Zainal Abakarow’un annesi Cemile Yücer’in CİMER’e yazdığı iddia edilen dilekçede, “Dönemin Tunceli Valisi ve yetkililerin bilgisinde oğlumuzu yurtdışına gönderdik” yönünde yerel basında yer bulan haber, CHP Dersim Milletvekili Polat Şaroğlu tarafından Meclis gündemine taşıdı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına iki ayrı soru önergesi sunan Şaroğlu, Gülistan Doku soruşturmasında tek şüpheli kişi olan Zeynal Abarakov’un yurtdışına çıkmasına dönemin valisi Tuncay Sonel’in izin verdiği iddialarını sordu.
Şaroğlu her iki Bakandan şu sorularına yanıt istedi:
"Gülistan Doku davasının tek şüphelisi olan Zainal Abarakow'un annesi Cemile Yücer’in Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) bir dilekçe yazdığı iddiaları doğru mudur?
Zainal Abarakow'un annesi Cemile Yücer’in ilgili dilekçede, oğlunu dönemin Tunceli Valisi Tuncay Sonel ve diğer yetkililerin bilgisi dahilinde Rusya’ya gönderdiğini ancak olayın ortaya çıkmasından sonra İçişleri Bakanının ricasıyla oğlunu tekrar Türkiye’ye getirdiği yönündeki iddialar doğru mudur? Eğer doğru ise; Cemile Yücer’e, oğlu Zainal Abarakow'u Türkiye’ye geri getirmesi yönünde ricada bulunmanızın sebebi nedir? Cemile Yücer’e yönelik, "Gelsin oğlunuz buraya yoksa olaylar başlatacaklar, getirin Türkiye’ye" şeklindeki ifadeleriniz ile kastınız nedir? Tarafınıza bu yönde bir istihbarat bilgisi mi iletilmiştir? 750 günü aşkındır izine rastlanılmayan bir üniversite öğrencisinin akıbetiyle ilgili devam eden bir yargı sürecine müdahil olmanızdaki amaç nedir?
Anne Cemile Yücer, CİMER’e yazdığı dilekçede, dönemin Tunceli Valisi Tuncay Sonel’in bilgisi dahilinde oğlu Zainal Abarakow'u Rusya’ya gönderdiğini belirtmiştir. Dönemin valisi Tuncay Sonel’in bu konuda bir yetkisi bulunmakta mıdır, bu konuda Tuncay Sonel’e tarafınızca verilmiş bir talimat var mıdır?
İlgili dava dosyasında herhangi bir adli kontrol şartı ve yurt dışı yasağı olmadığı bilinmesine rağmen anne Cemile Yücer’in CİMER’e vermiş olduğu dilekçede, adli kontrolümüzü kaldırın şeklinde bir talepte bulunmasının sebebi nedir? Bu konuda aileyle ilgili idari anlamda bir sınırlandırma kaydı kararı mı konulmuştur, böyle ise bunun sebebi nedir?
Kızları Gülistan Doku’dan 2 yılı aşkındır bir haber alamayan ve bir süredir adalet nöbetine başlayan anne Bedriye Doku, dönemin valisi Tuncay Sonel’in, Gülistan’ın suda kaybolduğunu ve onu bulacağına dair kendisine söz verdiğini ancak aylarca oyaladığını ifade etmiştir. Gülistan Doku’nun kaybolması ve devam eden süreç itibariyle dönemin valisi Tuncay Sonel hakkında soruşturma izni vermeyi düşünüyor musunuz?"
Şaroğlu, Adalet Bakanı Gül'e şu soruları sordu:
"Bir kamu görevlisinin, basın toplantısında Gülistan Doku hakkında soru sorulmaması için gazetecileri engellemeye çalıştığı iddiaları doğru mudur. Eğer doğru ise bu durum bilginiz dahilinde mi gerçekleşmiştir?
Kamuoyunun haber alma hakkı için mesleğinin bir gereği olan ve Anayasa’nın da hükmettiği soru sorma hakkını kullanmaya çalışan gazetecilerin, böylesi bir yasakla karşılaşmasının gerekçesi nedir?
Bir kamu görevlisinin, ‘keyfi' olarak beğenmediği soruların sorulmasını engelleme ve mesleğini icra eden gazetecilere sansür uygulama hakkı var mıdır? Bu durum hem Anayasaya hem de Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelerde tanımlanan ‘basın özgürlüğü' ilkesine aykırı değil midir?
700 günü aşkındır kendisinden haber alınamayan ve adeta sırra kadem basan bir üniversite öğrencisinin akıbetinin, ülkenin Adalet Bakanına sorulmasında nasıl bir sakınca görülmektedir? Bu antidemokratik uygulamanın altında, bir gerçeğin açığa çıkmasının endişesi mi yatmaktadır?
5 Ocak 2020 tarihinde Tunceli Merkez'de kaybolan ve bir daha izine rastlanılmayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybına ilişkin etkin bir araştırma/soruşturma yürütülmemiş ve kamuoyu yeterince aydınlatılmamıştır. Ülkenin adaletinden sorumlu bir bakan olarak bu konuda bir girişimde bulunacak mısınız?"