Volkan Eke / HABERTURKCOMveke@cyhcomtr 19 Ocak 2007'de öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ile ilgili davanın dün Beşiktaş'ta 20 duruşması yapıldı Savcının mütalaa kararı duruşmaların sonlanmak üzere olduğunun habercisi Fakat bazı son derece kilit olduğu düşünülen delillerin –telefon konuşması kayıtları ve fotoğraflar– mahkemeye gelmeden mütalaa kararı verilmesi, duruşmalara başından beri yapılan bir arpa boyu yol alınamadığı ithamlarını doğrular nitelikte Bu da akla duruşma öncesi yürüyüşlerde ve 19 Ocak anmalarında sıklıkla dile getirilen bu dava böyle bitmez ifadesini getiriyor HABERTURKCOM, 'Hrant'ın Arkadaşları'nın Başbakan'a yazdığı Açık Mektup'un hemen ertesindeki ilk duruşma vesilesiyle, bu davanın 'böyle' bitmesinden kastın ne olduğunu sordu ve davanın bitmesi durumunda nelerin unutulabileceğini hatırlattı HAYKO BAĞDAT/HRANT'IN ARKADAŞLARI'ndan Bu dava 'böyle' bitmezdeki 'böyle' neyi kastediyor? Bu dava şöyle bitirilmeye çalışılıyor Şu anda sanık olarak göstermelik 2 -3 tane insan var fakat çok aşikar bir biçimde devletin birçok kademesinde birçok yapısına karışmış olan, yol veren, ihmalde bulunan, bir sürü sorumlusu var, dolayısıyla bu davanın genişletilmemiş olması, ve burdaki 3-5 kişinin üzerine yıkılıyor olması, bizim Türkiye'de çok alışık olduğumuz bir sonuç Fakat 5 yıl olmasına rağmen, buradaki direnç bu işi zorlayacaktır diye düşünüyoruz Özellikle siyasi erkin de bu konuda daha etkin olması gerektiğini, topu taca atmaması gerektiğini düşünüyoruz 'Böyle bitmez'den kastımız bu Yani böyle dediğimiz şey o bildiğimiz Türkiye manzarasıdır 3 kişiye ya da 5 kişiye yapıştırılmış olan, oysa aslında herkesin bildiği yani, yoldan birini çevirseniz bu iş böyle değildir diye cevabını alacağınız Türkiye'deki bir gerçektir bu Kasaba usülü dediğimiz de biraz budur Yargılansın istenenler kim? Burada 33'e yakın isim var, soruşturulması gerektiği düşünülen ve, AİHM'in kararında da, devlet görevlilerinin ihmalleri veya katkısıyla ilgili bu isimler geçmiş durumda Yani AİHM'in aldığı kararın gereği de yerine getirilmiyor Ve bizim siyasi erkten beklentimiz dediğimiz şey de biraz bu çünkü, soruşturulması gereken devlet görevlilerinin, jandarma görevlilerinin, emniyet görevlilerinin, istihbaratçıların hatta bana sorarsanız bazı gazetecilerin hiçbirine soruşturma açılmadı, soruşturma izni verilmedi Başbakan, İçişleri Bakanı uzun süre polise ve jandarmaya soruşturma izni vermedi Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun hazırladığı, A'dan Z'ye devlet görevlilerini ve devleti sorumlu ve suçlu bulan bir rapor var Başbakanlık Teftiş Kurulu acaba hakaret mi etmiştir, iftira mı atmıştır diye 2 bir Teftiş Kurulu daha açılmıştır O da dedi ki 1 Teftiş Kurulunun aldığı rapor doğrudur Dolayısıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun bile somutlaştırdığı, o raporda zikrettiği isimlere dahi yetkin bir soruşturma yapılmıyor Yargı burda mümkün olduğu kadar, kamuoyu tepkisi azaldıkça kapatma yoluna gidiyor Yani soruşturmanın genişletilmesi anlamında da hiçbir ilerleme yok Yani tepkimiz buna O yüzden Başbakan'a açık bir mektup yazdık O yüzden devlet kademelerine siyasi erke, yargıya herkese defalarca 5 yıldır söylediğimiz şeylerin aynılarını söylüyoruz Ve atla deve değil, yani neyin ne olduğu belli bu hikayede DÖRT KİŞİ DAHA TESPİT ETTİK Hrant Dink davasının ardında yeterli toplumsal destek olmadığı için mi Başbakanlık Teftiş Kurulu raporları, AİHM kararları yeterince yaptırıcı olamıyor? Bakın toplumsal destek noktasında bu ülkede 8-9 yaşında çocuğun üzerine havan topu patladı bir şey olmadı Biz kötülüğü ve suçu, görmezden gelmeye alışmış bir toplumuz Fakat şunun da hakkını yemeyelim; 5 yıl geçmesine rağmen Hrant Dink duruşması bu toplumda en fazla insanın eylemlerine gittiği, 19 Ocak'ta Agos'un önünde hala 10 binlerce insanın toplandığı, bir Başbakan mektubuna 55 köşe yazarının yaklaşık 12 gazetede