• BIST 9827.23
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 6 °C
  • Tunceli 2 °C

Munzur Gözeleri böyle mi kalmalı?

HAYDAR ÇETİNKAYA

Munzur'da peyzaj projesine hayır diyoruz ama ya alternatifimiz ne? Munzur gözeleri böyle mi kalmalı?

 

Önceleri kimseler doğru dürüst Munzur'u bile bilmezken, bizimkiler yüzyıllardır bu kutsal mekanı ziyaret edip, mumlarını yakıp, duasını edip, niyazını bölüp, belli dönemlerde cemini tutar, inancının gereğini yerine getiriyorlardı. 

 

Sonrasında 30-40 yıldır burada bir piknik olayıdır başladı gitti. Bir yandan inancı için gelenler, diğer yandan piknik yapanlar. Son yıllarda ise Munzur Gözeleri adeta piknik alanı olarak kullanılıyor. Munzur Gözelerine hem yerelden hem il dışından gelenler hiç bir yasaklamaya karşılaşmadan, diledikleri yere piknik sofrasını kuruyor, ateşini yakıyor, etini sebzesini suya koyuyor, kap kacağını suda yıkayıp, yemek atıklarını Munzur suyuna döküyor, mangalını yapıyor, ortalığı göz gözü görmeyecek şekilde dumana boğuyor ve bu doğaya, bu ulu suya reva görülen bu kötülük on yıllardır devam ediyor.

 

***

 

Belediyelerin, köy derneği ve devlet kurumlarının alana temizlik hizmeti götürmesi belli dönemlerde ya hiç olmadı ya da yetersiz kaldı.  Kaç defa burayı ziyaret ettiysek yukarıda yazdığımız bu çirkin manzarayla karşılaşıyoruz. Munzur gözelerinin doğallığından bahsediyoruz, lakin Munzur gözelerine 1980 ve 1990 lı yıllarda yapılan düzenlemeler ile Munzur gözelerine ilk kazma yani ilk darbe vurulmuş oluyor ve birçok alan betonlaştırılıyor o yıllarda. Günümüzde ise taa o zamandan yapılan bu düzenlemeler bırakalım engelli bir yurttaşın Munzur gözelerini gezip görmesini, buralarda sağlıklı insanın bile gezemeyeceği kadar yıkık ve kötü durumda. O kadar ciddi bir tahribat varki anlatılmaz, görmek lazım.  

 

Buranın doğasıyla hiç uyumlu olmayan taa o zamanın mülkü-idari yetkililerinin bilgisi dahilinde kurumlarca yapılan ve sonraki yıllarda çeşitli eklemeler yapılan yerler tamamen deforme olmuş durumda. Eğimli yerlere iniş ve çıkışı sağlamak için yapılan bütün beton merdivenler param parça. Üzerinde yürümek için yapılan beton yollar kırık dökük. Alanda yapılan kilitli parkeler neredeyse tamamı yerinden oynamış ve sökülmüş. Çivileri ve tahtaları sökülmüş ahşap yürüme yolları, birçok yere konmuş paramparça olmuş beton bank ve masalar, suyun kenarına çekilmiş beton set duvar, korkulukları olmayan ve çocuklar için tehlike  arzeden köprüler, ortalığa savrulmuş çöpler, olmayan temizlik hizmetleri, otopark sorunu....

 

Gözelerin hemen girişinde bizleri karşılayan ulu meşe ağacının dibi bile betona gömülmüş durumda. İnanın ne sayacağımızı bilemiyoruz tahribata dair.  Olaya inanç boyutuyla yaklaştığımız da da çok ciddi sorunlar ve olumsuz yaklaşımlarla yüzyüze kalıyoruz. Munzur gözelerinde inanç ve kültür erozyonu yaşanıyor adeta. Biz isterdik ki gelen her kim olursa olsun buranın korunması ve kirletilmesi gerektiği bilinciyle gelsin, biz isterdik ki buraya gelen insanlar buranın doğal güzelliğinin yanında Munzur'un Aleviler için kutsal bir yer olduğu bilinciyle gelsin ve saygı göstersin. Fakat herkes, yazdı, çizdi, eleştirdi ama kimse taşın altına elini koymadı.

 

Munzur gözelerinin girişine konan ve buranın efsanesini anlatan o efsane bile orjinaline kavuşturulmalı. Munzur'un ziyaret eden milyonlar, hep Munzurun ağasını hacca gidip, namaz kıldığını okudu hep...

 

Oysa Munzur Alevilerin bir kutsal ziyaretgahıydı ve o tabelada yazılanlar inancımızı asimilenin bir parçasıydı.  Kimse çıkıp bu bile yanlıştır demedi. Kutsallığı ve doğallığı savunuyoruz ama,  kutsal havuz olarak adlandırılan yer 50 yıl önce betonla mı çevriliydi acaba? Kaldı ki bu havuzlara ve su gözelerinin çıktığı birçok yerde insanlar ayaklarını suya koyuyor, bu yetmiyormuş gibi bu kutsal alanda içkisini içiyor ve az aşağılarda bu suyu kullanan başka insanlar. İster inanç, ister sağlık açısından bakalım herşey çok kötü durumda.  İnancımızı gelen ziyaretçilere aktarmak için birçok yere konulan teneke tabelalar görüntü kirliliğine dönüşmüş durumda.

