik yaptığı açıklamada ‘2 müşteki, 1 şüpheli ve 222 bilgi sahibi 225 şahsın’ ifadesinin alındığı belirtmektedir. İfadesi alınanlar arasında Gülistan ve Zaynal Abarakov’un tartışmasına şahitlik yapan iki kadının ifadesi de var mıdır? Bu iki kadının ifadesinin alınmadığına yönelik iddialar doğru mudur? Doğruysa bunun gerekçesi nedir?
Gülistan Doku’nun intihar ettiğine yönelik algının oluşmasına neden olan tutanağı kimler hazırlamıştır? Bu tutanağı hazırlayan kişiler ile Engin Yücer arasında nasıl bir ilişki vardır?
5 Ocak’tan bu yana aranan ve tüm kamuoyunun vicdanını sızlatan Gülistan Doku’nun kaybolmasına/Öldürülmesine ilişkin Bakanlık olarak ciddiyetle ve daha hassas bir soruşturma ne zaman başlatacaksınız?