yayınladığı bir durumdayız Şimdi toplumsal destek dediğimiz daha fazla nasıl olsun? Yani bugün Türkiye'de 15 - 20 milyon gazete ve internet okuru, Başbakan'a açık sorulmuş bu soruları kendisi de gördü anladı, hissetti Dolayısıyla burda bir toplumsal destek olduğunu düşünüyoruz Bunu süründürerek azaltacağını düşünen karşımızdaki bütün o kocaman yapıya rağmen 5 yılında hala canlıdır bu iş Dolayısıyla ben böyle bir desteğin olmadığını söylemenin haksızlık olduğunu düşünüyorum Türkiye'nin en büyük cenazesini bir Ermeni'ye yaptı bu ülke Öyleyse durum hangi iradeye bağlıdır? Biz elimizi nereye uzatsak, sorunlu ve sıkıntılı bir durum buluyoruz Bundan 1 yıl önce de vatandaşın bilgi edinme yasasıyla ilişkili olarak, Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına, Dışişleri Bakanlığına, bazı sorular sorduk Siyasi erkin, yani devlet mekanizmasını elinde bulunduran istihbaratçısının, polisinin, emniyetinin, bu işi çözmesi gerekir Aynı siyasi erkin, büyük bir ihtimalle bizlerden daha fazla şey biliyor olduğu, fakat bunların üzerine gidemediği gerçeğiyle yüzleşmemiz lazım Şu anda en büyük beklenti siyasi iradenin bu konudaki bütün enstrümanlarını çalıştırması Biz kamera kayıtlarında o gün Hrant Abi'yi vuran OS olduğu iddia edilen katilin yanında 4 tane daha insan tespit ettik Görüntüler var, yüzü gözüküyor Yani bu devlet, yüzüne poşu sarmış 17 yaşındaki çocukları alıp 20 ay hakim karşısına çıkarmadan içeriye atmayı biliyor Sizce Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu 4 kişinin kim olduğunu bulamaz mı bilmiyor mudur? Savcının yapacağı şeyi biz yapıyoruz işte avukatlarımız gidiyor kamera kayıtlarını buluyor Bu arada o gün bir bankanın ve metronun güvenlik kameraları tamamen bozuk, diğer bir bankanınkilerin ise yarısı çalışıyor Bu kadar süpriz olamaz hiçbir şey, ama o kadar görüntü de bile bir şeyler var Çok somut değil mi şimdi o 4 kişinin kim olduğu sorusu? GÖREVİ İHMAL, DELİL KARARTMA Bu davanın böyle bitmesi durumunda üzerine gidilmemiş olacak görevi ihmal, veya delil karartma gibi durumları hatırlatmak gerekirse 1) Katil OS ilk yaptığı açıklamalarda cinayeti tek başına işlediğini kanıma dokunuyordu, öldürmeye karar verdim ifadeleriyle söylese de, sonradan Trabzon'da yaylada atış talimi yapan 10 genç arasından en etkini olduğu için seçildiğini söylemişti 2) Hrant Dink cinayetinin planlayıcıları arasında olduğu anlaşılan Erhan Tuncel'in cinayetten tam 11 ay önce Şubat 2006'da polise, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün ise Ankara Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne rapor ettiği belirlenen, ve Yasin Hayal'in aklında cinayet planını, kimi, nerede, nasıl ve ne zaman öldürmeyi planladığına kadar ayrıntılarıyla anlatan istihbaratın gereğinin yapılmadığı ortaya çıkıyor 3) 5 Ağustos 2007'de, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bazı emniyet görevlilerinin ETuncel ile Cinayeti sizinkiler mi işledi şeklindeki telefon konuşmalarına rağmen soruşturmaya izin verilmemesi kanaatine varıldı 4) YHayal 29 Haziran 2007'de savcıya bir mektupla kendilerini emniyetten legal mi illegal mi bir grubun kumanda ettiğini bildirmişti 5) 2008 Nisan'ında bazı dinleme kayıtlarının imha edildiği ortaya çıkmıştı 6) Mayıs 2008'de Bitlis ve Iğdır'da ifade veren bazı uzman başçavuş ve görevlilerin dediklerine göre Hrant Dink cinayeti ile ilgili duyumlar alınıyor ve istihbarat toplanıyor, birim toplantılarında üs merciilere iletiliyordu 7) İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İl İdare Kurulu 20 Mart 2008 tarihli kararında 6 emniyet görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi yönündeki itirazları reddetmişti Bu şekilde, görevlilerin görev ihmalleriyle ilgili iç hukukun mümkün kıldığı tüm yollar tıkanıyordu 8) Trabzon 2 Sulh Ceza'da görevi ihmalle yargılanan Albay A Öz'ün C İğci'den gelen istihbaratı değerlendirmediği, Ali Öz'ün istihbaratını değerlendirmediği