Üretime nasıl başladığını anlatan Yeşil, Dersim’e gelişimdeki asıl amaç; buraya özgü bir kozmetik fikri geliştirmekti, ortaya JİL çıktı” diye konuştu.
“DERSİM’E GERİ DÖNÜP DOĞAL SABUN YAPMAYA BAŞLADIM”
Yeşil, yaşamını ve arayışlarıyla birlikte Dersim’e geri dönüşünü şöyle anlatıyor:
“İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra bir süre oradaki sektörlerde çalıştım. Tekstil kimyasalları gibi sektörlerde mesleğimi yaptım. Bu süre zarfı içerisinde kimyasallara olan alerjim bayağı bir arttı. Bu alerjiden kurtulma yöntemleri günlük yaşamda kendi kozmetik ürünlerimi kendim yaparak aşmaya çalıştım. Sabunlar, kremler ve çeşitli karışımlar yaparak bu alerjimi biraz hafiflettim. Bir süre sonra bazı şeylerin çelişkisini yaşamaya başladım; sanayi mahallesinde kimya şirketinde çalışıp ondan sonra gelip evde bitkisel kozmetikler yapmak. Biri doğayı kirletiyor bir yandan da doğayla ilgili bir şeyler yapıyorsun. Daha fazla yaşayamadım, alerjim daha da artmaya başladı.
Buraya dönme kararı aldım. Bu iş mesleğimin gerektirdiği bir iş aslında ama iş olarak yapmayı hiç düşünmemiştim. Ama bir yandan da İstanbul’da yaşamak istemiyordum. Dersim’e geri dönmek istiyordum. Burada nasıl yapabilirdim; alanımla ilgili hiçbir sektör bulmam imkansız. Zaten bu işi yapıyorum, kendim için üretiyordum. Böyle bir iş fikri çıktı buraya geldim. Doğal sabun yapmaya başladım.”
“AMACIM; DERSİM’E ÖZGÜ KOZMETİK FİKRİ GELİŞTİRMEKTİ”
“9 çeşit sabun yapıyorum. Bunların çoğu burada yetişen bitkiler, bazılarını da geçen sene kendim yetiştirdim. Mesela lavantayı kendim ektim. Doğada topladığım papatya, kekik ve diğer bitkiler ile zeytinyağını birleştirerek doğal sabunlar yapıyorum. Bunun ileriki aşamasında sıvı sabun yapmaya başladım ve kremler yapmaya devam edeceğim” diye konuşan Yeşil, hedeflerini ise şöyle anlatıyor:
“Bitki yetiştiriciliği de yapmak, tıbbi aromatik bitki yetiştirmek istiyorum. Bir yandan da onlarla ilgili fide araştırması yapıyorum. Köyümde bu sene biraz daha çeşitli bitkiler ekeceğim. Buraya gelişimdeki asıl amaç; buraya özgü bir kozmetik fikri geliştirmekti. Mesela Siirt, bıttım sabunu ile ünlü bir yer. Ben de Dersim’de bir kozmetik; bu bal mı olur başka kekik mi olur, onunla ilgili kafa yoruyorum. Daha bir sonuca ulaşmadım.”
“DERSİMLİLERİN DIŞARIYA GÖTÜREBİLECEĞİ BİR ÜRÜN VAR ARTIK”
Şu anda gelen tepkilerin olumlu, ürünleri kullananların çok memnun olduğunu söyleyen Yeşil, il dışındaki Dersimlilerin yoğun ilgi gösterdiğini, onların; artık ‘Dersim’den başka bir yere götürebileceğimiz bir ürün var’ diyerek çok mutlu olduklarını belirtti.
Yeşil, “Üretime başlayalı 3-4 ay oldu. Butik bir üretim yapıyoruz. Seri üretim yaptığımız işin ruhuna uymayan bir şey. Buraya geldiğimde bu işi yapmak isteyen Mehmet Güngör ile tanıştık. O da deterjan ve kozmetik üzerine çalışmak istiyordu. Ben onu bu işin biraz daha doğal kısmına çektim. Birlikte bu işe devam ediyoruz” diye konuştu.
KIRMANCKİ’DE JİL; TOPRAKTAN İLK ÇIKMA ANI, FİLİZ
Sabunun markası olan ‘Jil’ isminin yapılan işin uygunluğuna ve Kırmancki anlamına değinen Yeşil, şunları ifade etti:
“Jil, hem Kırmancki bir kelime hem de yaptığımız işe çok uygun. Jilin anlamı; meydana gelen, oluşmak, topraktan ilk çıkma anı, filiz gibi. Yani yaptığımız işle çok uyumlu bir isim oldu.”
Hüseyin Yaşar SEZGİN- Ersin ÖZGÜL