 

Mumlarını yakıldığı alanlarda abartılı şekilde yakılan mumlar nedeniyle büyük bir is oluşmuş kayalıklarda. Mumu bile yakmayı bilmiyoruz. Yine yıllar önce Munzur gözelerine yapılan betonarme yapı buranın doğallığına en büyük müdahalelerden biri.  Suyun karşı tarafında yani ova kısmında bir yanda kanalizasyonunun nereye aktığı bile bilinmeyen tuvaletler, hemen 10 metre yakınında ise insanların kurbanlarını kestikleri ilkel bir kesim yeri.

 

Munzur aşkına, bu inancımıza saygısızlık değil mi?

 

Dünya da böylesine çirkin bir durum olabilir mi?  Yörede yaşayan Aleviler için kutsal olan Munzur gözelerine reva görülen bu çirkin manzarayı, bu çirkin yaklaşımı hiçbirimiz kabul etmemeli. İster bizden gelsin, ister başkasından.  Bu yazdıklarım kutsal Munzur gözelerinin mevcut durumu. Hiç şüphesiz hiç birimiz bu manzaradan hoşnut değiliz. Niceleri geldi geçti, ama hiçbiri bu kötü manzaraya bir son verme ihtiyacı duymadı. Ve Munzur gözelerinde bizlerin yani yereldekilerin başlattığı bu piknik kültürüne sonraki yıllarda dışardan gelenlerde katıldı.

 

Gelenler gördü ki, bizler piknik yapıyoruz, yiyoruz, içiyoruz, suya girip, kamp kuruyoruz, onlarda aynısını hatta daha fazlasını yaptılar. Gelenler gördü ki bizler bu alanı temiz tutmuyoruz, onlarda kirlettiler. Başkasına kızmaya çok gerek yok. Çözüm üretmeliyiz.  Oysa hepimizin yapabilecekleri vardı bu kutsal ve doğal alanı korumak adına. Burada insana eliyle yaratılan her türlü çirkin yapısal görüntü ortadan kaldırmak kadar, Munzurumuzun kutsallığına saygıyı, inanç ve kültürümüzü yaşatmak ve tanımak için çok şey yapabilir.

 

Munzur gözeleri yasalarda sit alanıdır. Esasen bu alana müdahalede bulunmak doğru değil ve yasaktır. Bizlerin nazarında ise ayrıca kutsal bir alandır. Bu yönüyle de kutsal mekana yapılacak bir müdahale tepki almaktadır. Fakat bir de şu yönüyle bakalım. Burası ziyaretgah da olsa günümüz koşullarında Munzur gözelerinin bu şekilde kullanılmasına devam edilmesi ne kadar doğrudur. İster inanç alanı, ister sit alanı olsun buraların gerek yerelden gerekse de il dışından ziyaretçilerin gelip ziyaret etmesi, görüp gitmesinin önünde hiçbir engel yoktur.  Bizlere düşen görev var olan somut gerçeklikten yola çıkarak, her türden eksikliklerimizi belirlemek ve gerekli tedbir, önlemleri almak ve bazı düzenlemeleri de hayata geçirmektir. 

 

Bu alana piknik yapılmasından, oluşan görüntü kirliliğinden, kokudan, dumandan mı rahatsız. O zaman yapılacak şey, bu alanı piknik alan olmaktan çıkaracak alternatif düzenlemeler yapmak gerekiyor. Buradan uzağa başka bir alana kurulacak her türlü alt yapısı hazırlanarak bir park ve piknik alanı, bunun çözümü olabilir. Bu durumda piknik amaçlı da  gelen ziyaretçiler Munzur gözelerinde piknik yapamaz. Munzur gözelerini de sadece gezmeye, görmeye gelir.

 