Cİğci hakkında sağda solda konuşmasın diye uyarılmasını istediği ifade edilmişti 9) Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 1,5 yıllık çalışması sonucunda hazırladığı raporda Trabzon Emniyet, Trabzon Jandarma, ve İstanbul Emniyet'tekindeki bir takım sorumlularla ilgili görevi ihmalden soruşturma başlaması tavsiye edildi Tavsiye dışında bir yaptırımı olmayan raporda uygun görülen soruşturmalar açılmadı 10) Yasin Hayal'in yurtdışı ile yaptığı 53 adet görüşmenin incelenmesi, kimlik tespiti yapılması gerektiği raporda belirtilirken bu talep Adalet Bakanlığı'nca reddedildi 11) Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun çalışmasının incelenmesi için 2 bir Teftiş Kurulu kurulmuş ve bu kurul kararına göre de ilk kurulun raporu tamamiyle geçerli bulunmuştu 12) Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz, iki jandarma görevlisi ve beş görevlinin, görevi ihmal suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılama başlatılmıştı (6 Mayıs 2009) Kanunlarda görevi ihmalden cinayete neden olmak şeklinde tanımlanan bir suç olmasına ve söz konusu fiil bu tanıma uygun düşmesine rağmen, yargılama görevi ihmal suçu ile sınırlı tutulmuştu Söz konusu görevlilerin kimisi 4, kimisi 6 ay cezaya çarptırıldı 13) Hrant Dink'in son yazıları arasındaki, 'Neden Hedef Seçildim?' ve 'Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği' yazılarında kimler ve hangi kurumlar tarafından hedef seçildiğini ve tehdit edildiğini anlattığı düşünülüyor Cinayetin 4 yıl raporunda Avukat Fethiye Çetin, 'katilin nerede aranması gerektiğine dair geride bir yazı bırakmış' sayılacağından ötürü, normal davalarda bile kaale alınmış olacak bu yazıların incelenmemesinin bile bir görev ihmali teşkil edebileceğini belirtiyor 14) Hrant Dink, yazıları temel alınarak süregiden linç döneminde İstanbul Valiliğince 'hayatının tehlikede olduğuna dair' uyarıldığında, odada Vali Yardımcısının yanısıra istihbarat görevlisi olduğu iddia edilen bir şahıs da bulunuyordu Hrant Dink, ailesine yönelik ölüm tehditleri ileride başa çıkılamaz bir hal aldığında, koruma başvurusunda bulunacak, ancak bu başvurusunun daha sonradan, olması gerektiği gibi işleme alınmamış olduğu açıklanacaktı 15) Haklarında TİB'den 2 defa telefon kayıtları üzerinde tespit yapılması istenen kimliği hala belirsiz 4 kişi, olay gününde olay yerindeki güvenlik kameralarınca görülmüşlerdi Ancak olay anında güvenlik kameralarının bir kısmının bozuk, bir kısmının o ana ait kayıtlarının silinmiş olması nedeniyle sadece bir bankanın kameralarının kısmen çekebildiği bu görüntülerle varlığı ispatlanmış bu kişilerin kim olduğu hala bilinmiyor Kimlikleriyle ilgili teknik delillerin beklendiği bu son duruşmada savcının mütalaa isteğinde bulunduğu biliniyor Volkan Eke / HABERTURKCOMveke@cyhcomtr
Neden 'bu dava böyle bitmez?'
Hrant'ın Arkadaşları HABERTURK.COM'a konuştu: Dört kişi daha tespit ettik!
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Eroğlu: “Dünyanın en güzel şehrini dünyanın en güzel insanlarıyla inşa edebiliriz”Ak Parti Tunceli Belediye Başkan Adayı Erkan Eroğlu, yaklaşan yerel seçimler öncesinde yaptığı açıklamada, dünyanın en güzel şehrini dünyanın en güzel insanlarıyla inşa edebileceklerini söyledi.
Deprem sonrası Balyan’da yaşananları belgesele taşıdı: Barınma haktırDepremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acılı halkın sorunları hala devam ediyor. Bu sorunlardan biri de barınma. Gazeteci Cihan Berk’in de bu soruna dikkat çektiği “Barınma Haktır” belgeselinde de yaşanan çaresizliği görmek mümkün.
Enerjileri kesik olan köylüler, FEDAŞ’a gittiFırat EDAŞ’ta devam eden eylemde bir uzlaşma sağlanamazken, merkeze bağlı Meşeyolu köylüleri FEDAŞ önüne gitti.
Bize Ekmek Yoksa Patronlara Da Huzur YokFırat Elektrik Dağıtım A.Ş., insanca yaşayabilecek bir ücret talebiyle direnen 17 işçiyi işten atmıştı.
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim