1949 yılında Selim Sarper tarafından Amerika’da kurulan ilk Türk derneği ATS (American Turkish Society) tarafından 17’ncisi gerçekleştirilen New York Türk Filmleri Festivali 4 gün içerisinde toplam 10 film gösterimiyle sona erdi.
Festival’in son filmi ‘Ovacık’, 17 yıldır yapılan New York Türk Filmleri Festivali’nde gösterilen ilk ‘belgesel’ film olma özelliği taşıdı. Festivalde sırasıyla gösterilen filmler; Nuh tepesi, Saf, Kelebekler, Taş (kısa), Yeşil (kısa), Küçük Şeyler, Aidiyet, Pandora’s Box (Pandora’nın kutusu) (kısa), Interference (Müdahale) (kısa) ve Ovacık.
İLK DEFA DENENDİ
Bu festival’de ilk defa seyirci oylamasıyla en çok beğenilen film ödülü denendi. Filmi izleyen seyirciler film sonunda perdede gösterilen barkod aracılığıyla telefonlarından izledikleri filmi o an puan verebildiler. Festival sonunda seyirci tarafından en beğenilen film ödül alacak.
Her film gösteriminden sonra film ile yetkili kişilerin katıldığı Soru/Cevap bölümleri yer aldı.
Kısa filmlerden Taş, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Alican Yücesoy’un yönetmen olarak ilk kısa filmi. Tabuları, insanların doğuşundan itibaren yanında sürekli büyüterek yanlarında taşıdıkları bir taşa benzeten Alican Yücesoy, bir insanın o taşını (tabusunu) bırakması mücadelesi ve çevrenin o tabuyu bırakmaması konusundaki tutumunu anlatıyor. Filmi izlerken ne oyuncuya, ne de diğer etkenlere takılıyorsunuz. Direkt kendi tabularınızı düşünüp adet ve ağırlığıyla sizde neler olduğunu sorgulamaya başlıyorsunuz. Oldukça etkili ve derin düşünülmesi gereken bir film.
Festivalin en son filmi Ovacık belgeselinin yönetmeni Ayşegül Selenga Taşkent ve uzun zamandır Türkiye’de yaşayan italyan yapımcı Delizia Flaccaventor, film gösteriminden sonra dikkat çekici notlarla, ilgiyle izlenilen filme, değer kattı. Ovacık belediye başkanlığını Türkiye Komünist Partisinden, Fatih Mehmet Maçoğlu (Komünist Başkan) kazandıktan kısa bir süre sonra çekilen film için bir yıl çalışıldı.