Munzur Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde bulunan Mimarlık Bölümü, Edebiyat Fakültesi bünyesinde Felsefe Bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü, Mühendislik Fakültesi bünyesinde Makine Mühendisliği Bölümü ve Spor Bilimleri Fakültesinde Rekreasyon Bölümleri öğrenciler tarafından tercih edilmedi. Spor yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Sağlık Yönetimi, Finans ve Bankacılık, Zaza Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji ve Tarih bölümleri ise kontenjanların yüksek tutulmasına karşın az sayıda öğrenci tarafından tercih edildi.
HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, Munzur Üniversitesi’yle ilgili bu durumu TBMM’ye taşıdı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e soru önergesi yönelten Önlü, “Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; Munzur Üniversitesi’nde bazı bölümlerde alanında uzman akademik personelin bulunmadığı ve akademik anlamda oldukça yetersiz olduğu belirtilmektedir” dedi.
Farklı zamanlarda dile getirilen taciz iddialarının da soruşturulmadığına dikkat çeken Önlü’nün, iki dönemdir görev yapan Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek’in çeşitli iddiaları araştırmadığını savunduğu önergesi şöyle:
“Geçmişte kadın öğrencilere yönelik taciz olayları yaşanmış, kadın öğrencilerin zorla üst düzey görevde bulunan kamu görevlileriyle ilişkiye zorlandığı iddiaları ise rektörlük tarafından soruşturulmamış aksine bunu teşhir etmek isteyen öğrenciler üniversiteden uzaklaştırılmıştır. KHK’ler eliyle muhalif akademisyenler üniversiteden uzaklaştırılırken iki dönemdir görev yapan Rektörün, görevi süresince usulsüzlükler, liyakatsiz atamalar ve hemşericilik yaptığı birçok öğretim görevlisinin kendi alanı dışında çalışmasına izin verdiği, kendisine yakın akademisyenlerin birçoğunun derse girmeden maaş almalarını sağladığı iddiaları ise bakanlık ve YÖK tarafından soruşturulmamıştır.”
Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) tarafından 2020 yılında Munzur Üniversitesi’ne yönelik yayınlanan rapora da atıfta bulunulan önergede Önlü, “Son olarak Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun şüpheli bir şekilde ortadan kaybolması ve aradan geçen 618 güne rağmen hala bulunamamış olması, özellikle kadın öğrencilerin Dersim’i tercih etmemelerinde önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
MUNZUR ÜNİVERSİTESİ NEDEN TERCİH EDİLMEDİ?
Önlü’nün, Milli Eğitim Bakanı Özer’e yönelttiği sorular şöyle:
“Munzur Üniversitesinin toplam öğrenci kapasitesi nedir? 2021-2022 eğitim yılı içerisinde kaç öğrenci Munzur Üniversitesine kayıt yaptırmıştır? Munzur Üniversitesinin bazı bölümlerinde alanında uzman akademik personel bulunmadığı iddiaları doğru mudur?
Doğru ise hangi bölümlerde uzman akademisyen eksikliği vardır? Munzur Üniversitesinde hiç öğrenci yerleşmemiş bölüm sayısı kaçtır?
Munzur Üniversitesi ilk kurulduğu yıllarda bölgenin en çok tercih edilen üniversitelerden biriyken özellikle son birkaç yılda öğrencilerin Munzur Üniversitesini tercih etmeme sebepleri nelerdir? Buna ilişkin bakanlık olarak bir çalışmanız var mıdır?
Alanında uzman akademisyenlerin fişlenerek KHK’lerle atıldığı, kadın öğrencilerin sürekli taciz ve istismar edildiği, esnaf kılığındaki uyuşturucu ve fuhuşçetelerinin korunduğu bir kentte öğrenciler neden Munzur Üniversitesini tercih etmelidirler? Ya da bu olayları kamuoyundan öğrenen aileler çocuklarını neden Munzur Üniversitesine göndermeliler?
Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun şüpheli bir şekilde ortadan kaybolması ve aradan geçen 618 güne rağmen bulunmamış olması, kadın öğrencilerin tercihlerinde bir rol oynamakta mıdır?
Munzur Üniversitesinde yaşanan taciz, istismar ve fuhuş iddialarına ilişkin olarak bakanlık olarak şu ana kadar ne yaptınız? Bu iddiaların yerinde araştırılması ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması noktasında bir çalışmanız olacak mıdır?
Dersim Araştırmaları Merkezinin 2020 yılı içerisinde hazırladığı raporda özellikle Munzur Üniversitesinin ‘tarikat ve cemaat’ yapılanmalarının merkezinde olduğu iddiaları neden soruşturulmamaktadır?”