Onu sonsuza dek kaybettiğimizde, ona ebedi istirahatgahında seslenmiştim. ‘Oğlum, sen hep yanımızda olacaksın. Sen hep bizim dünyamızda, yaşamımızda olacaksın. Seni yine sevmeye okşamaya devam edeceğiz. Çok uzaklarda da olsan, biz sana yakın olacağız.’ demiştim.
Dediğim gibi O, hep yanımızda oldu. Dün SEYİT RIZA PARKINDA, adını taşıyan, hayrı için akan çeşmenin başında sevenleri ve arkadaşları ile buluştu. Sevenleri, arkadaşları çeşmenin etrafını onun için yaktıkları mumlarla mum bahçesine çevirdiler. Çeşmesinden akan suyu içtiler. İkram ettirdiği niyazı yediler.
Adını taşıyan çeşmenin kurulmasına izin veren EDİBE BAŞKANDA oradaydı. Çokça ziyaretçisi olan SEYİT RIZA parkında, çeşmenin kurulmasını vesile olan GÜRAY’A, teşekkür edip rahmet diliyor,
mum bahçesine bir mumda o yakıp, ekliyordu.
‘Babacığım.’ dediği bize bıraktığı yadigârı DENİZ, babası için çeşme başında mum yakmaya, buluşmaya gelmemişti. Annesi, gelmek istemeyince, oda gelmemişti.
Çeşme başında gördük ki; ‘O YAŞAMA DOYMAYANI’ yanlız biz değil, bütün arkadaşları ve bütün tanıyanları da özlemişlerdi.
GÜRAY, çeşmesinin başındaydı. Sevenleriyle, arkadaşları ile buluşmanın sevinci içinde gülünce, güller açan, yüzünde, yine güller, açmıştı. ‘Ben buradayım.’ diyordu.
Yolumun üstünde bana ve annesine yakın bir yerde, çeşme başında konaklamıştı.
Her sabah ona el sallayacak,
‘Seni çok seviyorum. Oğlum.’ diyerek onun gazete yerine gideceğim.
Orda onunla, resimleriyle, konuşacağım.
O, hep yanımızda olacak.
FİKRİ TAŞ