HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, koronavirüs salgının hızla yayılması ve Dersim’de artan vakalara ilişkin yazılı basın açıklaması yaparak Dersim halkı, siyasi partiler, STK’lar ve aydınlara dayanışma çağrısında bulundu. Önlü, ‘Dersim Korona Dayanışması’ kurulması gerektiğini belirtti.
Koronavirüs vakaları Dersim’de de geçen günlerde görülmeye başlandı ve bir köy karantinaya alındı. Kent ve ilçe merkezlerinde ise yaşam tamamıyla durma noktasına gelmiş durumda.
Halkların Demokratik Partisi Dersim Milletvekili Alican Önlü, ‘Evde kal, hayat eve sığar’ çağrılarının çalışmak zorunda olan milyonlarca insan için nasıl geçerli olabileceğini sorarak Dersim’deki siyasi parti ve kurumlara ‘Dersim Korona Dayanışması’ kurulması yönünde çağrı yaptı.
Önlü, “Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, iktidar ve ortaklarının sorumsuzlukları ve gereken önlemleri almaması nedeniyle Türkiye’de de hızlı bir şekilde yayılıyor. Ne yazık ki Dersim’de de vakalar görülmeye başlanmış olup, Mazgirt ilçesine bağlı Geçitveren köyü salgın nedeniyle karantina altına alınmıştır. Bilindiği gibi salgına karşı birçok ülkede güvenliğe ve ekonomiye dair çok ciddi paketler açıklanarak, salgının yarattığı ekonomik ve sosyal sorunlar en aza indirgenmeye çalışılıyor. Birçok ülke halkın temel gıda ihtiyaçlarının yanı sıra elektrik, doğalgaz, su ve kira gibi giderlerini karşılayacağını açıklıyor. Yine birçok ülke önemli iş kollarında üretime ara verdiğini ve bu süreçte işçilerinin mağdur olmaması için işçilerini ücretli izine çıkardığını duyuruyor. Ancak salgının yayılma hızı ve vaka sayısı giderek artan ülkemizde ise, işçi, emekçi ve yoksul halk iktidar tarafından adeta ölüme terk ediliyor. “Evde kal, Hayat eve sığar ”çağrıları tabi ki çok önemli ve bu aşamada yapılması gerekendir ancak geçim sıkıntısı yaşayan ve her gün çalışmak zorunda olan milyonlarca insan nasıl evde kalabilir.”
"DERSİM’DE ALINAN KARARLARDA EMEKÇİYE DAİR TEK BİR ÖNLEM YOK"
Dersim’de alınan tedbir kararlarında emekçiye dair tek bir önlemin yer almamasına değinen Önlü, “Bildiğiniz gibi Dersim’de de Valilik tarafından bazı tedbir kararları açıklandı. Ancak bu tedbir kararlarında yoksul halka, evine ekmek götürmek zorunda kalan emekçiye dair tek bir önlem yer almıyor. Alınan kararlar arasında ‘tekstil fabrikalarında, maske üretiminde çalışan işçiler dışında diğer çalışanlar izinli sayılacaktır’ ibaresi yer almaktadır. Buradan başta vali olmak üzere yetkililere soruyoruz. İzinli sayılacak işçilerin ücretleri verilecek mi? Çalışmakta olan inşaat işçileri geçimini nasıl sağlayacak? Ekonomik olarak zor durumda olan yoksul halk kirasını nasıl ödeyecek? Kapanan iş yerleri, esnaflar ve şu an da çalışmak zorunda olup çalışamayan insanlar ne yapacaklar? Kamu kurum ve kuruluşlarında çay ve meşrubatları yasaklayarak ne salgınla mücadele edilebilir ne de işçi, emekçi ve yoksul halk geçimini sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
"SALGINDAN DAYANIŞMAYLA KURTULABİLİRİZ"
Önlü, salgından dayanışma ve ortak mücadeleyle kurtulabilineceğini belirterek şunları kaydetti:
"Bu salgından ancak dayanışmayla, ortak mücadeleyle kurtulabiliriz. Dersim halkı nasıl ki köy yakmaları, gıda ambargosu olduğu dönemlerde, birbirine destek olarak hayatta kaldıysa bu salgında da aynı dayanışmayı gösterecektir. Dayanışma bizim kendi öz kültürümüzün bir ayrılmaz bir parçasıdır. Yine bu süreçte başta yerel yönetimler olmak üzere STK’lara, siyasi partilere ve Dersim aydınlarına büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluk Vefa Sosyal Destek Gruplarına asla bırakılmamalıdır. Belediyemiz bu dönemde kendisine bağlı kira ve su giderlerini ertelemekle yetinmemeli, salgın süresince bu bedelleri almamalıdır. Çünkü salgın sonrasında çalışmayan emekçi, iş yerini açamayan esnafın, biriken bu borçların altından kalkması mümkün değildir. İşten çıkarmalar yasaklanmalı, yine çalışmakta olanların sağlık güvenceleri sağlanmalıdır. STK’lar ve Siyasi Partiler de ihtiyaç sahiplerini belirlemeli, kentin sorunlarına çözüm olmak adına politikalar geliştirmelidir. Bu konuda herkesi sorumluluk almaya, dayanışmaya ve bir olmaya çağırıyorum."