Munzur gözelerine gelen ziyaretçilerin burada kalma süreleri de böylece azalmış olur. Kalabalık görüntü de dağılır. Aynı şekilde şu an görmek istemediğimiz çevre ve görüntü kirliliği ve suyun kirletilmesinin de önüne geçilir. Aynı şekilde otopark sorunu da çözüme kavuşturulmalı. Bu alana araçlar sokulmamalı. Yörede bulunan yöre insanımızın çeşitli ürünler satmasına karşı değiliz asla, ama satış alanlarının da Munzur gözelerinden biraz daha uzak olması gerekmez mi. Kurban kesim yeri daha modern bir yere dönüştürülmelidir. Her şeye karşı çıkıyoruz, ama birazda gerçeği görüp çözüm önerilerini tartışmamız gerekmez mi? Munzur böyle mi kalmalı?  *** Şimdi geldiğimiz noktada bu alana bir peyzaj projesi yapılmak istenmektedir. Belki de yukarıda saydığımız birçok olumsuzluğu ortadan kaldıracak projeye başlamak için, Munzur gözeleri girişine jandarma yerleştirildi ve çalışmalara başlanmak isteniyor. Projede yaklaşık 400 metre aşağıda bir mesire alanı, otopark düşünülüyor. Satış standları da biraz geriye çekilecek.  Munzur gözelerinde de yürüyüş yolları, köprü ve teras yapılacak.  Fakat bu projeye karşı yöre insanı ve kurumları tarafından çeşitli kaygılar dile getirilerek karşı çıkılmaktadır. İnanç kurumlarımız Munzur gözelerine yapılacak müdahaleyi inanç alanımıza bir müdahale olarak görüyor ve rızalık vermiyor. Ekolojistlerde sit alanına ve buranın doğal yapısına daha fazla bir müdahale girişiminden rahatsız. Alana iş makinalarının sokulmasının bu alanda bulunan ağaçlara, floraya, su yatağına ve doğal yapıya zarar vereceği düşüncesinde olanlarımız var. Gözelerde standları bulunan insanlarımız, yıllardır burada sattıkları ürünlerle aile geçimlerini sağladıkları tezgahlarının ortadan kaldırılmasından ve satış alanının tekelleşiyor olacağından rahatsız. Gözelerde giriş paralı olacak kaygısı olanlar var. Federasyonlarımız, belediyelerimiz ve kurumlarımız gelecek vadede bu bölgenin yerli ve yabancı şirketlerine peşkeş çekilmesinden çekiniyorlar ve haklı kaygılar taşıyorlar. Munzur gözellerine yapılacak çalışmanın su kaynaklarını kurutabileceği kaygısı ortada duruyor. Suyun çıktığı hiçbir menbaya tek bir müdahale edilmemeli görüşünü belirtiyor mühendislerimiz. Bir bütün olarak ele aldığımızda bütün bu kaygılar halkın ortak kaygısı ve düşüncesine dönüşüyor.  Kısacası birçok kesim bu projenin uygulanmasına farklı gerekçelerle karşı çıkıyor. O halde ne yapılmalı. Gelinen aşamada, gözeler alanına yapılacak olan düzenlemeden birçok insan habersiz. Birçok kesim projenin ne içerdiğini bile bilmiyor. Proje yeteri kesimlere sunulmadı bile. Zaten yanlış en başından yapıldı. Demokrasinin olduğu ülkelerde bu türden alanlara yapılacak projelerde halkın görüşüne, önerilerine başvurulması gerekmez miydi? Ama bunların hiçbiri proje hazırlanırken bile yapılmadı. Bazı kurumlardan görüş alınsa da bu genel olarak kabul görmüyor.  Munzur gözeleri peyzaj projesi tümden yanlıştır demiyorum ama bence ilin valiliği, kaymakamlık, özel idare ve bu işi üstlenen ekip, projenin Munzur gözeleri sit alanı kısmını gözden geçirmeli, değerlendirmeli, halkın, belediyelerin, inanç kurumlarının görüşlerini ve önerilerini almalıdır. Belki kaygılar giderilir, ortak bir paydada buluşulur. Taraflar bu konuda birbirini dinlemeli diyorum. Güvenlik zoruyla bu projeyi dayatmak da asla doğru değildir.  Ama diğer yandan bizler ne istiyoruz. Mevcut durumdan memnun muyuz yoksa rahatsız mıyız.

 

Nasıl bir Munzur gözeleri olsun istiyoruz. Peki bizim çözüm önerilerimiz ne olmalı. Munzur böyle mi kalmalı? Birçoğunuz bu ülkenin birçok yerini gezmiş dolaşmış insanlarsınız. Avrupada yaşayanlar var. Dünyayı gezenler var. Gezdiğiniz, gördüğünüz yerleri bir kıyaslayan lütfen. Oralarda kurallar nedir ne tür düzenlemeler, kısıtlamalar var. Birde burayla kıyaslayan lütfen.

 

Siz nasıl ki her yıl birçok yeri geziyorsunuz, Dersim'e de her yıl yüzbinlerce insan geliyor ve tamamı neredeyse Munzur Gözelerini görmeden gitmiyor. Ama gözelerin durumunu gören herkes isyan ediyor, bu güzel yer bu kadar mı sahipsiz diye.  Doğal diyorsanız, eyvallah bizlerde doğallığı savunuyoruz fakat Munzur'un yukarı da paylaştığım fotoğrafların neresi doğal ki... Ben en başından beri Munzur Gözelerinin başbaşa kaldığı her türlü kirliliğin son bulmasından yanayım. Bana kalsa doğal hali 50-60 yıl önceki halidir. O hale dönüştürülsün istiyorum.

 

Munzura bir düzenleme yapılacaksa bunu belediyelerimizin, sivil toplumun yani yerelin yapmasından yanaydım aslında. Fakat onları da önünde çeşitli engeller var, biliyoruz. Bu fotoğrafları paylaşıyorum çünkü şu soruyu sormak istiyorum.

 

Munzura reva mı bu?

 

 

Bu yazı toplam 46797 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim